Küs yastığı...

Küs Yastığı… Bugün aslında “haz eğitimi ve haz kontrolünü çocuklarda nasıl sağlarız?” Üzerine yazı yazmak istiyordum. Ancak, dün paylaştığım bir yazının sonucunda gelen yorumları okuyup, çirkin yorumlar yapan arkadaşlarımı silmek zorunda kalınca, paylaştığım yazı üzerine sizle sohbet etmek istedim.(Tek taraflı olsa da yazarken, sanki sizler karşımdasınız ve ben arkadaşlarımla günlük sohbetimi yapıyormuşum gibi geliyor. Bu duyguyu hissettirdiğiniz için ayrıca hepinize sonsuz teşekkür ederim) Evet, minik paylaşımım şöyleydi; “Şimdi nereden aklına geldi diyeceksiniz bilmiyorum, Eskiler bilir, şimdi ki kullandığımız yastığın adına küs yastığı derlerdi... Eskiden çeyizler de eşlerin yatacağı yastık uzun iki kişilikti “bir yastıkta kocayın” lafı buradan gelir. Bir de küs yastığı olurdu, bu da eşler küsse de aynı yatakta yatsın, ancak ayrı yastıklarda uyusunlar diyeydi bu yüzden küslükler çok uzun sürmez eşler barışırdı hemencecik... Ya şimdi! Çocuğu olan, eşim horluyor diyen, rahat edemiyorum diyen, yaşlandık diyen... Yastığını da yatağını da ayırıyor... Ne küslükler bitiyor ne de bütünlük sağlanıyor... Siz siz olun kavga da etseniz yatağınızı ayırmayın, ayırmayın ki ne dostluğunuzun, ne arkadaşlığınızın, ne de yarenliğinizin arasına küs yastıkları girmesin” Ve bu paylaşım üzerine sanal da bir şekilde arkadaş olduğum kişi, eşini karalayıp “ne gereği var kadın küser biz anlamayız” gibi çirkin bir üslupla düşüncelerini paylaşmış. Kendi sayfamda bu tür yorumları pek sevmem, hoş olmayan söylemlerde bulunanlar da benim sanal da dahi arkadaşım olamaz, çünkü şahsi sayfam ve herkese açık bir paylaşım değil, herkese açık paylaşımda zaten her türlü yorumu göze alır paylaşırsınız. Hal böyle olunca o kişiyi elbette arkadaşlıktan çıkardım. Ancak, onun yorumu şunu da gösterdi ki eşler arasında su yüzüne çıkmayan ciddi sorunlar var. Mehmet Aslantuğ’un güzel bir lafı var “Aşka bitmez, sevgi bitmez, bütün bunları bitiren saygısız ve hiç gitmeyecek gibi davranışlardır” gibi özetlediğim sözü, aslında ikili ilişkileri kısaca anlatır. Burada “bir yastıkta kocayın” sözü ya da eskilerin kullandığı uzun yastıkların tek anlamı şu dur; iki insan tartışsa bile aynı yatakta ister istemez birbirine dokunacak, ten teması, yanında ki insanın varlığını hissetmek, kişide güven duygusunu, birlik beraberliği güçlendirir ve öfkeniz bir süre sonra geçer. Bir insana sarılmak o kişinin öfkesini, korkularını yok eder ve sakinleştirir. Hani insanlar kavga ederken ya da karşıdaki kişi korku ile panik yaşarken hepimiz refleks olarak o kişiye sarılırız ve onun sakinleşmesini bekleriz… Bunu çoğumuz bilerek ya da bilmeyerek yapmışızdır. İşte bu güven, sahiplenme duygusunun yoğunluğundan olur. O yüzden eşler ayrı yatmaya başladıkları zaman birbirlerinden uzaklaşmaya,soğumaya başlarlar ve aile çatırdamaya, dirlik bozulmaya başlar. Yatakları ayırmak, eşten türlü bahanelerle uzaklaşmak bir evliliğin “ben bitiyorum” sinyalleridir. Bütün bu olumsuzların en önemli nedeni de eşlerin artık birbirine özensiz davranışlarıdır ki ayrılan, aldatan eşlerin en fazla şikâyeti de budur, “artık sevgimiz bitti! “ Aslında biten sevgi, aşk değildir biten saygı ve ilişkiye özendir. Hepimiz zaman için de yaşlanıyoruz hal böyle olunca ne horlamamız bitiyor ne de aksırıp tıksırmamız ancak gençlikte her kahrınıza katlanan, her zorluğa göğüs geren, hep yanınızda olan insan şimdi sızlandığınız insan değil mi? Her beraberlikte kötü gün de iyi gün de demiyor muyuz? Eğer eşinizin sağlık sorunundan dolayı, uyku sırasın da sizi rahatsız eden davranışları varsa bunun tedavisi var. Yeter ki geçim ehli olmayı isteyin, yeter ki saygıyı elden bırakmayıp ilişkinize özen gösterin. Her sorunun bir hal çaresi bulunur. Öncelikle eşiniz sizin, arkadaşınız, sevdiceğimiz, can yoldaşınız siz arkadaşlarınızın yanında evde ki doğallığınızı yaşıyor musunuz? Bunlar için lavaboya gidiyor ya da ani refleksle gerçekleşiyorsa özür diliyorsunuz, ne bileyim dışarı çıktığınızda dişinizi fırçalamıyor, genel temizliğinize dikkat etmiyor ve paspal paspal dolaşmıyorsunuz öyle değil mi? Birlikteliğin katili, özensiz davranışlar ve heyecanın bitmesidir. Bu hiç unutmayın olur mu? Yastıktan başladım ikili ilişkilerde ki hatalarla devam ediyorum. Bakın size ailemden bir örnek vereyim, annem akşam babam eve geleceğine yakın evde ki her işi bitirir güzelce makyajını yapar, temiz pak giyinir ve kapıda babamı karşılardı. Biz dört kardeştik boy boy ve sofraya birlikte otururduk. Ayrıca asla Pazar günleri genel temizlik yapmazdı annem, vaktini bizlere ve babama ayırır ailece ne yapacaksak birlikte yapardık. Sizce bunu yapmak çok mu zor? Evet, şimdi hanımlar çalışıyor ve onlar da yorgun. Erkeklerle şartları eşitlendi haklısınız eskilerin yaptığını yapmamız çok zor ancak eşlerinizle birlikte hareket etmek, yine özenli davranmak çok zor olmamalı. Hayatınıza heyecan katın, hangi yaşta olursanız olun mutlaka eşinizi mutlu edebilecek sürprizleri bulabilirsiniz. Sakın “o anlamaz demeyin” kadın ya da erkek ne kadar “böyle şeylerden hoşlanmam” dese de için için mutlu olur. Eğer değer görmek istiyorsanız, eşinize verdiğiniz değeri gösterin. Unutmayın kimi diliyle, kimi gözleriyle, kimi de davranışlarıyla duygularını mutlaka belli eder. Kısacası hürmet, sevgi, yakınlık görmek istiyorsanız, önce siz yapın ve en önemlisi herkesin kendine ait bir özgür alanı vardır. Kadın ya da erkek bu özgür alana lütfen dâhil olmayın. Cıvık cıvık olan hiçbir ilişkinin heyecanı da saygınlığı da özeni de kalmaz. Anlayacağınız ne kavgaya, ne hayatınızı zehir etmeye, ne de mutsuzluğa değecek bir yaşamımız yok. Dışarıdan gelen olumsuzluklar zaten bize yetmiyor mu? Sevginize, eşlerinize sahip çıkın çünkü onlar sizin limanınız ve mutlu olmak bu kadar zor değil… Her ne kadar artık, uzun yastıklarımız olmasa da küs yastıklarımızı aramıza koyarak şu üç günlük dünya da sevgisizlikle boğuşmayalım… Hayatta her şeyin çaresi vardır. Eskiler boşu boşuna “kuru soğan ekmek ye, ağzının tadını bozma” dememişler… Dilerim kimsenin ağzının tadı bozulmaz ve sevdiceğinize tekrar aynı heyecanla bakmak için emek verirsiniz. Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

UYANIŞ...

Kayıp Nesil...