Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başarabiliriz!

Başarabiliriz! Bu aralar artık havadan mı, yoksa yaşın getirdiği yorgunluktan mı? İçime fazlasıyla dönük yaşamayı tercih etmeye başladım. Mutlaka dönem dönem sizlerde bütün yaşadığım duyguları yaşıyorsunuzdur. Korkmayın! Hiç birimiz depresyonda değiliz. Sadece kendimizi dinleme ve ruhumuzla bedenimizi zaman zaman tatile çıkarmak istiyoruz, hepsi bu… Thomas Mann, "Yeryüzünde kişinin kavuşabileceği en büyük mutluluk, kendi kendinden hoşnut olmaktır" demiş. Çevremizde, bizim dışımızda o kadar çok olumsuz faktörler varken nasıl kendimizle mutlu olabiliriz? Diye aklınızdan geçirmiş olabilirsiniz. Aslında haklısınız da bir taraftan geçim derdi, bir taraftan sağlık problemleri, bir taraftan hasta çocuklar, kadınlara ve hayvanlara yapılan zulümler, bizi idare edenlerin aç gözlükleri, ölümler, yaslar ve paramparça olan ruhlarımızla, kendimizle mutlu olabilmek gerçekten oldukça zor. Elbette ki imkânsız diye bir olgunun olmadığını hayat size öğretiyor. Peki, bu

Lucifer

Lucifer… Şöyle bakıyorum da köşe yazmaktan ziyade sanki bu yazılarım bir faninin dünyaya bakışı ve yaşamda gördüğü deneyimlerini aktardığı bir anı notlarına dönüştü. Her neyse adı ne olursa olsun okuyana ışık tutabiliyor ve hayatında bazı olayları sorgulatabiliyorsa ne mutlu bana… Bir haftadır geçmeyen saçma bir griple boğuşurken (bir ara korona olduğumu bile düşündüm)evde zaman geçirmek zorunda kalınca, birkaç kitap okuma ve internet dizileri seyretme şansım oldu. Kim bilir, belki de bu grip vücudumun “artık biraz dinlen” sinyaliydi. Kendimi iyi, hissettiğimde okuduğum “İçimdeki Rehber” kitabını herkese tavsiye ederim. Kitabın özünde yine kişinin, kendi öz benliğini kendinde aramasını tavsiye eden ve örnekleyen yalın anlatım ilginizi çekecektir. Ben haberleri çok fazla takip etmem zira hep aynı hikâyeler, aynı yalanlar ve aynı hakaretler… Maalesef korku kültürünün hâkim olduğunu, özgürlüğümüzün bariz bir şekilde yitip gittiğini, ekonominin ve siyasetin çöktüğünü

Evlatlarınız Sizin Yansımanızdır…

Evlatlarınız Sizin Yansımanızdır… Evet, pek çok aile, evlatlarının daha başarılı, daha aktif ve daha örnek alınacak insanlar olmaları için çabalar dururlar. Bu konuda en çok sevdiği anekdot şudur; “Anne sürekli çocuğunu başkalarıyla kıyaslar ve her ağzını açtığında “falanca komşunu çocuğu var ya…”ile başlar, çocuğunu kıyaslar dururmuş. Gel zaman git zaman artık çocukta bu karşılaştırmaya dayanamayıp… -Anneee, arkadaşım Ayşe’nin annesi var ya… 2.Fakültesini okuyor, hem de doktormuş, var yaa öyle de güzel yemekler yapıp arkadaşıma her istediğini veriyormuş. Anne çok imrendim keşke benim annem de böyle bir anne olsaydı, elde ne analar var…” İşte böyle, siz çocuklardan bir şeyler bekliyorsunuz da ya siz çocuklarınıza nasıl örnek oluyorsunuz? Bu iş, esmer kara-kuru ve kısa boylu ananın-babanın, uzun boylu maviş ,sarışın bir evladı olsunu, beklemeye benzer. Olur mu? Olur, trilyonda bir olsa da olur… Ancak düşük ihtimaller peşinde koşmak yerine önce kendimizi, sonra da evladımızı tanımak

Medya

Medya… 10 Ocak Çalışana Gazeteciler Günü… 61 yıl önce, 27 Mayıs 1960’ta yönetime el koyan Millî Birlik Komitesi'nin gazetecilerin haklarını güvence altına alan 212 Sayılı Kanun’u çıkarmasına denk gelir. Bu yasa, gazetecinin haklarını ve işverenle ilişkilerini düzenliyordu. Bunun üzerine 10 Ocak 1961’de yasayı kabul etmek istemeyen Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul,Yeni Sabah gazetelerinin patronları, üç gün boyunca gazete çıkarmayacaklarını ilan etmişti. İlk defa gazete patronları birarada iktidara cephe almıştı. Bu eylem “9 Patron Boykotu” olarak tarihe geçti. Gazetecilerin büyük bölümü ise, patronlarına karşı iktidarın desteğini yanlarına almıştı. "9 Patron Boykotu"nun fikir babası Bedii Faik Akın (o dönemde Falih Rıfkı Atay’la 1952’de kurduğu Dünya gazetesinin patronuydu) boykota gitme nedenlerini NTV Tarih'e şöyle anlatmıştı: "İlgili taraflara sormalıydılar. Bizi boykota götüren de buydu zaten; bize

Hadi Gene İyiyiz…

Hadi Gene İyiyiz… Selam! Bu dünyada hala yiyecek ekmeği olanlar, Selam! 2022 yılını görebilenler, Selam! Geçen yılı bitirebilme şansı olanlar… Eğer ben yazabiliyor ve siz yazdıklarımı okuyabiliyorsanız gerçekten seçilmiş ve şanslıyız. Çünkü biz her şeye rağmen savaşçı ruhlu bir milletiz. Mesela koronadan kurtulup, bu kadar geçim sıkıntısına rağmen hala en azından kalp spazm bile geçirmeden 2022 yılına girebildiysek, hadi gene iyiyiz! Son yıllarda başımıza gelmedik kalmadı, ben uzaylıları da bekliyordum ancak galiba onlar da “bir duralım azıcık nefes alsınlar” diyerek gelmekten vazgeçtiler. Her yerden okkalı şamarlar yiye yiye, son gücümüzle sürüne sürüne 2022 yılına girdik girmesine de bundan sonra olacağı, biliyorum ki hepimiz merakla bekliyoruz. 1 Ocak’a girdiğimiz gibi zam bombardımana uğrayacağımız zaten belliydi. Benim merakım bundan sonra, hâkimiyetini yitirdiğimiz hayatımızda daha ne felaketlerle karşılaşacağımız. Galiba böyle giderse m