Zıtlaşma Ya Da Karşı Gelme, Davranış Bozuklukları,
Zıtlaşma Ya Da Karşı Gelme, Davranış Bozuklukları,
Öncelikle hiçbir çocuk mutsuz, huzursuz doğmaz. Her bebek neşelidir ve davranışlara
göre tepki verir.
Her canlıda olduğu gibi karşılanmayan ihtiyaçlar sonrası canlı mutlaka, ihtiyaç
yoksunluğunu davranışlarıyla belli etmeye çalışır.
Eğer çocuğunuz da zıtlaşma davranış bozukluğu gözleniyorsa ebeveyn olarak
onun ihtiyacını fark etmeyip karşılamamışsınızdır bunla birlikte tutarsız
davranışlar gösteren ebeveynseniz ya da haddinden fazla çocuğunuzun dediğini
yapıp daha sonra bu isteklerden yorulup çocuğun beklemediği tepkiyi vermeye
başladıysanız bu davranış bozukluğu ortaya çıkar.
Ana baba olmak kolay olduğu kadar zor bir zanaattır çünkü bir çocuk değil
insan yetiştiriyorsunuz ve bu insan sizden çok farklı zaman zaman hatalar yapan
aileler bu hatalar zincirinin sonucun da çaresizlik yaşayabilir.
Öncelikle bu davranış bozukluklarını tanımalı ve çocuk gelişim evrelerini
azda olsa bilmeliyiz.
Her çocuğun gelişimi kendine
özgüdür ve bu nedenle her çocuk birbirinden farklıdır. Ebeveynler çocuklarında
farkettikleri diğerlerinden ayıran özellikleri önemsemeli ve takip etmelidir.
Normalden oldukça sapmış ve uzun zamandır devam eden bir davranış ise mutlaka
destek alınmalıdır. Aslında davranış bozukluğu dediğimiz; bireyi, aileyi
olumsuz yönde etkileyen, diğer insanların haklarının çiğnendiği, yaşına uygun
toplumsal kuralların hiçe sayıldığı davranışlardan oluşan bir durumdur.
Bir çocuğun davranışının bozukluk sayılabilmesi için bazı ölçütler gerekir. Bu ölçütler:
·
Yaşa uygunluk: gelişim dönemleri göz
önünde bulundurulmalıdır. Yaşa bağlı olarak ortaya çıkan her yeni davranış,
bozukluk olarak değerlendirilmemelidir.
·
Yoğunluk: Ortaya çıkan duygu ve
davranışının şiddetinin normalden fazla olması gerekir.
·
Süreklilik: Davranışın aynı şiddet
ile en az 6 ay devam etmesi gerekir.
·
Cinsel rol beklentileri: Erkek
ve kızlar zaman zaman cinsel rollerine göre davranmayabilir. Bu durum da tek
başına değil diğer faktörlerle birlikte düşünülmelidir.
En sık görülen davranış bozuklukları
1. Kişilere ve hayvanlara karşı agresyon
2. Mülke zarar verme, Hilekârlık, Çalma, Kuralların ciddi şekilde ihlal edilmesi, diğer insanlara sıklıkla zorbalık yapmak veya onları korkutmak, fiziksel şiddeti başlatmak, insanlara ve hayvanlara geçmişte fiziksel şiddet uygulamış olmak, cana veya mala zarar vermek (kasten yangın çıkarmak gibi), başka kişilere ait mülklere hırsızlık amacıyla girip çalma eylemi gerçekleştirmek, sempati kazanmak veya zorunluluklardan kaçmak amacıyla sıklıkla yalan söylemek.
Zıtlaşma bozukluğu: Öfke
modu, kural tanımama ve kindar davranış biçimidir. Kızgın ruh hali, tartışma,
karşı gelme (kuralları ihlal etme) veya kindarlığa bakmak gerekir. Bu
davranışların kardeşler arasında olması, bozukluk olduğu anlamına gelmez. Başka
bireyle etkileşim halindeyken ortaya çıkıp çıkmadığına bakmak gerekir.
(yetişkinle, öğretmen, ebeveyn gibi otorite ile ilişkisi)
·
Duygu: Kızgın/asabi. Öfkeden gözü kararır, kontrolünü kaybeder. Çocuğa
birşey söylediğinizde üzerine alınıp aşırı tepki gösterir. Bu kişiye
adaletsizlik yaparsanız buna asla dayanamaz
·
Davranışsal: Tartışma/karşı gelme davranışı. Otorite ile sıklıkla çekişme
halindedir. Otorite kurallarını sıklıkla reddetme davranışı iç Aktif bir
şekilde karşı koyduğu da görülür. Kasten ve sıklıkla diğerlerini sinir etme
eğiliminde, sıklıkla kendi hataları ya da hatalı davranışları için başkalarını
suçlar. Aslında öz eleştirye karşı savunma yaptığı düşünülmelidir.
Davranış bozukluğu: agresif
hareketlerle kurallara/yasalara uyma ile ilgili iken; zıtlaşma bozukluğu,
otoriteye karşı tavırla daha yakından ilgilidir. O yüzden zıtlaşma davranışı
olan çocuklara davranış bozukluğu var demek zorken, davranış bozukluğu
olan her çocukta da zıtlaşma bozukluğu vardır demek zordur.
Burada vurgulanan: Davranışın karşı tarafa zarar veriyor olmasıdır.
Mülke zarar verme, hilekarlık, çalma, kuralları ciddi şekilde ihlal etme, yalan söyleme, karşı gelme, küfürlü konuşma gibi davranışlar davranış bozukluklarına girer. Bu davranışların 1 kere bile yapılmış olması bu tanı için yeterlidir. Zıtlaşma bozukluğunda bir tutum vardır fakat burada davranışın yapılmış olması önemlidir.
Genel olarak davranış bozukluklarının nedenleri;
·
Dikkat çekmek
·
Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği
·
Bu davranışların bazı durumlarda ödüllendirilmesi
·
İntikam alma isteği
·
Arkadaş tarafından onaylanma
·
Yetersizlik
·
Vicdan veya Suçluluk duygusunda Yoksunluk: çocuk yanlış bir şey
yaptığında kötü veya kendisini ceza karşısında duyduğu suçluluk dışında suçlu
hissetmez, davranışların olumsuz sonuçları karşısında endişe duymaz,
başkalarına zarar verdiklerinin bilincinde olmazlar.
·
Şefkatsizlik-Empati yoksunluğu: Başkalarının duygularını gözardı ederler,
bu durumlar karşısında soğuk ve ilgisiz olarak görülebilirler, davranışlarının
başkalarına zarar verdiğini bilseler biliyor ve görüyor olsalar bile yine
kendilerine olan etkilerine odaklanırlar.
·
Sorunlu performans konusunda endişesizlik: Okuldaki performansları ile
ilgili kaygı duymazlar, başarısızlık durumunda diğer insaları suçlama
eğilimindedir. (başarısızlığı bililerle, maskedir.)
·
Sığ veya yetersiz duygusal yakınlık: diğer insanlara duygularını
göstermezler, yakınlık gösteriyorsa da bir çıkarı olduğunun göstergesi
olabilir.(korkutma amaçlı)
·
Erken yaşta yaşanan kötü deneyimler: davranış biçimleri ve bu deneyimler
arasında her zaman bir bağ vardır. Biliyoruz ki dürtüsellik, olumsuz düşünce ve
duygular bu davranışları beraberinde getirir, bizler bu davranışları yapmayı
seçmeyiz. Bu planlanan bir davranış değildir. Çocuklar olayların kendisine
reaksiyon göstermez, onlar için anlamlarına reaksiyon gösterir.
·
0-6 yaş dönemi çocuklarda, olumsuz anne-baba tutumları, ailede istismar
öyküsü, annede depresyon öyküsü, sosyo-ekonomik düzeyin düşük olması, fiziksel
koşulları iyi olmayan bir evde yaşıyor olmak gibi durumlarda davranış bozukluğu
geliştiren çocuklarda sık görülmektedir.
*Davranış bozuklukları ilerleyen yaşlarda Antisosyal kişilik bozukluğuna zemin hazırlayabilir.
*Davranış bozuklukları ilerleyen yaşlarda Antisosyal kişilik bozukluğuna zemin hazırlayabilir.
Ebeveynler Olarak Ne Yapmalı?
·
Ceza şiddetle verilmemeli
·
Davranışla ilgili olay sakinken konuşulmalı
·
Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar verilmeli
·
Anne-baba olumlu rol model olmalı
·
Olumsuz davranışları göstermediğinde ilgilenilmeli ve ödüllendirilmeli
·
Davranış anında “yapma, hayır” gibi müdahalelerde bulunarak, çocuğun ilgi
almaması gerekir
·
Dürtüsellik ve mülkiyet kavramları öğretilmeli, ebeveyn rol model olmalı
·
Çocuğun yaşına uygun beklentiler oluşturulmalı, yetersizlik ve
başarısızlığa zemin hazırlanmamalı
·
Diğer çocuklarla kıyaslanmamalı
·
Çocuk istediğini elde edebilmek için bu davranışı sergiliyorsa, çocuğun
istediği bu davranışın hemen arkasından yapılmamalı. Olumsuz davranışa tolerans
gösterilmemeli.
Davranış Bozukluğu Tedavi Edilmezse:
Karşı gelme bozukluğu ve
davranım bozukluğu, zamanında tedavi edilmezse yetişkinlikte kanunen suç
işleyen bir kişilik gelişebilir. Davranım bozukluğu olan çocuklar kendi hayat
kalitelerine ve başkaların hayatına olumsuz etkide bulunurlar, hayattan
beklentileri azdır ve çoğu zaman eğitimleri yarım kalır, topluma verdikleri
zarar yüksektir. Davranım bozukluğu olanların çoğunda ileriki yaşlarda
antisosyal kişilik bozukluğu gelişir. Antisosyal kişilik bozukluğunda;
alkolizm, uyuşturucu kullanımı, ilişkilerde sorun (sık boşanma), işsizlik,
sağlık sorunları, psikopatoloji (kişilik bozuklukları, depresyon, bağımlılık
gibi), fiziksel şiddete yakın olma yaralanma ve hatta öldürülme riski yaşarlar.
Suç işleme oranı ve ceza evinde kalma durumu yüksektir. Kızlarda erken
hamilelik ve antisosyal kişilikte eş adayı bulma riski yüksektir.
Şunu
lütfen unutmayın, eğer çocuğunuz da davranış bozuklukları gözlemliyorsanız bir
uzmana gitmekten daha fazlasını yapmak zorundasınız. Öncelikle sizin ruh
sağlığınızın yerinde olması gerekir, sabırlı, hoşgörülü olmak, sevginizin
karşılıksız olduğunu belirtmek sözlerle “seni sevmiyorum, sevmeyeceğim, yaramazsın,
kötüsün gibi” sözlerle çocuklarınızı tehdit
etmeyi bırakmalısınız. Olumsuz bir davranışın şeklini değiştirip olumlu bir
davranışı yerine koymak zaman ister.
Başlarken
de yazdığım gibi hiçbir bebek doğarken mutsuz ve huzursuz doğmaz
Çocuğunuzun
en önemli ihtiyacı sevgi dolu dokunuş ve
sevilmek. Bizler çocuk değil insan yetiştiriyoruz bunun sorumluluğu ve
bilinciyle topluma, ailesine sağlıklı, vicdanlı, merhametli insanlar
yetiştirmek zorundayız.
Şimdilik
olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder