Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsan… Ya da İnsan Kalabilmek…

Bence insan, hala üzerinde araştırılması bitmeyen ve bitmeyecek, bilinmeyen bir muamma… Neden, insanların iyilik yapmakta bu kadar zorlandığı, ancak kötülükte bayrağı kaptırmadığını… Tarihsel ve biyolojik olarak incelediğimizde sanki, anlayabiliyoruz. Atalarımız boşu boşuna “otu çek, köküne bak” dememiş. Peki, bizi ne, bu kadar acımasız, kötü, vicdansız, merhametsiz, sevgisiz yapan? Önce İnsanın geliş ve varoluş tarihsel sıralamasına bakmak lazım. İnsan, biyolojik, psikolojik ve sosyokültürel yönleriyle karmaşık ve çok yönlü bir varlıktır. Biyolojik olarak insan, Homo sapiens türüne ait bir memelidir. Evrimsel süreçte beyin hacminin büyümesi, dik yürüme yeteneği, el becerilerinin gelişmesi gibi özellikler insanın doğaya uyum sağlamasında ve çevresini dönüştürmesinde kritik rol oynamıştır. Psikolojik açıdan, insan bilinçli düşünebilme, duygularını ifade edebilme ve karmaşık problemleri çözebilme yeteneklerine sahiptir Sosyokültürel açıdan ise insan, toplumsal bir varlıktır. İnsa

Hadi Yine İyiyiz…

“Oh misss hafta sonlarını da sayınca dokuz gün tatil. Oh…miss…” demeyi gönülden isterdim, ancak yine ve her zaman olduğu gibi bu keyifli cümle var olanların bir de köyü, kasabası olanlara ağzına yakıştı. Şimdi “ikicilik yapmaya ne gerek var, zengin düşmanlığına” dediğinizi duyar gibiyim. Yok Valla yapmıyorum, ancak toplumun bu kadar fakirleştiğini ajanslar(haberler demek) da duymuş olsak da bu gözler, kulaklar; iş görüşmesine yol parası olmadığı için kardeşinin para getirmesini bekleyip de görüşmeye gelemeyen insanlara şahitlik edince, durumun vahametini ancak kavradı. Bilirsiniz insan evladı, hayatı kendi yaşadığı dünyaya göre görür ve değerlendirir, yani herkesin kendi açtığı bir pencereden seyredersiniz yaşamı. Galiba benim pencerem de sadece iki sokağa açılıymış. İşte bunları görünce mecburen var olanın tatili demek zorunda kaldım. Bugün emekli maaşımda üç bin lirayı görünce “hey yavruum Seray kurbanın dersinin gerisinin parası çıktı” diye, bir mutlu oldum bir mutlu oldum ina

Biraz Oradan Buradan…

Bugün acayip siyasi yazı yazmak istiyorum, ancak yasak… Ben yazsam da vukuatlı olduğum için zaten editörlerim tarafından yazılar tek tek okunduğu için ya yayınlanmaz ya da sansürlenir. Kızmıyorum kimseye hepsi haklı benim de kendilerinin de başı belaya girmesin diye bunu yapmak zorundalar. Anlayacağınız yeni yüzyıl Türkiye, sansürsüz özgür gazetecilik anlayışımız tam gaz yükselişte. Olsun yine de yazmaya, kitlelere iyilik dağıtmaya devam edelim. Bizim buralarda “Allah kınamaz ayrılığı versin” denir geçinemeyen karıkocalar için. Bir de “yok birbirimizden farkımız” diyerek konuyu kapatmak en güzeli. Fiskos masasına neden, fiskos masası dendiğini hepimiz az çok biliriz. Bugün de fiskos masamız bu yazı olsun. Okullar artık tatil oluyor. Şansı çocuklar aileleriyle birlikte bir yerlere yaz tatillerini geçirmek üzere gitmeye hazırlanıyor bile. Olmayanlar da buralarda zaman geçirerek tatilini tamamlayacak. Spor bakanlığı çok güzel uygulamalara başladı bile ücretsiz yüzme olmak üzere çocuklar