Alışveriş Çılgınlığı...
Alışveriş Çılgınlığı…
Diğer adıyla Kara Cuma…
“Alışveriş çılgınlığının arkasındaki tarih.Dünya çapında birçok mağazanın indirime girdiği, her yıl alışveriş çılgınlığına kapılan müşterilerin dükkanlarda yarattığı, bazen ölümlere, yaralanmalara varan izdiham (sadece ABD'de 2006'dan bu yana Kara Cuma alışverişi sırasında 10 kişi öldü, 111 kişi yaralandı) ve kent merkezlerindeki yoğun trafikle anılan "Black Friday" (Kara Cuma) geride kaldı. Son yıllarda "Efsane Cuma", "Güldüren Cuma" gibi isimlerle Türkiye'de de yaygınlaşan, takip eden Pazartesi günü internet sitelerinde "Cyber Monday" (Siber Pazartesi) ismiyle devam eden bu büyük indirim furyası, tüketim çılgınlığından rahatsız olanların protestolarına da konu oluyor. 1992'de Kanadalı sanatçı Ted Dave tarafından ortaya atılan "Satın Almama Günü" bunlardan biri. "Kara Cuma" ile aynı gün insanları aşırı tüketimin toplum ve gezegenimiz üzerindeki etkilerini düşünmeye çağıran "Satın Almama Günü", toplu kredi kartı kesme eylemleri, alışveriş merkezlerinde zombi yürüyüşü yaparak dükkânları felç etme, insanlara dikiş ve tamirat öğretilen yeniden kullanım atölyeleri ve hatta pişmanlık duyulan alışverişler için günah çıkarma kabinleri gibi protestolara sahne oluyor. Aşırı tüketim karşıtları, "Kara Cuma"nın üretim, satış ve sevkiyat aşamalarında ortaya çıkan karbon emisyonunun 386.243 tona ulaştığını, bunun da Londra-Sydney arası 215.778 uçuşun yaratacağı emisyona eşit olduğunu söylüyorlar.
"Kara Cuma", ABD'de Şükran Günü olan Kasım'ın dördüncü perşembesini takip eden cuma gününü ifade ediyor ve 1952’den bu yana Noel alışverişi sezonunun ilk günü kabul edilen bu günde indirimler başlıyor. Fakat aslında "Kara Cuma" terimi önceleri alışverişle değil, finansal krizle birlikte anılıyordu. 24 Eylül 1869'da ABD altın piyasalarının çöküşüne sahne olan o gün, Wall Street baronlarından çiftçilere herkesin iflas etmesine neden olduğu için bu isimle anılmıştı. Bu gerçekten "Kara" günün, bugün bildiğimiz "Kara Cuma"ya dönüşmesinin hikâyesi, bütün yıl boyunca zarar eden (kırmızıda olan) perakendecilerin, Şükran Günü sonrası nihayet kâr edebilmesi (siyaha geçmesi) üzerinden anlatılır. Perakendecilerin muhasebe defterlerini tutarken zarar için "kırmızı", kâr için "siyah"ı kullanmaları doğru olsa da hikâyenin bu versiyonu aslında doğru değil. Son yıllarda internette dolaşıma giren, 19. yüzyılda ABD'nin güney eyaletlerinde köleleştirilen işçilerin Şükran Günü'nden sonraki gün indirimli olarak satın alınabileceğini iddia eden şehir efsanesi de aynı şekilde tarihsel olarak temellendirilmiş değil.
Kara Cuma'nın arkasındaki gerçek hikâye ise, 1950'lerde bir futbol maçı öncesi Philadelphia'ya akın eden banliyö sakinlerinin ve turistlerin yarattığı izdihama dayanıyor. O gün izin kullanamayan, hatta uzayan mesailerini korkunç trafik ve kalabalığı kontrol altına almaya çalışarak geçiren Philadelphia polisi, "Kara Cuma" terimini ilk kullananlar... Mağazalara akın eden kalabalığın yarattığı kargaşadan faydalanan yağmacılar da kolluk kuvvetlerinin işini iyice güçleştirmiş. 1961'de perakendeciler, "Kara Cuma"nın olumsuz çağrışımlarını ortadan kaldırmak için ismini "Big Friday" (Büyük Cuma) olarak değiştirmeye çalışmışlar, ama halk arasında bu terim yerleşmemiş. 1985'te ise ABD çapında yaygınlaşan indirimlerle yavaş yavaş o günün kara hatırası, pozitif bir anlama dönüşmeye başlamış.”
İşte! Meşhur alışveriş çılgınlığının hikâyesi de böyle. Ancak ekonomiyi hareketlendirme adına gerçekleşen bu projenin sonunu özellikle Türkiye’de merak ediyorum. Zira benim anladığım “battı bakıl yan gider” diyen Türk insanı, olmayan parasını aslında indirimi olmayan ancak algı yaratılan ürünleri ihtiyaç olsun olmasın almaya devam ediyor…
Böyle giderse de cumayı bilmem ama insanlar için kara günler kapıda.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Seray LEVENT
ÖZGECAN ÇOCUK YUVASI ve KULÜBÜ
1505647430754_IMG_1894.JPG
0322.4582496-4583053
http://www.ozgecancocuk.com
http://www.facebook.com/ozgecancocuk
Yorumlar
Yorum Gönder