Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Benimle Yol Hikâyeleri…

Benimle Yol Hikâyeleri… Selam! Herkese bugün dünden daha keyifliyim… Yoo parayı bulmadım, âşık da olmadım, neden keyifli olmayayım ki, sağlıklı evlatlarım var, maddi sıkıntıları dünya çekiyor ama kocaman umudum var çünkü güç benim her şey gelir geçer… O zaman bir zararınız olmaz, kandırın beyninizi ve bugün de mutlu olmayı seçin inadına gülümseyin hayata… Gelelim benim yol hikâyelerime ki büyük oğlum çok iyi bilir… Mutlaka yola çıktığım zaman bir macera yaşarım en basitinden Adanalı olmama rağmen Adana yollarında kaybolabilir yarım saatlik yolu bir saatte tamamlayabilirim ve hatta Erdemli den (Mersin’in İlçesidir) Adana’ya yola çıkarken Adana’nın ilçesi Misis’ten ( bu arada Adana Misis arası 71 km ve takriben 1 saat 12 dakikadır) çıkmışlığım bile vardır… Anlayacağınız ben de yol hikâyeleri bitmez… Gelelim bu hafta sonu yaşadığım yol macerama Malum beni takip eden arkadaşlarım bilir… Pozitif düşünmeye ve yaşamaya gayret ederim.Evrene verdiğiniz enerjinin

Beyni Olumlamaya Ne Dersiniz?Çünkü İhtiyacımız Var…

Beyni Olumlamaya Ne Dersiniz?Çünkü İhtiyacımız Var… Yıllar önce aldığım eğitimdir EFT uygulaması bankacılıkla ilgili bir terim gibi değil mi? aslında pek de hatalı benzetme olmaz beyne olumlama transferi, Nörolojik Dil Programlama deniyor Türkçe anlamıyla… Aslında kodlamayı değiştiriyoruz. Olumlu düşünüp, olumsuz olayları aklınızdan çıkarabilmenin en basit yöntemidir beyni kandırmak. Bazen lütfen kızmayın ‘‘ ne aptal beynimiz var derim’’ Neden mi? Acı yemeyi sevmeyen insana yediği biberin aslında acı olmadığını söyler ve onu ikna ederseniz ki deneyebilirsiniz beyin bunu algılıyor ve acı hissedilmiyor. Ya da bir yara aldınız o an acı hissettiğiniz an ‘‘evet bu yarayı aldım, canım yanmıyor ‘’ telkinini kendinize verin canınızın yandığını hissetmeyeceksiniz. En basiti çok aşık olduğunuz birinden ayrıldığınız da aşk acısını ‘‘evet aşık oldum yaşanmalıydı bitti gitti’’ gibi telkinlerle hafiflettiğinizi fark edeceksiniz. Ve hatta beyin o kadar aptal ki ben bunu

Neden Küpe Takarlar?

Neden Küpe Takarlar? Şimdi bu kadar önemli sorunlar varken nereden çıktı küpe muhabbeti diyeceksiniz. Demeyin… Bazen ben bile neyi yazıyorum? Sosyal adaletsizlik gırra gidiyor ki artık zavallı bir vatandaş olarak bunu da uygulayanların sosyal devlet,sosyal belediye diyenlerin yaptığını görünce içim acıyor… Birbirinizi hoşgörün, insanız incitmeyin dedikçe, yanımda berimde insanların birbirine kıyım yapmalarına,sevgisizliklerine şahitlik ettikçe içim acıyor… En azından bilgi aktarımı yapayım da bir şeyler öğrenelim istedim. Evet, erkeklerin sol kulaklarına taktığı küpe… Ki benim büyük oğlumda takar pekte yakışır. Galiba biz Türklerin kanında var bu… Geçen gün yine küpe takan erkekler için çirkin laflar edenler oldu. Eee haliyle anneyim kanıma dokundu ki şuan da evladım vatani görevini yapıyor kısmetse Ekim ayın da burada efendi gibi her Türk gencinin yapması gerekeni yapıyor bedelli askerlik yapıldığı bir zamanı düşürsek oğlumun   6 aylık kısa dönem

Ayık Olun Burası Adana!

Ayık Olun Burası Adana! Ayık olun! Bu tabir Adana’nın daha çok kenar ilçe ve mahallelerinde kullanılır ve hiç sevmediğim bir laftır. Lakin bugünkü ruh halime ve yazacaklarıma cuk diye oturdu… Evet, Adana’ya dışarıdan gelmiş olan kardeşlerim ayık olun artık, burası Adana! Öyle kıçı başı ayrı oynayan herkese boncukları avuç avuç dağıtan bebeleri al aşağıya ederde ne olduğunu anlamazsınız. Başka şehirleri bilmem, bizim buralar da arkadaş, kardeş dediklerimize yan gözle bakmayız, kimsenin yanındakine berisindekine işve cilve yapmayız. Bizim memleketimizde yerlisiysen hakiki Adana kültürüyle yetişmişsen örf ananene ve kültür farklıdır.O yüzdendir ki Adanalı kadın ve erkeğine yiğit derler.Çünkü ters basmaz bizim tabanlarımız yere… Öyle, biz de geniş mezhep yoktur. Bunu yapmaya çalışan bebelerin başını kıçından ağır getiririz. O, gülen yüzümüze, insancıl yaklaşımımıza kanıp da bizleri kimseyle karıştırmayın o yüzden ayık olun! Akılınızı almayalım… Adana aslında büy

Sana Mektubum Var!

Sana Mektubum Var! 2 Temmuz 2001 saat 7.30’ da artık yeter dedin ve 10 yıllık hayat mücadelesinden vazgeçip çekip gittin… Tam 18 yıl oldu… Bugün içimden sana mektup yazmak geldi. Biliyorum hep bizi korudun kolladın aslında hiç gitmedin.Niye biliyorum, biliyor musun? Her dara düştüğüm de bir şekilde o gizli elin çekip çıkardı batağa saplanmayayım diye ve iki tane sana benzeyen emanetle varlığını hiç unutturmadın. Evet, çocuklarımız büyüdü senin gibi bir babaya layık iki delikanlı oldular o konuda rahat et… Ben mi? Ooo öyle çok hatalar yaptım ki hiç sorma. Hep senden sonra yeni bir hayatım olur mu? Acaba diye çırpınıp durdukça ciğersizler karşıma çıktı yani beni hiç incitmemiştin ya onlar senin yerine canıma okudular haa hak ettim bunu biliyorum. Çünkü senin öğütlerini dinlemedim hep acıdım ve acınacak hale geldim.. Galiba hep seni aradım gördüğüm yüzlerde, meğer bir hayat bittiğin de yeni bir yaşam zormuş.Artık kabul ediyorum o yüzden rahat uyu biten bir m

Pişşt Yetişkinler! Bir Kendinize Gelin Bakiim….

Pişşt Yetişkinler! Bir Kendinize Gelin Bakiim…. Yakın çevrem bilir çok uzun zamandır zihinsel sağlığımı koruyabilmek için TV seyretmem. Benim küçük oğlan gelene kadar TV nin kesildiğinin bile farkına varmadım… Durum bu! Sanal medya, paylaşım sayfaları bana neler olduğunu zaten haber ediyor, çok çok fazla dolanan paylaşımlar da gerçeği anlamak için internetten yararlanıyorum… Asıl hayat ve gerçek haberleri doğru görebilirseniz hepsi sanal yaşamda, TV de boş laflar insanın canını sıkıyor, yok sıksın da bir paylaşım yapıyorum bu sefer de aileme zarar gelir diye tekrar siliyorum. Çünkü bana ilişemeyenler en  yakınındakilerden  çıkarıyorlar hırslarını o yüzden özgürlüğün de cesur kalemin de beli bükülüyor.   Uzun zamandır da  siyasi serzenişte bulunmuyorum zaten.Bütün partiler,belediyeler harika her şey yolunda hepsi insani  davranıyor, kimse partizanlık yapmıyor , kimse ne yalak ne de yalaka besliyor…. Dedim ya her şey yolunda… Amma biz ihtiyarlar artık bir kendi