Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sadece, ekip, biçip gidecektik!

Sadece, ekip biçip gidecektik! Bugün nerdeyse uzun süredir ilk kez ne yazacağımı bilemedim. Her tarafta bir çığlık…çaresizlik… İnsanım sonuçta, hüzünlerin arasında eğitim, çocuk konularını bazen yazmakta zorlanıyorum. Türk vatandaşı olarak da bizim hayatımıza yön verenleri çaresizce takip etmekte ruhumu hepten karartıyor. Zira 28 Şubat 1997 tarihinde yaşananlar postmodern darbe olarak tarihimize geçtiğinden bugüne, yine çözülemeyen bir kaosun içinde debelenip duruyoruz. Ünlü bir sosyologun dediği gibi “Dünya ülkelerinde ve toplumlarda çıkar çatışması bitmediği sürece hiçbir toplum demokrasiyi ülkesine uygulayamaz.” Ve başka bir bilim insanı da “İnsanlar savaşma hissiyle yaratılmıştır o yüzden barış asla gelmez” Galiba hepsi de doğru söyler, ister kabul edelim ister etmeyelim. Şu zaman kadar yaşadığımız her olay bunu gösteriyor. Yazık ki devletler savaşırken, masum halk bu savaşların bedelini ödüyorlar. Cahit Zarifoğlu’nun dediği gibi : ” Burası dünya ne çok kıymetle

Yeşilmişik...

Yeşilmişik…. Bu yazıyı hazırlarken ilk aklıma gelen, nurlar içinde olsun… Can Yücelin “Yeşilmişik” şiiri oldu… “Bir çift yaprakmış dalında yumuşacık Tutmuşum tutmuşum ellerinden senin Düşmüşüz yavaşça bir sakin derenin İçindeymişik yeşilmişik sazmışık Balıklar gibiymiş sessiz ve karanlık Yüzermiş saçların yüzermiş nefesin Susarmışız öyle bir sakin derenin İçindeymişik yeşilmişik sazmışık” Evet, dünya ulusları garip bir halde ve bu ulusların insanları… Bir taraftan resmi ya da gayri resmi savaşlar devam ederken, bir taraftan doğayı, yeşili koruma adına yapılan uluslar arası çalışmalar ve projeler… Ben artık pek bir şey anlamıyorum. Biz dünyayı eski haline getirmeye mi çalışıyoruz, yoksa daha beter olsun diye uğraşıyor muyuz? Bugün sizlerinde duymuş olabileceğiniz ve benim oğlumun da işyerinde projelendirdiği Yeşil Dünya projesi. Bunu ilk oğlumdan duymuştum. “Anne, artık akıllı yeşil fabrikalar, okullar, çarşılar pazarlar doğanın katlini engelleye

Aşk Olsun!

Aşk Olsun! Sanmayın bugün gerçek sevgisizliği anlatacağımı, yıllardır ayrılan ana-babaların çocuklarının ruhunu iyileştirmeye çalıştığımı, kendini sevemeyen bireyin başkasını nasıl sevebileceğinin analizini yapmayacağım, artık gerçek sevginin tarih sayfalarına gömüldüğünü, aşkın facebooklar da instegramlar da twitterlar da yaşandığını ve sahte hoşlantıların aşk sanıldığını ve kirlendiğini… Hiç birini… hiç birini… anlatmayacağım. Zira karşımda ki çiçekçideki kuyruğu görünce hala sevgisine sahip çıkıp, “ seni seviyorum” demekten korkmayan insanların varlığını görünce… Evet, sevgi hep var ve olmaya devam etsin… Biz kabul etsek de etmesek de sevmek, aşk bütün bu kavramlar doğuşumuzdan bu yana bizlere bahşedilen en kutsal en güzel duygu… Ayrıca Şubat ayı hep sevenlerin ayıdır ki bu Antik Roma Dönemin de şöyle geçer: “ O zamanların esas çocuğu Zeus ve resmî sevgilisi Hera’nın kutsal evliliğine adanmıştı bu ay Antik Yunan dünyasında. Aşkı ve bolluğu simgeliyordu.