Aptala döndük…

Aptala döndük…

Nasıl bir çağa denk geldik? Gelmez olsaydık…

Sonun da bunu dedirtiyorlar insana,  hiç mi? Güzel bir şeyler olmaz, hiç mi? Doğru kararlar verilmez, hiç mi? Halkın menfaatine olaylar gelişmez nasıl bir zaman dilimin de yaşamaya çalışıyoruz? Artık aptala döndük…

Tarihi yerlerimiz bir bir talan ediliyor. Turizm gelirinin en fazla olduğu tarihi geziler değil mi? Hangi çıkar ilişkisi böyle bir geliri hiçe sayabilir?

Ormanlarımız eskisinden daha fazla mangal, sigara izmaritinden yanmaya başladı (resmi açıklamalar böyle)

Verimli topraklarımız, köylünün merası, hızla konut ve sanayi alanı ilan ediliyor

Eğitime vurulan baltanın ardı arkası kesilmiyor, şimdi de Açık öğretimden psikoloji bölümü açılma tartışmaları başladı. Aslın da olmaz! Tek bu bölüm açılmasın, oldu olacak Tıp fakültesini de açın, olayı kökten çözün.

Yetkilinin biri çıkıyor ‘‘malum örgüte tesadüfen dâhil olup, yanlışından dönenleri affedin’’ diyor ki adam doğru söylüyor, maden PKK katillerini affedip bir de anasıyla danasıyla kavuşma fotoğraflarını yayınlıyoruz, pişmanlık yasası diyerek...
Onların ne farkı var, en azından şehitlerimize ‘‘leş’’ demediler, askerimi, köylümü, vatandaşımı, bebeleri öldürmediler. Ne diye doğru söyleyene saldırıyoruz ki madem tepki vereceğiz, pişmanlık yasasıyla affedilen askerimin katillerine verelim bu tepkileri.

Eski vekil, şimdiki bakanla TV ler de çeneleşiyor, bir taraftan ‘‘günaydın’’ demek istediğim yeni bir partinin başkanı, eskiden dâhil olduğu hükümete aba altından sopa gösterirken hükümet lideri sokak ağzıyla ‘‘bedelini ödeyecekler’’ diyerek atışmaya devam ediyor.

Kolejler zarar görmesin, ekonomi battı batacağı kadar diyerek günlerdir korona hastalarının sayısı birden bire sabitleniyor ve daha ne yapılacağı kesinleşmeden onca çocuğu risk altına sokmak bile göze alınıyor ‘‘okullar açılacak’’ deniyor.

Katarlara satılan değerlerimizi, çaresizce sanal paylaşımlardan görüyoruz.

Öte taraftan da açlık sınırının çok altına düşen halk…

Bu Türk milleti ne kadersizmiş kardeşim… Hiç aksiyonumuz bitmez mi?

Nereden çıktı bu din tüccarları?

Nerden çıktı, kara çarşaf, cübbeyle gezen tipler?

Kimin çıkarınadır, yüzyıllardır aslın da tartışmaya açık olan ayetlerin, birileri tarafından ‘‘doğrusu budur’’ diyerek medya da paylaşmak,

Neden kimse ‘‘dur! Kardeşim insanların inançlarını yanlış yönlendiriyorsun’’ demiyor?
Manyak mısınız? Kaçıncı yüzyıldayız ki siz ayetleri o zamanın şartlarına göre yorumlamıyorsunuz.

Öncelikle her ayetin; dönemine, nedenine bakmak gerekirken hadislerle insanların kafasını niye karıştırıyorsunuz?

Kimin hakkı var her gün bizi yönetenlerin kavgalarını seyredip hepimizin hayatını karartmaya?

Cahil toplumu oluşturdunuz, besliyorsunuz iyi de bu devran döner ve bu toplum bizi yok ederken, sizleri de boğar geçer, hiç mi bunun hesabını yapmıyorsunuz?

 Gerçi, kime yazıyorum ki siyaset demek çıkar demek, balı kovanıyla götürmek demek…

Zamanın da aydın kardeşlerim ‘‘eşitlik, hürriyet’’ diyerek başörtüsüne izin verdiğin de bu duruma geleceğimizi hiç mi hesaplamadı?

Kardeşim, eğer böyle olmasını uygun bulsaydı hepinizden akıllı Gazi Mustafa Kemal Atatürk zaten bu olayı o zaman hallederdi. Rahmetliye bir kez daha hayran kaldım, zira Gençliğe Hitabı ve Nutku bir kez daha okursanız nasıl bir deha olduğunu tekrar anlarsınız.

Şimdi döndüler çaresizlikten torpilleri açıklıyorlar, icralardan baş edemeyince, yeni alınmış kahve sandalyesi ve masasıyla seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Sanki kendileri Belediye şirketleri adı altın da boş beleş adamlara maaş dağıtmıyorlarmış gibi…

Çok öfkeliyim, bizi aptala döndürmeye, hayatımızı karartmaya kimsenin hakkı yoktu.

Sayın muhalif partiler, sayın akli bilmişler, sayın entel dantel geçinen aydınlar, yok edilen tarihimiz,parsel parsel satılan topraklarımız, talan edilen doğamız,  katledilen şehitlerimiz, başı açık kapalı diyerek devlet dairelerin de halka ayrı davranılan sistem, insanların kutuplaşması, din tüccarlarının şaklabanlıkları, halkın perişanlığı, yok edilen hukuk, eğitimin rezilliği şu an aklıma gelen, bunlar olurken adama demezler mi? ‘‘yahu kardeşim bunca yıldır siz neredeydiniz?’’

Yok, olan halkın yöneticisi olsanız kaç yazar…

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

UYANIŞ...

Kayıp Nesil...