Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şimdi Okullu Olduk…

Şimdi Okullu Olduk… Herkese selam! 30 Ağustos Zafer Bayramı yaklaşırken, “100 yıl önce bugün, 29 Ağustos 1922'de, 1. Ordu’nun bir kısmı güneyden, 2. Ordu ve süvari kolordusu kuzeyden Trikopis grubunu kuşatmaya başladı. 1. Ordu birliklerinin diğer kısmı ise Dumlupınar’daki düşman mevzilerine taarruza devam etti. Dört gündür süren muharebeden yorgun birlikler, Yunan kuvvetlerine karşı gece yarısına kadar saldırılarını sürdürdüler. Dumlupınar güneyindeki stratejik Toklusivrisi tepesini ele geçiren Türk birlikleri, Yunan kuvvetlerinin önemli bölümünün Dumlupınar’daki mevzilere çekilmesini önledi. 2. Ordu birlikleri ise Yunan birliklerinin kuzeyine geçerek Altuntaş-Döğer bölgesinde Kütahya yolunu tamamen kapadı ve düşmanı kuşatma altına aldı. 29’u akşamı 14. Süvari Tümen Komutanı, birliklerine yeni bir saldırı emri vermişti: “Tümenimiz, şaşkın düşman saflarına taarruzla toplarını alacaktır”. 1. Bölük Komutanı Yüzbaşı Şekip, sayıları 150’yi bulmayan süvarilerinin başında,

Harita Kadastro Müdürlüğüne Döndük…

Harita Kadastro Müdürlüğüne Döndük… Herkese selam olsun, Son yazımda Çılgın dondurmacıdan bahsedeceğimi, yazmıştım. Evet,40 yaşlarının ortasında Hataylı bir adam, birden bire farklı oyun tarzı ve özellikle Arapların ilgisini çeken tek şarkısıyla dondurma ustalığını farklı boyuta taşıyan Mehmet kardeşimiz… Ona ne güç verdi ki şimdi hepimizin dilinde? Acaba onun aile haritası nasıl? Birileri onun geçmişini iyileştirmeye çalıştı mı? Ve Zeytin Ağacı dizisine konu olan geçmişini kabul, hikayesi…. Bütün bunlar gerçek mi? İnsanlar atalarının hatasını düzeltebilir mi? Ya da yapılmış olan hataların bedelini gelecek nesil mi öder? Bu aralar, insanların yaşam bunalımları, duygusal gelgitleri, maddi-manevi başarısızlıklarına nedenler arama çabaları, aslında yeni bir sektörün varlığına neden oldu. Daha açıkçası biz; çocuk gelişicilerinin, psikologların ve psikyatırların bildiği, yıllardır uyguladıkları ve “bireyin çocukluğuna inmek lazım “ klişe gibi algıland

Gezelim, Görelim

Gezelim, Görelim Aslında başlığa gezelim, görelim ve… dövüm dövünelim yazmalıydım, ancak başlık için uzun bir cümle olurdu. İki yıldır, rahmetli teyzem öldükten sonra, aydınlanma yaşayan kardeşler ve kuzenler “biz ölüp gidiyoruz ve kimse kimseyi göremiyor” diyerek çorçocuk, torun tombalak sadece kızların olduğu kısa bir tatile çıkıyoruz. Kimi İstanbul’dan, kimi Antep’ten, kimi Bandırma’dan bu tatil için geliyor ve bir hafta elimizde tek kalan anacığımızı da alıp eskileri, yenileri yâd ediyoruz. Anlayacağınız her tatilde ayrı maceralar yaşayıp gezelim, görelim ritüelini yaşıyoruz. Geçen yıl belki hatırlıyorsunuzdur. Kalkan’da 5 liraya ekmek 25 liraya su 8 rakı bardağına 80 lira ödemiş olmanın şokunu sizle paylaşmıştım. Bu yılda yolumuz Fethiye Göçek’e düştü… Hay düşmez olaydı. Fethiye maceramızdan ufaktan ufağa başlayalım. Arabayla gidince Adana’dan erken çıktık yola. Maksat Göçek’de ayarladığımız evin giriş süresi gelene kadar ufak ufak gezmekti.Önceden yer a

Hadi Bakalım, Kendime Saygım Var!!!

Hadi Bakalım, Kendime Saygım Var!!! Henry W. Longfellow "Kendisine saygı duyan kişi, başkalarına karşı güvendedir;zira o, hiç kimsenin delemeyeceği bir zırh giyer." Demiş. Peki, kendine saygı duyan ve doğru olanın farkında olan kişi illa bunun için mücadele etmek zorunda mıdır? Doğruluk ve normallik görece bir kavramdır. O yüzden yasalara ve toplum normlarına göre doğru olanı somutlaştırmıyor muyuz? Her ülkenin kendine ait bir yasası vardır. Bunun hepimiz farkındayız. Bu yasanın gön verdiği gibi haksız ya da haklı uygulamaları bilir, neyin suç neyin suç olmadığını yine yasalar çerçevesinde fark ederiz. Ancak, yasaları koymak demek, bunların uygulandığını bize somut olarak göstermediğini, gerçek hayatta çoğumuz birebir maalesef yaşamaktayız. Anlayacağınız Türkiye'de yasa konulur ve uygulayıcıların keyfine bırakılırken, denetleme mekanizması bir türlü çalışmaz. Şimdi “yine ne anlatıyor” diye, düşünüyor olabilirsiniz? Aslında kuzenlerim ile geleneksel buluşma tatil

Yasalarımızı Bilmek...

Yasalarımızı Bilmek… Bugün sizlere biraz dernekler ve üye olduğumuz oluşumların yasal süreçlerinden, organların tanımından bahsetmek istiyorum. Bu bilgilerin çok daha fazlasını Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünden alabilirsiniz. Hepimiz öyle ya da böyle bir toplum örgütüne üye oluyoruz. Bu siyasal da sportif de gönüllü kuruluşlar da olabilir ve hatta hepimizin apartman yönetimin de mutlaka bir üyeliğimiz vardır. T.C. yasalarına göre genel anlamda süreç ve işleyişlerde birbirine benzer. Ancak hiç birimiz aslında oldukça dikkat etmemiz gerektiğini ve yasaların varlığıyla idare edilen bir oluşum içinde olduğumuzu, yaptığımız eylemlerde neyin suç, neyin suç olmadığını. Özellikle sivil toplum kuruluşlarında üyeliğin ne kadar önemli ve yasal sorumluluklar içerdiğini hiç fark etmeyiz. Zira bize göre sosyalleşmenin bir ölçüsüdür özellikle sivil toplum dernekleri. Ancak; madalyonun diğer yüzü oldukça karanlık. Eğer bir derneğe üye iseniz o dernekte yapılan bütün eylemle