Eser,Sizin Eseriniz!

Eser, Sizin Eseriniz! Der ki bir yerde ; “ Eğer çocuk bir tuval ise, siz ressamsınız ve resmin tuval de güzel ya da çirkin olması sizin elinizde” İşte çocuk yetiştirmek böyle bir durum, iyi sanatçı olamayabilirsiniz, resim, müzik gibi sanat dalının her hangi birin de yeteneğiniz yoktur. Ancak her insanda gizli saklı bir yer de kalmış yaratıcılığı mutlaka vardır. Bunu, fakültedeyken Muzzafer Tire hocamızdan öğrenmiştim. “ Her insan yaratıcıdır, yetenek farklı bir olgudur. Önemli olan o yaratıcılığınızı ortaya çıkarmak ve yeteneğinizle pekiştirmektir” derdi. O dönem de hocamızın sayesinde çöp adam çizenler bile yüz portresi çizmiş ve sergiye çıkarmıştık. Neydi öğretmenimizin bize yaptığı? Sihirli değnekle yeteneğimizi mi, geliştirdi… Hayır! Sadece elimizde ki malzemeleri nasıl kullanacağımızı, bir objeye bakarken, bakmayı değil görmeyi öğretmiş ve resim yapmanın ince noktalarını anlatmıştı. Yine aynı hocam “yetenek ve yaratıcılık herkesde vardır. Ancak yeteneğinizi geliştirirseniz, o zaman sergi açacak ya da ödüller alacak duruma gelirsiniz, yoksa kendiniz için resimler yapar ya da kendiniz için şarkılar söyler bu durumu hobi haline getirirsiniz” Evet, Muzaffer Hocamın Temel sanatla ilgili öğretilerini hep ben, çocuk yetiştirmeye bağlarım. Ne çok birbirine benzer aslında. Arada bir sapmalar olsa da her kadın da analık duygusu vardır. Erkek bebeği olduğun da ve sonrasın da baba olduğunu anlar. Peki, her ana ya da baba evlat sahibi olup bu görevini gerçekten layıkıyla yapıyor mu, sizce? Bence yapmıyor. Sadece bebekleri olan, ancak bu tuvali nasıl şekillendirip renklendirmeyi bilemeyip, oradan buradan duydukları ile resim yapmaya çalışan bunu da beceremeyen bir grup okumuş cahilin oluşturduğu toplumu görebiliyoruz. Çocuk yetiştirmekte işte böyle… Yaratıcılığınız size zaten doğuşunuz itibarıyla verilmiş bir özelliğiniz. Bu özelliğinizi yeteneğinizle harmanlamanız ve bunun için de mutlaka ehil insanlardan yardım istemeniz lazım… En basiti, çocuk gelişimi ve eğitimiyle ilgili basit bilgileri bilmeniz ve olası karşılaşacağınız sıkıntılar da nerelerden yardım isteyeceğinizi daha bebeğiniz olmadan öğrenmeniz lazım. Mesela; bir, çoklu gelişim geriliğini,otizmi,dikkat dağınıklığı- hiperaktiviteyi ya da konuşma bozukluklarını ve nedenlerini mutlaka bir kere dahi okumanız gerekir. Sigmund Freud, Fallikli dönemi, Üstün Dökmen ,Doğan Cüceloğlu gibi bu işe hayatını veren, çocuk gelişimi ve eğitimine yön vermiş üstatları okumalı. Okumalısınız ki 24 aylık bir çocuğun orasını burasını yoklamasının ya da arkadaşını merak etmesinin sapıklık olmadığını bilesiniz… Okumalısınız ki 2 yaşından 6 yaşına kadar gelişim sürecin de cinsel kimlik arayışının, çocuğun yalan olarak bilmediği hayal gücünün ürünleri olan yanlış konuşmasının normal olduğunu bilesiniz, Okumalısınız ki teknolojinin her türlüsünün çocuk sağlığı ve gelişimini ne derece etkilediğini bilesiniz, Okumalısınız ki özgüveni yerler de yeksan olanla ya da şımarıklıkla özgüvenin farklı olduğunu anlayasınız. Okumalısınız ki çocuk gelişim de iletişimin hele de anne iletişiminin dil ve zihinsel gelişimi için ne kadar önemli olduğunu göresiniz. Okumalısınız ki kız çocuğu gibi erkek, erkek çocuğu gibi kız çocuğu yetiştirmekten vazgeçesiniz, Bu işler sadece doğurmakla olmaz. Malum dünyadaki bütün canlıların doğurma özelliği var. Bizlerin onlardan farkı ,tuvalimizde ki yaptığımız resmi beğenmek istiyorsak yeteneğimizle yapabileceğimiz en güzel resmi yapmak olmalı… 2 yaşına gelmiş ve hala anne-babasıyla yatan çocuklar, Konuşma yaşına gelmesine rağmen konuşamayan bebeler, Hırçın, şımarık, sınırsız, mutsuz geleceğin bireyleri, İlk öğretim çağında olmasına rağmen her gün annesiyle gidip gelen,çantasını taşıtıp ödevlerini annesi alan, Ceketi yere düştü diye bütün mahalleyi çığlıklarıyla inleten… İşte bu çocuklar,yaratıcılığı olan, ancak yeteneğini geliştirmeye zorsunan ebeveynlerin evlatları…. O yüzden, eserinizi kimsenin beğenmemesine sakın kızmayın,tuval düz ve beyaz,renklendirmek sizin elinizdeydi ancak yapmadınız,yapmak istemediniz hepsi bu! Bu yazımı okuduysanız ve yetiştirmeye çalıştığınız bir evladınız varsa tekrar düşünmenizi ve artık yeteneğinizi ortaya çıkaracak hamleler yapmanızı dilerim… Çok sevdiğim bir sözle bugünkü çocuk ve aile konusunu noktalamak istiyorum. “Kötü araba sürmeye bile ehliyet sorarlarken, çocuk sahibi olacaklara neden bu sorulmuyor? İnsan yetiştirmek için bilgi, beceri kazandın mı?” Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

UYANIŞ...

Kayıp Nesil...