ÖZÜR DİLERİM…
ÖZÜR DİLERİM…
Bu sözü neredeyse söylerken itina ediyoruz. Hâlbuki ne güzel bir kelime “ Özür dilerim…” O ana kadar yapılan hangi hata olursa olsun karşıdakini yumuşatan, öfkesini durduran bir kelime…
Bunca hengâmenin arasında şimdi bu da nereden çıktı demeyin toplumun varlığını oluşturan saygı, iyilik dediğimiz kavramların artık yok olmasının en acı dönütü özür dileyememek.
Biliyor musunuz?
Öyle dejenerasyona uğradık ki, ilköğretimden itibaren ders kitaplarında nezaket sözleri öğretiliyor ve soruların için de cevap bulunması bekleniyor.
Ne acı değil mi?
Biz aileler çocuklarımıza örf ve adetlerimizi öğretmediğimiz için ‘‘değerler eğitimi’’, nezaket sözcüklerini kullanmadığımız için de kitaplara konu olarak girmesi….
Şimdi sizlere soruyorum eğer bizler beceremiyorsak çocuklarımıza insan olmayı, birileri gelip buna sahip çıkıyorsa bu suç kimin?
Ne teşekkür etmeyi, ne eline sağlık demeyi, ne özür dilemeyi beceremeyen bir toplum haline gelmemiz sizce hükümetin suçu mu?
Kusura bakmayın da o kadar da değil. Ha… Bunu yazarken de yandaş falan olduğumu sanmayın hiç işim olmaz.
Ancak toplumun bireyleri, kendini yozlaştırır ya da yozlaştırılmaya cahilleştirilmeye izin verir hiç kusura bakmayın.
Siz sahip çıkmaz iseniz mutlaka sahip çıkacak birileri olacaktır… Oldu da nitekim. Şimdide neler oluyor bizlere diye dövünüp duruyoruz.
Seksen küsur yaşında olan amcayı yaka paça hırpalayıp gözaltına alıp ölümüne sebebiyet vermek…
Bebelere, kadınlara tecavüz edip öldürmek…
Ya da kısasa kısas diyerek ‘‘sen benim çocuğuma tecavüz ettin bende senin çocuğuna tecavüz ederim’’ demek…
Kendi yaşadığım ve gerçekten düşündüren arkadaşlık kabulümden sonra gelen mesaj ‘‘ kabul ettiğiniz için teşekkür ederim… Sakın yanlış anlamayın ben sapık değilim’’
Bütün bu olayların tek nedeni bizleriz….
Ne değerlerimize sahip çıktık ne Ülkemize ve küfürün, hakaretin, aşağılamanın bir marifet olduğunu sandık..
Şimdide oturup eserimizi izliyoruz…
Özür dilemenin, affetmenin, hoşgörünün, nezaket sözcüklerinin ne kadar değerli olduğunu bilemedik…
Değerlerini kaybetmiş birbirine saygısı bitmiş bireylerin oluşturduğu bir toplumu kimse sağlıklı yönetemez ve çağdaş, özgür, barışçıl bir toplumu oluşturamaz.
Zaten amaç bu değil miydi? Bu amaca ön ayak olan toplum içindeki bireylere çok teşekkür ederim.
Elimize sağlık başardık!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder