Kara Tarih...

Kara Tarih… 12 Eylül 1980 saat sabaha karşı 04:00. TRT Radyo spikeri Mesut Mertcan, darbenin bildirisini TRT Radyosu’ndan okumaya başladı. İlk bildiride, "Girişilen harekâtın amacı; ülke bütünlüğünü korumak, millî birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mâni olan sebepleri ortadan kaldırmaktır." ifadeleri yer aldı. 50 kişi idam edildi… Türkiye’nin siyasal, toplumsal ve ekonomik hayatını yeniden dizayn etmeye yönelen darbe yönetimi, sert uygulamalarla iz bırakacak sancılara neden oldu. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. İdam cezası verilenlerden 50’si asıldı. Bunlardan 26’sının suçu siyasiydi. 171 kişi işkence sonucu hayatını kaybetti. 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi. 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı. 30 bin kişi sakıncalı olduğu gerekçesiyle işinden oldu. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi siyasi sığınmacı olarak yurt dışına gitti. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Sağdan - soldan sıralı idamlar oldu… Darbe yönetimi, idamlarda bir sağdan bir soldan politikası uyguluyordu. İlk idam edilen iki kişi; 9 Ekim 1980 tarihinde ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu ile sol görüşlü Necdet Adalı oldu. Yaşı büyütülen Erdal Eren’in idam cezası da 13 Aralık 1980’de infaz edildi. Kenan Evren, bu idam konusunda, o dönemde, “Şimdi ben bunu idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?” diyecekti. Mahkûm oldular Evren, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden tam 34 yıl sonra dönemin Milli Güvenlik Konseyi’nin hayatta kalan tek üyesi olan eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya ile birlikte Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılandı. İkisi de müebbet hapse mahkûm edildi. Yargıtay 16. Ceza Dairesinde temyiz incelemesi sürdüğü sırada Evren 9 Mayıs 2015’te, Tahsin Şahinkaya 9 Temmuz 2015’te hayatını kaybetti. Ve tarih sayfalarına geçen, Türkiye’yi en az 20 yıl gerileten, acıların hale tazeliğini koruduğu 68 Kuşağı dediğimiz bir neslin asla affetmediği ve affetmeyeceği kara bir dönemin bugün yıl dönümü… O yıllarda daha 9 yaşındaydım. Atatürk parkının karşısında otururduk balkondan caddede polislerin saçlarından sürükledikleri gençleri, arkamıza bulunan AP binasının sürekli bombalanıp camlarımızın kırılmasını daha ortaokula giden ağabeyimin eve gelene kadar geçen sürede annemin meraklı bekleyişini, babamın kürt kökenli arkadaşının silahını sakladığı şüphesiyle Polis okulunda falakaya yatırılmasını ve anne-babamın bütün Aziz Nesin kitaplarını saklama çabalarını hiçbir zaman unutamam. Ondan mıdır? Bilmem polisler hep bana itici gelmiştir. Ya daha sonra yaşananlar, ağabeyimin rektörü eleştirdiği karikatüründen dolayı çektiği sıkıntılar… O dönem okuldan uzaklaştırmışlardı, o veterinerlik fakültesini sadece sınavlara girerek bitirmişti. Lanet ve kötü günlerdi ki çoğu ailenin bu yazdıklarımdan çok daha fazlasını yaşadıklarına eminim… Kardeşin kardeşi katlettiği kötü günler… Suçlular mahkûm olsa ne yazar… Umarım bugünleri geri getirecek her türlü kışkırtmaya uymayacağımız günlerimiz olur… Bu acı gün için yazacak çok bir şey yok. Tek yazabileceğim o dönemde yaşamını yitirmiş herkesin ruhu huzur bulsun. Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın! Seray LEVENT ÖZGECAN ÇOCUK YUVASI ve KULÜBÜ 1505647430754_IMG_1894.JPG ‪0322.4582496-4583053‬ http://www.ozgecancocuk.com http://www.facebook.com/ozgecancocuk

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…