Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Memleketime Bahar Gelmiş…

Mevsim geçişlerinde hepimizin ruh hali değişim içine girer. Ya çok mutlu, heyecanlı coşkulu oluruz ya da hüznün, umutsuzluğun dibine vururuz. Yetişkin insanlarda hal böyle olunca, daha duygularını kontrol edemeyen, tanıyamayan çocuklarda durum daha vahim hale gelir. Hele özel durumda ve gelişim evresinde olup üstüne ergenlikle dönemindeyseler… Ebeveynlerin bittiğinin, tükendiğinin resmidir. “Bu dönemler ne zaman bitecek” dediğinizi duyar gibiyim… Evet, çocuk doğduğu gün itibarıyla başlayan ve ortalama 20-25 yaş arasında son bulan ruhsal ve fiziksel bir yolculuğa çıkar ve bu yolculukta en yakınındakiler sonsuz hoşgörülü ve sabırlı olmak gibi bir sınavdan geçerler. Freud’un “Fallik” dediği, 2-5 yaş arası dönemlerde çocuğun, dünya ile çatışması başlar. “Dünya” ile diyorum, zira derdi sadece ebeveynleri değildir. O anlamlandıramadığı, tanımlayamadığı her şeye karşıdır. İnsan evladı doğası gereği bencil varlıklardır. Bu bencilliği yetişkinler geçmiş tecrübelerine dayanarak örtbas edi

Yollar Taş, Toprak…

Yüzyıllardır, o zamanda yaşayan hiçbir filozof zamanın nesillerini beğenmemiş ve gelecek nesillerin gelişimini iç açıcı bulmamıştır. Galiba bu doğanın kanunu. Mevcut yapı her zaman, geleceğini eksik ve tamamlanmamış ve hatta daha da dibe vurduğunu düşünerek türlü eleştirilerde bulunmuş,hiçbir zaman takdir etmemiştir. Bugün benim yazdıklarım filozofların düşüncelerini doğrular nitelikte olsa da aslında daha vahim durumlara gebe olduğumuzu da sosyolojik, ahlaki açıdan incelendiğinde haklı gösterir gibi olacak… Evet, bir bayram geçirdik. Bu arada herkesin bayramı tekrar kutlu olsun. Benim gibi çorunu çocuğu büyütüp yoğun iş temposunda olanlar için bu uzun tatil dinlenme için bir fırsat oldu. Ancak mesleğiniz insan ve hatta çocuk olunca tatiller bile size ders niteliğinde geri dönüyor. Çünkü etrafınıza herhangi biri gibi bakamıyorsunuz ve hatta bu iş bazen çekilmez oluyor. Kendime çok kızarım bu konuda “be...kadın, yıllardır çalışırsın, kırk yılda bir kere mis gibi tatile gitmişsin,

UYANIŞ...

Evet, galiba artık uyanmaya, kendimize gelmeye, haksızlıklar karşısında tepki vermeye başladık gibi… Ya da denize düştük yılana sarıldık… Kim bilir? Ancak bir gerçek var hepimiz çok yorulduk çok! Peki, bu uyanışı acaba çocuk büyütenler ne zaman gerçekleştirecek? Zira ülke şartları iyileşme göstersede bu iyileşmenin aktörleri, yani halkı oluşturan bireyler ruhsal ve bedensel sağlıklı olmadığı sürece iyileşmenin devamlılığı olabilir mi? 2 Nisan otizm farkındalık günüydü, ”onlar farklı değil, özel” dendi duruldu. İçinizden kaç kişinin otizmli eşi, dostu, evladı var bilmiyorum, ancak onlarla yaşayan insanların hiç de pembe bulutlarda gezdiğini düşünmüyorum. Özel durumu olan bireylerle yaşam, sırtınıza milyon kilo taşı yükleyip taşımanızdan farklı değildir. Zordur yaşam hem maddi, hem manevi. Peki, doğuştan olmadığı sürece, neden çocuklarımızda otizm spektrum bozukluğu, algısal gelişim geriliği, disleksi, DEHB bu kadar fazlalaştı? Çocuk istismarlığı gibi bun