Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye'de Ölmek...

Türkiye’de Ölmek… Ne demiş bilgenin biri “Ülkenin sosyo-ekonomik durumunu tanımak için, ölüm şekillerine bakacaksın” öyle demişti galiba, demediyse de ben demiş oldum… Hepimiz yaşamaya, ayakta durmaya çalışırız. Ancak biz, gerçekten ölmeme adına yaşamaya çalışan, yukarıdan sallanan koca koca kayalara çarpmadan ömrümüzü normal ölümle bitirmek için yarışan, yarışmacılar şeklinde, gerçekte yaşamaya çalışıyoruz. Hiç şöyle bir araştırdınız mı? Mesela bizde seri katil çok azdır, hal böyle olunca bu konuyla ilgili filimler de yok denecek kadar azdır neden? Bizde eğer altmışına geldiysen ” ooo çok yaşamış daha ne olsun” derler. Ne yazık ki altmışını geçen bir kitle yönetir bizi… Diğer gelişmiş ülkelerde görülen çocuk gelin, çocuk anne olmaya çalışırken ölen kadın sayısını zaten hiç karşılaştırmayalım. Bizde eceliyle ölen şanslıdır. Türkiye’de ciddi sağlık probleminin ne kadar çoğaldığının farkında mıyız? Tansiyonu, şekeri, kolesterolü olmayan, parmakla sayı

Hayaller ve Gerçekler...

Hayaller ve Gerçekler… Bu hafta sonu benim için oldukça yoğun geçti, zira hafta içi çok yoğun çalıştığım için genelde hafta sonları vaktimi evde geçiririm. Önemli bir misafir ağırlamamız gerekti.Minnak yeğenim önceden rezervasyonunu yaptırıp, müze gezmeyi seven teyzesini tembihleyerek müzenin dışında gezmeler istemişti.Biz de öyle yaptık.Lakin lion bir ailenin çocuğu olmak kolay değil.İlk sabahta “8 Ekim Dünya Lions Hizmet Günü” nedeniyle önce hizmetimizi tamamlamak için Altı Nokta Körler Vakıfı Adana şubesine ziyaretimizi gerçekleştirmemiz lazımdı.Vakıfta, ihtiyacı olanlara beyaz baston dağıttık,muhteşem ev sahipliği içinde birde akordeon resitaline tanıklık ettik.Oldukça keyifli geçen ziyaret bitişinde de, sıra önemli misafiri gezdirmeye gelmişti.Herkes zaten duymuştur 3 gün süren 6.sı gerçekleşen Adana Lezzet Festivali…. Yeğenimi trene bindirmeye söz vermiştim Adanalılar bilir Merkez Park’ta tren vardır ve parkı gezdirir, aslında bir ihtimal tren için festival alanına uğradık o ka

Atak Kardeşliği...

Atak Kardeşliği Bugün ne yazsam diye düşürken “sabah şeriflerim hayır olsun” diyerek hafta ya başladım. Bazen içimden hiç bir şey yazmak gelmiyor. Zira Türkiye’nin ve hatta dünya ülkelerinin yaşadığı zorluğa, insanlarımızın çaresizliğine, ekonomik koşulların perişanlığının üzerine “aman haa evlatlarınıza örnek olun, onları bu sıkıntıların içinden sıyırın” ve hatta gelişim aşamalarında “peygamber sabrına bürünün” diye, yazmak çizmek bazen çok anlamsız oluyor. Çünkü; çare bulamamak… Sadece yazıp çizmek… Hayatın yaşanır hale gelmesini kolaylaştırmıyor. Ancak kesin bir gerçekte var ki bizi hayata bağlamak, umudumuzu beslemek, pes etmemek adına var gücümüzle bu ahir dünyaya tutunmamızı sağlıyor… “Yaşamak! Her zorluğa rağmen inadına yaşamak!” Evet, bugün ne yazsam diye düşürken… İşe yeni başlayacak bir grup liderinin “panik atak” geçirmesiyle yazacağım yazının ana hatlarını oluşturmuş oldum. Panik atak… Atak kardeşliği… Yaşayan bilir, iğrenç bir hastalı