Sana Mektubum Var!

Sana Mektubum Var!

2 Temmuz 2001 saat 7.30’ da artık yeter dedin ve 10 yıllık hayat mücadelesinden vazgeçip çekip gittin…
Tam 18 yıl oldu… Bugün içimden sana mektup yazmak geldi.

Biliyorum hep bizi korudun kolladın aslında hiç gitmedin.Niye biliyorum, biliyor musun? Her dara düştüğüm de bir şekilde o gizli elin çekip çıkardı batağa saplanmayayım diye ve iki tane sana benzeyen emanetle varlığını hiç unutturmadın.

Evet, çocuklarımız büyüdü senin gibi bir babaya layık iki delikanlı oldular o konuda rahat et…

Ben mi? Ooo öyle çok hatalar yaptım ki hiç sorma.

Hep senden sonra yeni bir hayatım olur mu? Acaba diye çırpınıp durdukça ciğersizler karşıma çıktı yani beni hiç incitmemiştin ya onlar senin yerine canıma okudular haa hak ettim bunu biliyorum.

Çünkü senin öğütlerini dinlemedim hep acıdım ve acınacak hale geldim..

Galiba hep seni aradım gördüğüm yüzlerde, meğer bir hayat bittiğin de yeni bir yaşam zormuş.Artık kabul ediyorum o yüzden rahat uyu biten bir mutluğun yerini hiçbir duygu almıyormuş.Eee adam ne yapayım sen benden akıllıydın benim akıllanmam için çok zaman geçmesi lazımmış.

Evin her yerin de sen varken de duran fotoğrafların başköşede, arada çocuklar senle ilgili sorular sorar. Öyle çok zaman geçtik ki sesini unuttum, zaten en büyük pişmanlığım neden bir ses kaydı almamışım ki işte acemilik bilemedim. Ama o içten gülüşünü,yaptığın şakaları ve tembelliğini hiç unutmadım.Siyah ve beyaz gibiydik…Şimdi… şimdi… Beni ne çok sevdiğini fark ediyorum.Ne yaparsam yapayım hep sabırlı, sakin davrandın bir babanın evladını karşılıksız sevmesi gibi….

Çabuk büyüdüm adam…

Anneme ölmeden önce “ sahip çıkın kurtlara bırakmayın” demiştin ya…Kurtlar olsa sevin, bazen çakallarla dans ettim.Kızma…Onlar beni ben yaptı…

Daha mı? Ne yapıyorum senin hiç istemediğim anaokuluna devam ediyorum galiba yapacak başka bir mesleğim olmamasından.

Benimle övündüğünü biliyorum neden mi? senden sonra birçok okul bitirdim. O zaman önemli bulmadığım akademik başarının ne önemli olduğunu fark ettim. Eminim ki eğer yaşasaydın benimle gurur duyardın.
Erçin askerde biliyor musun? Efendi, adam gibi adam oldu. Küçük maymunun Eren de fakülte öğrencisi, çocuğu ne çok üzerdin çok tüylü diye “ Sen büyüdükçe maymun olacaksın” dediğin de fukara gerçek zanneder senle kavga ederdi. Yok çok yakışıklı bir delikanlı oldu.

Ama çocukları kabrine götüremiyorum küçük hiç gelmedi istemiyor ben mi? şu aralar seni ziyaret etmedim.
Kızma sakın onlar senin yokluğunu kabul etmek istemiyorlar bense acılar azalır derken gün güne çoğaldığını fark ettim.Be adam, sen gittin gitmesine de arkada bir enkaz bıraktın ki hiç sorma.Hep bir yanımız eksik ve sensiz..

Hayal ediyorum arara acaba yaşamış olsaydı bizim hayatımız nasıl olurdu?

Biliyorum, ben bu kadar çok hata yapmazdım, hayatın zorluklarını bu kadar sırtlamazdım, hatta çocuklar büyürken onlar için senle kavga bile ederdim o bile ayrıcalıkmış biliyor musun?   

Haa bak bir de yazı, şiir yazıyorum hatta bazen şımarıp gazete haberi bile yapıyorum…

Sana büyüdüm artık diyorum ya..Valla büyüdüm!

Azcık şımartayım seni annem ve aile seni hiç unutmadı hep lafın olur ve yerine kimseyi kabul etmediler. Biliyor musun? Özge büyüdü psikolog oldu onun da bir kızı var ve kocası Uğur…

Uğur aynı sen, her Uğur’a baktığımda karşımda sen varmışsın gibi geliyor,davranışları iyiliği sakinliği, esprileri sanki senin ruhun onda, çok garip o yüzden Uğur’u hepimiz çok seviyoruz.

Bugün acıların en fenasını bana yaşattın azıcık daha dayansaydın ne de güzel olurdu. Şimdi bilim gelişti, belki de hala aramızda olacaktın.Bak isyan ettiğimden değil beni iki çocukla namertlerin içine  bıraktın ya…İşte bu adaletsizliğe kızdım hep…Yoksa isyan değil….

Şimdi mi? Ne yapıyorum. Sen gittiğin de 30 yaşındaydım, ben de yaşlandım adam…

Hala aynı yerdeyim ben istasyon durumundayım yani yolcular geliyor ve gidiyor. Hayatımız da kimi insan geldi uğradı ve gitti ölene kadar da bu olacak galiba…

Bense senin yanına geleceğim günü bekleyeceğim ama daha zamanı var hemen acele etme oğlanlar da bir şekle gelsin öyle…

Haa bu arada bana kızdığının farkındayım rüyalarım da terk ettin beni, etme… Etme! Artık rüyalarıma geri dön dön ki orada huzur içinde beni beklediğini bileyim.

İşte böyle konuştuğum gibi yazdım yine demek ki seni özlemişim be adam….

Bu arada eğer hala bizimle kalsaydın tam 28 yıllık evli olacaktık.Bu sayıyı söyleyen çiftlere öyle imreniyorum ki hiç sorma içimden “ ben de böyle olacaktım” diyorum.

Zaten tek kıskandığım insan figürü uzun yıllar evli ve mutlu aileler onu da yenemiyorum.Demek ki insan hayatında bazı dönemlerin yeri bir daha dolmuyor ve hayatın yeni bir sürecini yaşamak zorunda kalıyorsun…
Biz seni hiç unutmadık bugün bir sen bir de madımak katliamı canımı yakan iki acı… Dinmedi diner gibi yaptı hep…  

Artık kendimi kandırmaktan vazgeçtim. Senle başlayan sevda, yaren, aile bitti…

Emanetlerini sen nasıl yetiştireceksen ben de öyle yetiştirdim. Ben yaşlandım sen 36 yaşında Erdemli den çıkan akıllı başarılı ve ailenin gururu olan Mehmet Ali Levent olarak kaldın…

Ruhun hep huzur bulsun mekânın biliyorum ki cennet… Melek kadar iyi bir insanın yeri başka yer zaten olamaz.


Bir yanınızın hep eksik kalmaması dileği ile birbirinizin kıymetini bilin olur mu?

Hayatın içinde kayıplarınız sizi siz yapar,acılar sizi pişirir ve insana, sevgiye,iyiliğe öyle çok sahip çıkarsınız ki kendinizi unutursunuz.Hep elinizden giden mutluluğun peşine düşersiniz belki dersiniz belki...
Belki bu sefer Allah'tan geleni engelleyemedim ama ben kulum belki bu sefer her şey güzel olur.

Anlayacağınız geride kalanların ömrü böyle geçer durur...

İnsanlardan tek ricam lütfen! Yaralı insanların yarasını kanatmayın özellikle eğer biraz vicdanınız varsa mümkünse en uzak yere gidin olur mu?  

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

UYANIŞ...

Kayıp Nesil...