"Mühürlü Yalanlar"
Eskiden diploma, insanın yıllarca verdiği emeğin, sabahlara kadar uykusuz kalışının, kütüphane köşelerinde aç karnına çalışmasının ödülüydü.
Eğer sahtecilik yapacaksanız da bunun için emek harcıyordunuz. Bazı diplomalar bir fotokopi dükkânında doğuyor, bir noter masasında büyüyor, resmi mühürle de “vatandaş” oluyordu.
Sahte diplomalar öyle ustaca hazırlanıyordu ki, resmî kurum bile “Tamamdır, bu gerçek” diye mühür basıyor. Yalan, devlet onaylı hale geliyordu yani. Mühür vurulunca yalan, bir anda “saygın” bir evraka dönüşüyordu. Hatta çerçeveletip duvara asıyorlar; gelen giden bakıp “Vay be!” diyordu.
Anlayacağınız eskinin sahtesinde bile bir emek vardı.
Ya şimdi?
Teknoloji ilerledikçe hayat kolaylaşıyor diyorlardı… Meğer bazı sahtekârlar için hayat “hızlı çekim” moduna geçmiş. Daha önce de yazdığım gibi, eskiden sahte diploma hazırlamak zahmetliydi; kâğıt seçilir, mühür bulunur, imza taklit edilir, bir de tanıdık memur ayarlanırdı.
Şimdi? İki tıkla oluyor.
Buyurun tanışın: “E-İmza Çağında Sahtecilik!”
Artık diploma kâğıda bile basılmıyor, PDF olarak hazırlanıyor. Sonra hop, bir e-imza atılıyor… Sistem de bakıyor: “İmza var mı? Var. Oh, tamamdır.” Kimse kâğıdın arkasında kaç saat ders çalışıldığına, kaç vize-final atlatıldığına bakmıyor.
Hatta sahte diploma yapanların kendi aralarında şöyle espri yaptığını hayal edebiliyorum:
— Abi sen hangi üniversiteden mezunsun?
— Adobe PDF Üniversitesi, E-İmza Fakültesi.
— Bölüm?
— Kopyala-Yapıştır Mühendisliği.
— Baba… Kaça mal oldu?
— Falanca dolara.
—Vay! Adi sahtekâr, benden iki katı almıştı…
E-imza dediğimiz şey aslında, “Bu belge gerçekten bu kişi tarafından imzalanmıştır” demek. Ama belge baştan sahte olunca, e-imza sadece yalana mühür basmış oluyor. Yani teknolojiyi bilginin hizmetine sunacağımıza, kurnazlığın hızına hizmet ettiriyoruz.
Ve işin en acı tarafı: Gerçek öğrenciler, sabahlara kadar ders çalışarak, kütüphane köşelerinde uykusuz kalarak, fotokopi kuyruğunda çürüyerek aldıkları diplomalarını elinde titreyerek tutarken… Sahtekâr, oturduğu yerden “Gönder” tuşuna basıyor.
Son Söz: Ama gerçek diploması olanlar bilir: O kâğıdın hakkını vermek kolay değildir. Çünkü orada sadece imza yoktur, gözyaşı vardır, uykusuzluk vardır, fotokopi kartına yüklenen son 10 lira vardır. Sahte diplomalı ise tüm bu süreci bir kısa yolla, hem de “resmî onaylı” şekilde geçer.
Kısacası, sahte diploma sadece bir kâğıt değil; hem emeğin hem de adaletin katilidir.
Kim bilir, son yıllarda yaşadığımız felaketlerin, göz göre göre yaşanan ölümlerin bir ayağı da gerçek diplomasızların yetersizliği ve yetkisizliği olabilir mi?
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Seray LEVENT
ÖZGECAN ÇOCUK YUVASI ve KULÜBÜ
1505647430754_IMG_1894.JPG
0322.4582496-4583053
http://www.ozgecancocuk.com
http://www.facebook.com/ozgecancocuk
Yorumlar
Yorum Gönder