Yine bir bayram geldi…
Yine bir bayram geldi… Kimi için hüzün, kimi için mutluluk… Bu bayram kısıtlamalar da olsa mesajlarla, telefon görüşmeleriyle bir şekil de sevdiklerimizin iyiliklerini öğrenerek, gelip geçecek. Ya yitip gidenler? Kimini kalbimize gömdük, kimini toprağa, ne toprak doydu sevdiklerimizi almaya, ne namertlerin soyu tükendi, usanmadılar kalplerimizi karartmaya… Diyeceksiniz ki bu hep vardı, şimdi bayramın suçu ne? Elbette ki bayramın hiçbir suçu yok, lakin nedense bütün özel günler bana hep üzüntü verir. Kim bilir belki çocukluğumu bir bayram günü terk ettiğim için… Hiç, “nerede o eski bayramlar” demedim çünkü o eski bayramların da yeni bayramların da için de hep biz vardık. Anlayacağınız çocukluğumuzun da eski bayramlarımızın da canını okuyan yine bizleriz. Eski gelenek-göreneklerimizi devam ettirmeyelim diye kimse kürekle ağzımıza yüzümüze vurmadı. Bayramlar hala eski bayramlar ancak biz eski biz değiliz tek fark bu. Mesela ben, eskide