Erdemli olmak…
Erdemli olmak… Biz eğitimciler ve filozoflar yüzyıllardır toplumun nasıl barış içinde, eşit şartlarda yaşayabileceği ve “mutluluk nedir?” “mutlu olmanın şartları nedir?” gibi… Sorulara cevaplar arayarak ömürler geçirdik, geçirmeye de devam edeceğiz gibi görünüyor. Aslında “ne”lerin hiçbir zaman kesin bir tanımı bence yapılamaz. Neden mi? Kişiye göre değişken bir duygudur bütün bunların hepsi… Kimi, sefaletin içinde insan dışı yaşam sürse de mutludur… Kimi için, bir bardağı kaldırıp başka bir yere koyması bile onun başarısıdır… Kimi de liderinin onu aşağılamasına, sırtından kazandığı dünyalıkları elde etmesine, hiç gocunmaz, zira lideri onu adam yerine koyup, kendi dünyasında istediği ancak erişemediği bir topluma başkaldırmıştır… Yani, bu durumdan hoşnut ve mutludur… Anlayacağınız kime göre mutlusun? Ahlak dediğimiz kavram… Bu kavram, hepimiz biliyoruz ki toplumlara göre değişkenlik gösterir. Türk toplumunda; sübyancılık, oğlancılık, bademleme, ense