P*ktan Siyaset
P*ktan Siyaset
Geçen hafta sonu eğitim ve toplantı için Hatay’daydım.
Bu sefer gittiğim bir şehri gezme fırsatı buldum. İşte bu “ p*ktan siyaset”i
neden başlık olarak kullandığımı size anlatacağım.
Gittiğim şehirler de tarihi yerlere gitmek, müze
gezmek her zaman ilgimi çeker.Bu sefer şanslıydım bir rehberimiz vardı.
Evet, daha önce Efes Harabeleri’nde de gördüğüm
hamamlar, kanalizasyon sistemleri ve o muhteşem latrinalar…
Latrina, Antik Roma zamanındaki açık alanlarda
duvarsız sıralanmış umumi tuvaletler.
İşte onlar burada da karşıma çıktı. Otel Müze,
bilmiyorum hiç duydunuz mu?
Otel inşaatı başlıyor ve temel atmak için kazı
çalışmasın da arsanın için de tarihi kalıntıların varlığı fark ediliyor. Milyon
dolarlar harcanıyor, rehberin anlattığına göre 13 medeniyetin var olduğu Hatay’da
her yerin tarihi kalıntılarla dolu olduğu ifade edilirken bu çalışmada da
sadece 3 medeniyetin çıkarılabildiğini anlatıyor.
Otel sahibi bastırmış parayı, adına müze yapmış
daha ne olsun. Kültür Bakanlığına bir müze kazandırılırken, 60 çelik kolon üzerine iki katlı otel de oturtulmuş.
Aslın da çok komik bir görüntü. Düşünün kendi adınıza şahsa özel bir müze.
Otelin de ücreti oldukça yüksek, keyfe bakar mısınız? Camlı bölmelerden
başınızı azıcık eğiyorsunuz altınız da Roma Şehri…
Ne diyelim paranın gücü…
Neyse ben tekrar Latrinalara döneyim.
Latrinalar: Roma döneminde kapalı alanlar,
lazımlıklar, tek kişilik mekânların yanında büyük ve çok kişiye aynı anda
hizmet veren, herkesin kullanabildiği düşük vergili olduğu düşünülen yapılar da
yer almış. Kentin önemli mimari yapıları arasına giren bu yapılara “latrina”
adı verilmiş.
Zengin vatandaşların evlerinde tuvalet yapılarına rastlanırken evine kanal
yaptırmaya gücü yetmeyenler için umumi tuvaletler (latrina) tasarlanırmış.
Birden fazla kişinin tuvalet ihtiyacını karşılayan latrinalar aynı zamanda yan yana
yapılan oturaklar sayesinde insanların sosyal
ve siyasi olayları konuşabildiği bir sistem hâlini almış.
Antik Roma İmparatorluğunun tuvalet kültürünü araştırdığınız da size
yazdığımdan çok daha fazlasını göreceksiniz.
Burada ki önemli detay halkın ya da toplumda ileri gelenlerinin hacetini
giderirken bu durumu sosyalleşme ve siyasi konuları paylaşma zemini olarak
kullanması.
Düşünün siyasetçiler hem hacetlerini gideriyor hem yeni kanunlar çıkarıyor
ve imparatorluğun siyasi kimliğine yön verecek ciddi kararlar veriyor.
Anlayacağınız ta o günden bugüne hep p*ktan siyasetler yapıldığı için
medeniyetler, ülkeler demek ki bu yüzden yok olup gitmiş.
Hala da p*ktan siyaset yapılırken ve p*ktan siyasilerin kararları
uygulanırken olan askerimize, halkımıza olmuyor mu?
Boşu boşuna “siyaset p*kutan iştir” denmemiş.
Peki, biz ne zaman bu latrinalardan kurtulup temiz siyaset yapmaya, aklıda
kanalizasyona karışmayan siyasetçi olmaya başlayacağız?
Benim savaşım yokken askerim kuş gibi vurulup şehit oluyorsa, Türkiye
vatandaşıyken azınlık duruma düştüysem, açlıktan insanlar kendini yakıyorsa, şiddet,
taciz, tecavüz almış başını gidiyor hiçbir insanın yüzü azıcık gülmeyip toplum
olarak çıldırma noktasına geliniyorsa…
Galiba maalesef hiçbir zaman…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı
korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder