Meydan kurt görünümlü çakalların eline kaldı!
Meydan kurt görünümlü çakalların eline kaldı!
Günlerdir medyayı sanaldan ya da televizyondan
takip ediyorum ve şaşkınlıkla birlikte üzüntü bütün benliğimi kapladı. Bu durum
da insan duygularını yazarken kontrol altın da tutmalı zira yazı yazmak bazen
başınıza iş açabilir. Ancak yine de öfkeme hâkim olamıyorum ve ağzı dolu okkalı
küfürler etmek istiyorum.
Bilirsiniz küfür, aslın da çaresiz, biçare
insanların haykırışıdır, ayrıca kendini deşarj etmenin en kolay yoludur.
49 yaşındayım ve ülkemin bu kadar kaos için de
olduğunu ilk defa görüyorum.
Her şey hortladı, tarikatlar, sapıklar, yoksulluk,
açlık, Türkiye’min kurucusuna nefret, devlet büyüklerinin dengesini yitirdiği egoları,
muhaliflerin iktidarı bırakıp, birbirine muhalefetleri…
Gibi… Gibi…
Eskiden bir kaç kaygımız vardı? PKK ve enflasyon
hep bu!
Sıkıyorsa, takkeliler, sarıklılar, kara çarşaflılar
orta da cirit atsın. Sıçanlar gibi köşe de bayır da saklanır dururlardı.
Sıkıyorsa bir namert, Ata’mıza dil uzatsın birileri
alaşağı ediverir sesini kestirirdi.
Eğer bir bölge de taciz, sapkınlık olmuşsa o
bölge halkı ayaklanır, kolluk gücünden önce gerekeni yapar, zaten bunu yapan da
kolluk kuvvetine sığınırdı, canını kurtarmak için.
Yetkili hocalarımız kutsak kitabımız da ki
güzel ayetleri yorumlar ve İslam dininin ne aydın, ne ileri, ne eşit din
olduğunu halka anlatırdı. Ara da yobazı çıkmaz mıydı? Çıkardı elbet, onu da
kimse dinlemez ve hukuksal olarak bu yaptığının bedelini öderdi.
Anlayacağınız biz toplum olarak daha tepkili ve
otokontrolü sağlayan millettik.
Şimdiyse yobazların sarmalladığı, sinmiş, sanal
da kahramanlık yapan bir millete döndük
Nasıl, bir toplumuz ki değerlerimize yapılan
bütün saldırıları sineye çekiyor ve bu yobazlar kadar azıcık cesur olamıyoruz.
Nasıl, bir toplumuz ki ülkemin bağımsızlığının
elden gidişini, korkak gözlerle takip ediyoruz.
Nasıl, bir toplumuz ki cumhuriyete, laikliğe,
demokrasiye ve Baş Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bu kadar nefret
kusuyoruz.
Hangi
dinden olduğunuz kimseyi ilgilendirmez ki Türkiye’de Müslüman olan kadar gayri
Müslüman varken, durup durup Kuran-ı Kerim’in o dönem de yazılıp şimdi ki
zamana göre yorumlanmayan ayetlerini çarpıtarak halka açıklamanın kime hizmet
ettiğini anlamak da güçlük çekiyorum. Din düşmanlığının kime faydası olacak?
Madem bu kadar yazılı kaynaklara biat ediyoruz
o zaman Türkiye’de yaşayan herkesin Türk vatandaşı olduğunu unutmayıp Atatürk’ün
kılık kıyafet yasasını neden uygulama ihtiyacı duyulmuyor ki yasa çok açık
maddeler içermektedir. Ayrıca bu yasaya uymayanlara da ceza-i yaptırım
getirilmişken, neden kimse Arap ülkesine dönüştürmeye çalışan ithal
teröristlere bir dur! Demiyor?
1920 tarihinde ki ve 1982 tarihin de ki resmi
gazeteleri incelerseniz. Özellikle devlet memurlarının kılık kıyafet
yönetmenliklerini göre bilirsiniz.
Dedim ya, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım
ve Anayasaya uymakla yükümlüyüm ancak Müslüman olmak ve Kuran-ı Kerim’e uymak
ve her gün yanlış, yanlı, sapkın açıklamaları duymak ve uygulamak zorunda
değilim.
Atatürk’den ne çok korkan varmış? Nasıl bir
nefretmiş? Bitmedi..Bitmedi…
Unutmayın! Yerle yeksan olmuş Türk’ün adı onun
sayesin de onurlandı…
Unutmayın! O, soyumuz dedikleriniz zaten yok
olup gitmişken, nenelerinizin veledi zina doğurmalarını, dedelerinizin uşak olmalarını
o engelledi…
Unutmayın! Eğer söz hakkınız varsa kadınlar,
insan yerine konuyorsanız hala, her zaman dua etmeniz lazım ona…
Bir umudum vardı,’’yok yahu!’’ Hiç kimse tepki
vermese de ‘‘Türkçüler var’’ diye..
Bir umudum vardı ‘‘şehit anaları var’’, ‘‘kız
çocuklarının anaları, babaları var’’ ve hatta ‘‘biz Türk Milleti sakiniz ancak
değerlerimize dokunulduğun da kükreriz’’ diyordum…
Şimdiyse, değer mi? Kaldı! Ata’ma, toprağıma, bayrağıma,
inançlarıma, namusuma dil uzatan uzatana…
O yüzden bu umudum da tükendi. Tanrı ve gelecek
nesiller bizi asla affetmeyecek!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl
ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder