Dünün Ardından…
Dünün
Ardından…
Dün babalar günüydü içimden yazıp çizmek gelmedi ve
önemli bir de siyasi tartışma vardı…
Eee babalar gününü sanal medya da kutlayıp durdular.
Babası olmayanlar acılarını paylaşmaya çalıştı,en affili sözlerle gösterilerini
yaptılar…
Siyasiler konuştu konuştu…
Sonra… Sonra ne oldu? Bilen var mı?
Ben artık
yaşamın dördüncü evresindeyim.Bu espri sanalda döndü durdu, kaçıranlara sansürlü
hatırlatma yapayım..1.Evre;Hayret 2.Evre; Gayret 3.Evre;Sabret ve son Evre;…..tret
Ocağımıza ateş düşmüş insanlar tek tek iş yerlerini kapatıyor en kötüsü yıllarını vermiş esnaflar kepenk kapatıyor bunca zaman
neredeydiniz?
Kusura bakmayın da insana “hayırdır gardaş “ derler!
Ve nihayetin de her şeyini kaybeden insan son evreye
geçer ve ….tret durumuna gelir…
Neyse siyasi yazı yazmamaya çalışıyorken vatandaş
olarak arada bir klavyeme ve aklıma hâkim olamıyorum.
Sonuçta birileri konuştu birileri eleştirildi. Ülkemin
insanı hala ölüm uykusundaysa konuşsan ne fayda, konuşmasan ne fayda. Ayrıca ne İstanbul’muş be…
Hayat durdu.
Her ettikleri kelam insanların daha dibe girmesini sağlıyor, gerçi dip de kalmadı artık toprağın altına yavaş yavaş gömülüyoruz. Bataklığı kimsenin kurutmaya niyeti yok ve bize hala her şey yolundaymış gibi davranmaya devam ediyorlar….
Her ettikleri kelam insanların daha dibe girmesini sağlıyor, gerçi dip de kalmadı artık toprağın altına yavaş yavaş gömülüyoruz. Bataklığı kimsenin kurutmaya niyeti yok ve bize hala her şey yolundaymış gibi davranmaya devam ediyorlar….
Aslında ben de düşünmeye başladım sahi her şey yolunda
da ben mi fark etmiyorum ya da öyle fakirim ki fakir fakir böyle düşünüyorum.
Neden mi? Bu kanıya vardım.
Diğer illeri bilemem ancak içkili ve içkisiz
lokantaların her gün dolup taştığını Adana'da görünce ve hatta hala milyon liraya marka
kıyafetlerin satıldığına tanıklık edince…
Yok yahu! Ben fakirim diyorum….
Neyse, benim gibi fakir fakir düşünenlere selam olsun! Deyip şu
meşhur babalar gününe bir giriş yapayım artık.
Babası, anası olanlar mutlu mesut hele evlatlık,
onlarda analık babalık görevlerini layıkıyla yapıyorlarsa…
Ama kurban olayım, artık yüz yıl geçmiş ana babamızın
üzerinden ajitasyon yapmayı bırakalım.
Elbet, ata önemli
kimsenin acısı unutulmaz ama adam kırk yaşına gelmiş, babası seksen , doksan
yaşında ölmüş, Allah rahmetini esirgemesin
de onlara ağıtlar yakılıyor ya…
İşte, o zaman bütün bunları okuyunca sanki bana
küfür ediyorlarmış gibi geliyor, çünkü hiç samimi değil.
Edin duanızı hangi dindenseniz , gidin kabrine Allah’tan af dileyin hayırlarına bir şeyler yapın
ama dönüp daha bebecikken atalarını kaybedenlere haksızlık etmeyin, olmuyor? Kıyafet
bol geliyor. Bunu yapanların çoğu da daha bir gün mezar ziyareti bile yapmamış ve geri
de kalanı bir kere arayıp sormamışken… Vallahi samimi olmuyor.
Bari bunu da dostlar alış-verişte görsün durumuna
getirmeyin.
Ha… Babası ölenlere hiç bir şey olmuyor bu arada bunda
rahat olun.Babasız iki evlat büyüten ve babasız büyüyen bir insan olarak
garantisini verebilirim.
Analarımızın başına bir iş gelirse işte o zaman halimiz
duman aklınız da olsun.
Geri de kalan atalarınıza sahip çıkın da Huzur Evleri dolup
taşmasın!
Babasız büyüyen bir kız çocuğunun duygularını size
ancak aks ettirebilirim.
En belirgin özelliğimiz hep hayal ettiğimiz baba figürü
olacak insanlarla hayatımızı geçirmek isteriz, yani korunup, kollanıp, gözetilmek.
Sonra yaşamın için de tek başına var olduğunuz için güçlü dururuz, bunu özellikle
yapmayız çünkü güveneceğimiz sadece kendimiz ve anacıklarımız vardır. Ailemize
sahip çıkmaya çalışırız. Yaşamın için de erkek gibi düşünmeye başlarız,var olup erkek egemen toplumda yok olmamak için.
Elbet gidenlere üzülürüz ama işe yaramaz bir
babamızın olmasından ziyade(çünkü öyle bir olasılık da her zaman vardır) ölmüş bir babamızın olmasından dolayı şükrederiz.
Ha olmuş olsalar ne olurdu?
İnanın olmayan, hiç yaşamadığınız bir duyguyu
içselleştirmek çok zor. Kim bilir? Belki kendimi daha mutlu,daha güven de hissedebilir ve hayal ettiğim baba figürünü
aramazdım.
Dedim ya bilmediğiniz bir duyguyu içselleştirmek çok zor.
O yüzden bilmem kaç yaşına gelip, bilmem kaç yaşında
babasını kaybetmiş arkadaşlarım bırakın artık ajitasyon yapmayı. Mutlu olun
çünkü onlarla geçirmiş olduğunuz uzun bir süre var ve anılarınız da hep sizinle…
Erkeklere gelince oğullarımdan biliyorum çok iyi
aile babası olacakları kesin, çünkü onlara anlattığım baba figürüyle büyüdüler.
Yani anlayacağınız biz şanslıyız…
Siz de şanslı olduğunuzu hiç unutmayın olur mu?
“Şans bunun neresinde?” Demeyin anaları hala yaşayan
herkes şanslıdır.
Ana, hem analık hem de babalık yapar ama baba her ikisinin
yerini tutmaz aklınızın bir köşesin de kalsın…
Son söz; Sanal da yazıp çizme yerine geri de kalan
atalarınıza sahip çıkın bu hayattan göçüp gidenlerinize de iyilik, güzellik ve
dualarınızı esirgemeyin….
Allah hiç kimsenin bir kanadını kırmasın.
Yaşayan ebeveynlerimize Allah'tan uzun ömür, vefat edenlere de rahmet dilerim….
Yaşayan ebeveynlerimize Allah'tan uzun ömür, vefat edenlere de rahmet dilerim….
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve
beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Bu yazınız üzerine düşündüm acaba bende mi ajitasyon yaptım diye yalnızca babamın fotoğrafını paylaştım yorumsuz belki de bende akıntıya kapıldım . Esenlikler dilerim
YanıtlaSilFotoğraf paylaşmak duyguları ifade etmek... bunlar değil ajitasyon özlemi yansıtmaktan bahsetmedim yazımda da dediğim gibi acılar bitmez gidenler unutulmaz ancak abartı sanatının kullanılmasıdır ajitasyon ben de yazı yazdım fotoğraf paylaştım demek ki acıyı özlemi paylaşma ihtiyacı duymuşsunuz ki bu insani bir davranıştır ben abartılardan bahsetmiştim😊
SilyAŞAM İÇERİSİN DE YERİMİZİ ALMAK ELBETTE BİZLERİN ELİN DE OLMAYAN TERCİHLER SONUCU .. ANCAK... Gitmeden önce gülümseten düşündüren anılar bırakmak bizlerin ellerin de yaşam hayat kişilik karakter biçimimiz de..
YanıtlaSil👏👏👍✌️
Sil