Beyni Olumlamaya Ne Dersiniz?Çünkü İhtiyacımız Var…


Beyni Olumlamaya Ne Dersiniz?Çünkü İhtiyacımız Var…

Yıllar önce aldığım eğitimdir EFT uygulaması bankacılıkla ilgili bir terim gibi değil mi? aslında pek de hatalı benzetme olmaz beyne olumlama transferi, Nörolojik Dil Programlama deniyor Türkçe anlamıyla…

Aslında kodlamayı değiştiriyoruz.

Olumlu düşünüp, olumsuz olayları aklınızdan çıkarabilmenin en basit yöntemidir beyni kandırmak. Bazen lütfen kızmayın ‘‘ ne aptal beynimiz var derim’’

Neden mi? Acı yemeyi sevmeyen insana yediği biberin aslında acı olmadığını söyler ve onu ikna ederseniz ki deneyebilirsiniz beyin bunu algılıyor ve acı hissedilmiyor.

Ya da bir yara aldınız o an acı hissettiğiniz an ‘‘evet bu yarayı aldım, canım yanmıyor ‘’ telkinini kendinize verin canınızın yandığını hissetmeyeceksiniz.

En basiti çok aşık olduğunuz birinden ayrıldığınız da aşk acısını ‘‘evet aşık oldum yaşanmalıydı bitti gitti’’ gibi telkinlerle hafiflettiğinizi fark edeceksiniz.

Ve hatta beyin o kadar aptal ki ben bunu öğrencilerimle çok paylaşırım. Yatarak ya da yayık vaziyette ne okursanız okuyun okuduğunuzun çok az bölümü aklınızda kalır çünkü vücut beyne şunu yollar ‘‘Evet sen uykuya geçiyorsun hadi uyu’’ gibi…gibi çok fazla örnekler verebilirim.

O yüzden eğer olumsuzlukları çağırmak istemiyor ve her sıkıntıya rağmen mutlu,huzurlu olmak   istiyorsanız.Mutlaka olumlama sözcüklerini yaşamınızın baş köşesinde bulundurmak zorundasınız.

Kullandığınız her sözcükle bir anlaşma imzalarsınız. Hem kendinizle hem karşınızdaki ile hem de tüm evrenle! 

‘‘Bir insan gelecekte ne yaşayacağını merak ediyorsa, bugün ne konuştuğuna baksın.’’

Büyük olasılıkla bugün en çok konuştuğunuz şey yarının deneyimi olacak

Sadece olmasını istediğiniz şeyleri söyleyin.

"Ben hasta olmak istemiyorum "yerine,  ”ben sağlıklıyım."
"Yaşlanmak istemiyorum" yerine "ben her daim genç kalıyorum.."

Yaşlanmak istemiyorum diyen insanların oradaki odağı yaşlanmaktır mesela... 
Ve sonucunda yaşlanmak kaçınılmazdır.

Öyle ki beyin negatifi algılamaz… Söylenen her sözü gerçek kabul eder. Bu nedenle aslın da aptal değil yalan ve kötülükten uzak kotlamaya sahiptir.  

Mesela siz, "Unutma"  dediğinizde onu "unut" olarak alır. Onun yerine "Aklında tut" demek daha doğrudur. 

Birisine, “Panik yapma” dediğinizde daha fazla panik olacaktır. 

Bunun yerine "sakin ol" demek daha uygundur.

Bu yüzden ne yapmak istemediğimizi değil ne istiyorsak onu söylemeliyiz!

Birisi sizi gördüğünde  "hasta gibi görünüyorsun" dediğinde, eğer siz buna inanır ve onaylarsanız bu anlaşmayı imzalamış olursunuz ve çok fazla sürmeden hasta olacağınıza dair sizi temin ederim!

Hastalık demişken bazı insanlar var hastalıklarına sıkı sıkı sahip çıkan... 
"Benim şekerim var!"
"Benim tansiyonum var!"
BENİM..!!!
"Benim" diyerek siz bu kadar sahip çıkarsanız o hastalık da sizi hayatta bırakmaz! 

Çünkü "Ben" diye başlayan her cümleyi bilinçdışı sahiplenir ve emir kabul eder.

Büyüklerin çok söylediği bir söz vardır. 

"Bir şeyi kırk kere söylersen olur."

Hiç düşündünüz mü neden acaba?

Çünkü dil neyi çok söylerse, bilinçdışı onu gerçek kabul eder, beyin onu gerçekleştirmek için harekete geçer.

*OLUMLU KONUŞMAK ve DÜŞÜNMEK işte bu yüzden çok önemlidir.*

Enerjinizi hangi kelimeler üzerine odaklıyorsunuz? 

Eğer hayatınızın istediğiniz kadar güzel olmadığını fark ettiyseniz, olumsuz kelimeleri ne sıklıkta kullandığınızı not etmek için bir defter tutun.

Gerçekten daha iyi bir hayatın ne kadar kolay ulaşılabileceğini gördüğünüzde şaşıracaksınız.

Kelimelerinizi değiştirin, hayatınız değişsin..

Sözlerinizle birlikte davranışlarınızda değiştiğinde siz değişmeye başlarsınız.
Siz değiştikçe yaşamınızda değişir. Bir bakarsınız ki yaşamınız söyledikleriniz, düşündükleriniz, davranışlarınız olmuş..

Bu yüzden ‘‘olmasını’’  istediğiniz şey neyse ona odaklanın ‘‘olmamasını’’ istediğinize değil..!

Şimdi şu iki cümleye bakın. Ve iki cümlenin de ayrı ayrı size ne hissettirdiğini düşünün..

- Bugün hava çok güzel ama yarın yağmur yağacak.
- Yarın yağmur yağacak olsa bile bugün hava çok güzel!
Sadece iki kelime AMA ve OLSA BİLE kelimeleri cümledeki ifadeyi ne kadar değiştiriyor değil mi? İlkinde olumsuz bir duygu durumu ikincide ise her şeye rağmen mutlu olma durumu.

Ne olur kalbimizi, kafamızı,hep sevgiyle, saygı ile edeple incelikle güzel duygularla doldursak…

 Şems-i Tebrîzî der ki…*

 Eğer hala KIZIYORSAN Kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir. 

Eğer hala KIRILIYORSAN Gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir.

Eğer hala KINIYORSAN,  af makamına ulaşmamışsın (öfke ve kin seni cayır cayır yakıyor) demektir.

Eğer hala ”BEN” demekten vazgeçmiyorsan, 
Dizginlerin hala nefsinin elinde ve sen bu esarete boyun eğiyorsun demektir.

Eğer hala musibetlere yana yana üzülüyorsan, gerçeği bilmiyorsun demektir.

Eğer hala şikâyet ediyorsan, HAKİKATİ göremiyorsun demektir.

O yüzden kelimeler insan hayatın da çok önemlidir. Ben hep mi? böyleyim ya da böyleyim asla…
Sonuçta hepimiz insanız lakin hayat denen yolculukta yaşamınız da ki gelgitlerden mutlaka ders çıkarmak zorundayız.

Bence şunu hiç unutmayın olumsuzluklar yaşıyorsunuz,üzülüp kahroluyor ve mutsuzluk bütün bedeninizi kaplıyor…

Şimdi sorarım size; Bu duyguları yaşarken yaşamınızdaki hangi olumsuzluk olumluya dönüştü?

Şems-i Tebrîzî der ki… Diye yazdım. Şimdi de Rus edebiyatının dev ismi Tolstoy’un
‘‘Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor.’’Sözüyle yazımı bitirmek istiyorum.

O yüzden illa ki bizim yaptığımız hataları yapmak zorunda değilsiniz. Yeter ki ders çıkarabilecek yetiye sahip olun.

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
  



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

UYANIŞ...

Kayıp Nesil...