ÜÇ MAYMUN DÖRDÜNCÜSÜNÜ BİLEN VAR MI?

Sanal sosyal ağda gezerken, sevdiğim bir arkadaşımın paylaşımına rastladım. Üç maymun hikâyesi ben daha önce bu hikâyeyi bilmiyordum ilgi mi çekti hikâye şöyle;

‘‘Çok eski zamanlarda bir dağın bir yamacında iyi ve akıllı bir maymun kral, diğer yamacında da şeytan yaşarmış. Kralın çok yaşlı ama çok da akıllı üç danışman maymunu varmış. İnançlarına göre öbür yamaçta yaşayan şeytanı gören ve sesini duyanlar sonsuza kadar lanetlenip taş kesilir, maymun krallığı da felakete uğrarmış.
Bu üç danışman maymun bir gün kralları için tepede nadide çiçekler ararlarken çalıların arasında bir hışırtı duymuşlar. Merakla çalıları aralayıp baktıklarında şeytanla yüz yüze gelmişler. Şeytan çirkin sesiyle çığlıklar atmaya başlamış. Maymunlardan birincisi görmemek için gözlerini kapamış ama şeytanın sesini duymuş. İkincisi kulaklarını kapamış ama o da şeytanı görmüş. Üçüncüsü ise hiçbir şey yapamamış, şeytanı hem görmüş hem de sesini işitmiş, bu ölümcül sırdan kimseye bahsetmemek için hemen ağzını kapamış.
Kalplerinin taşlaşacağını bilerek ormanda dalları yere değen bir söğüt ağacının altına gizlenmişler. Orada korkudan titreyerek saatlerce hareketsiz kalmışlar. Gece yarısı bu sırrı kimseye söylemeyeceklerine, krallarını ve halklarını tehlikeye atmamak için ellerini kapattıkları yerlerden çekmeyeceklerine dair birbirlerine söz vermişler. O günden sonra insanlar ne zaman gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatmış üç maymun görseler anlamışlar ki onlar şeytanı görmüş ve duymuşlardır ama toplumun çıkarları uğruna bunu bir sır olarak saklamışlardır.’’ Hikâye işte böyle… İlk okuduğumda beni etkiledi.

Etkileyen tarafı ‘’toplumun çıkarları uğruna bunu sır olarak saklamak’’

Peki, doğrumudur toplumun çıkarları için görmemek, duymamak, konuşmamak! Acaba toplum çıkarı yerine bu çıkar üst tabaka dediğimiz ya da büyük patron takımı olmasın?

Herkesin üç maymunu oynadığı toplumun halini hepimiz görmüyor muyuz? Önce kendimizi akrep gibi zehirlemeye başladık, hatta uzun zamandır merak ediyorum Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle ne yaşadık ki onlarında sesi soluğu çıkmaz oldu, şimdi komşularımızı ve hatta edemedik Kıtaları aştık şükür dost, komşu hiç bir şeyimiz kalmadı… Biz Üç maymunu oynamaya devam ettik iyi de toplumun çıkarı bu meselenin neresin de? Her ‘‘A…’’ da doların, dövüzün fırlamasında mı? Yoksa artık çıkmazda olan halkın meydanlara çıkıp ‘‘borcumu ödeyemiyorum’’ diyerek kendini yakmaya çalışması mı? Yoksa yoksa ’’ bal tutan parmağını yalar’’ zihniyetinin artık doğal karşılanması mı? ya da insani değerlerini hala koruyan insanlara hayret içinde bakan bir kitleyi yaratmamız mı? Toplumun çıkarları…..

Olmadığını sizler benden çok daha iyi biliyorsunuz!

Üç maymun; ‘‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum’’ Peki dördüncüyü biliyor musunuz? Bence dördüncü, ‘‘Peh! Hiç umurumda değil ne nane yaparsanız yapın! ’’ Olmalı… Neden mi? Yılana sarılmayı öyle rahat yapıyoruz ki! Olsa olsa dördüncü ‘‘bana ne!’’ olur.

Bizler şeytanı gördük, ruhumuzu ona sattık hatta şeytanın bile aklına getiremeyeceği kötülükleri birbirimize yapmaya devam ediyoruz.

Taş kesilecek miyiz bilmiyorum? Ancak böyle giderse tek bildiğim gerçek, taş kesildikten sonra duracağımız vatanımızın olmayacağı….

Geçmişimizi tükettik, geleceğimizi mahvettik, vatan toprağını parça parça pay ettirdik, biz maymunları çoğaltmaya devam mı edeceğiz? Yoksa Bir olmayı tek olmayı becerebilecek miyiz?

Kim bilir! Belki siyasi ağabeylerimiz, ablalarımız azıcık kişisel çıkarlarını kenara atıp Ülke bütünlüğünü ciddiye alırsa belki o zaman bir olmayı tek olmayı başaracağız ya da yok olup gideceğiz….

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,sağlıklı kalmaya çalışın!

Bugünkü İnsani Davranış, ‘‘Eğer yardım isteyene yardım etmezsen, bir gün yardıma ihtiyacın olduğunda kimseyi bulamazsın’’