Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başımız Dertte...

https://www.yenimuhalefet.com/basimiz-dertte/ Başımız Dertte… Salgından sonra, özellikle çocuklar dengesini kaybetmiş durumda ve aileler çaresiz. Hepimizin düzeni değişti, yeni normalleşmeye ayak uydurmaya çalışırken, biz oldukça zorlanırken, arkadaşlarından, öğretmeninden ayrılan çocuklar ister istemez davranış bozuklukları göstermeye başladılar. Okulöncesine ya da çocuk kulüplerine giden çocuklar biraz daha şanslı ancak onlar da hiçbir yere gidememenin çaresizliğini yaşıyorlar. Geçen gün bir öğrencimin, annesine “Tiyatroya, gezmeye gidemiyoruz, söyleyeceğim Seray teyzeye bize kuzu alsın” dediği gibi… Kuzu… Neden kuzu, diye sorduğum da “ kimsenin beslemediği bir hayvan olduğu, yanıtını vermişti. Özünde, farklılık isteğini belirtmişti aslında, düşünün monotonluktan ne çok sıkılmış demek ki. Bizim grup şanslı çocuklar, zira aileler evlatlarının akranları arasın da daha sağlıklı eğitim alacaklarını biliyorlar. Ya evde ki çocuklar ki çoğunun eli

Biz, Saçmalamaya Devam Edelim

Biz, Saçmalamaya Devam Edelim. Öyle yoğun ve çaresizlik dönemler yaşıyoruz ki… Artık ne üretebiliyor nede sağlıklı düşünebiliyoruz. Ve zaman…. Zaman çocuklarda bile çok fazla hızlı… Hepimizin başı dönüyor. Bu hızlı zaman akışını sadece ben hissediyorum diye düşünürken öğrencilerimin de aynı dertten muzdarip olduğunu görünce… Demek ki zaman hepimiz için çok fazla hızlı akıyor kanısına vardım. Dünya nereye doğru gidiyor bilemiyorum ancak bu hızın arasın da akılımızı, düşüncelerimizi korumamızın, hayallerimizi ve üretkenliğimizi yok etmemiz gerektiğinin farkındayım… Kendimizi mutlaka koruma altına almalıyız. Bizim ayakta tutan, üretkenliğimiz, hayallerimiz ve sürekli iyiliğe, yeniliğe yönlendirmemiz gereken beynimiz. Arkadaşım geçenler de salgından dolayı yaşadığı boşluğu, sıkıntıyı anlatırken ona tek dediğim “ bir meşgale bul…” Bu sıkıntılı dönemler de yazabilir, okuyabilir ve hatta yarım bıraktığınız öğrenim hayatınızı tekrar hareketlen

Hayret! Biz Tepki de Verebiliyor muşuz?

Hayret! Biz tepki de verebiliyor muşuz? Mark Zuckerbeg, bizi yönetenler gibi bir nabız yokladı ve… Benim halkım kükredi! Günlerdir WhatsApp’ın gizlilik politikası konuşuldu durdu. “İnsanlar özel hayat” dedi ve tepkilerini koyunca, bu uygulamadan vazgeçildi. Demek ki toplum olarak, bizi gerçekten rahatsız eden durumlar da tepki verebiliyor muşuz? Öyle bir iletişim ağımız var ki neredeyse on gündür, bırakın sanal dünyayı, haberleri bile takip etmeyen ben bile duydum. Nerden? Elbette ki WhatsApp gruplarımdan.En çok da güldüğüm “ama bizim mahriyetimiz gidiyor” aslında ağlanacak halimize gülmek gibi bir durum bu.. Hangi mahrimiyetimiz? Biz mahriyetimizi kaybedeli yıllar oldu, ilginçtir ki millet şimdi olayı fark etti galiba. Türkiye de ilk fişlenmemiz kimlik çiplerimizle olmadı mı? Eğer dernekçi ya da memursanız zaten telefonlarınız dinleniyor ve sanal dünyayı kullanmaya, pc kullanıcısı olmaya başladıysanız… Siz, potansiyel kullanıma

Abozade Ali Bey,

Abozade Ali Bey, Şimdi “bu kim ki?” diyeceksiniz ve de çok haklısınız… Abozade Ali Bey, benim büyük büyükbabam, ne oluyor yani; babamın babasının babası. Ben doğma büyüme atadan dededen Adanalayım. Dedemiz İsmail Hakkı Bey, nenem Fehime’yi ikinci evliliği olarak Tarsus’tan gelin getirmiş. Nenem 28 yaşında iki çocukla dul kalmış ve hiç evlenmemiş rahmetli babam da ben küçükken vefat edince, amcam da sahip çıkmayınca ve ağabeylerim de küçük olunca hiç canlı tarihimizi öğrenemedim ta ki… Dedemin ilk evliliğinden olan amcaoğlu Mutlu Sayar’ı facebook da bulana kadar. Annem anlatırdı, amcalarımı ve amca çocuklarının da biz yaşlarda olduğunu, zaman içinde herkes birbirinden kopmuş neyse ki teknolojinin güzellikleri bazen işe yarıyor. Mutlu’da benim gibi yazar-çizer, zira ailede zaten sanata yatkınlık var ve neredeyse hepimizin kalemi güçlüdür. Mutlu bir gün blogunda Abozade Ali Bey’i kaleme alınca, dedemizin neden Atatürk’ün yanında fotoğrafı var, bunu daha net anladım. Mutlu’