İsyanın Belgesi
Bugün sizlere yine çocuk gelişim, sağlığı gibi….Ve hatta çok sevdiğim, daha maarif program, değerler, duygusal-sosyal gelişim konuları ortada yokken yıllardır kullandığım “Yaşam Becerileri” ya da diğer adıyla “Duygusal-Sosyal Destekleyici Eğitim Programı” n dan bahsedecektim. Diyecektim ki “Akran zorbalığının tek ilacı eğitim ve her ne kadar özel sektör işletmecisi olsam da bütün çocukların erken çocukluk döneminde zorunlu eğitim alması gerektiği ve bunun için yetkililerin kapı kapı gezip okulöncesi öğrencilerini tespit etmesi ve ilkokul gibi zorunlu olması ” n dan bahsedecektim. Buruşuk bir CV bunları yazmaktan vazgeçirdi beni…
Öfkeliyim… Fillerin tepiştiği çimenlerin ezildiği bir dünyaya denk geldiğim için mutsuzum… İktidarların bilek güreşi yüzünden gençlerimin çaresizliği, yoksulluğun dibe vurduğu bir toplumda, eğitimci olarak çocuk yetiştirmeye çalışmaktan yorgunum…
Sansürler yüzünden, sorumlu olduğum kişilerin zarar görmesinden, bu yüzden vatandaş olarak eleştiri bile yapamamaktan, yazamamaktan, çizememekten, kendimden utanıyorum…
Her yerde yaşanan haksızlıklar, buna sessiz kalmak zorunda bırakılmak, insan olarak var oluşumu sorgulamama neden olan; savaşlar, açlıktan ölen çocuklar ve dünya insanlığının yok oluşunu izlemek zorunda bırakılmak… Ben nasıl insan evladıyım ki hiç bir şey gelmiyor elimden, dememe sebep oluyor.
Hoş… Yakınımdakine yardımcı olamıyorum ki uzaklara gücüm yetsin…
Bu umutsuzluğumun, öfkemin nedenine gelince, aslında toplumun ve dünya toplumlarının yaşadığı kaos zaten yeterince hepimizi geriyor, biliyorum. Birde birebir yaşayınca, artık isyan etmemek elde değil…
Vaka 1- İl müdürlüğünden ücretsiz gelen öğrencim. Babanın Şiddetti ve bağımlığı yüzünden ayrılmış bir anne, çocuk bizde koruma altında. Anne boşandığı kocasının bütün borçlarına imza attığı için 16 icra dosyasıyla işe alınmıyor. Temizlik yapıyor, gece şırdan satıcısına yardım ediyor. Ufak tefek bir kız, iki çocuk ve defalarca bayıldı, hastalandı. Kendimce göndermediğim devlet dairesi kalmadı, belki dedikleri gibi yardım ederler diye, çünkü artık yoruldu ve umutları tükeniyor. Kimse yardımcı olmadı, olmuyor. Bu arada uzaklaştırma kararı olan eski koca, zaman zaman yasaklı madde kullanarak, bu ailenin evine baskın yapıyor, güzelce anneyi dövüyor ve gidiyor. Nasıl koruma ama değil mi? Bütün bu hadiseler çocukların yanında yaşanıyor. Annenin “ hocam artık çok yoruldum, sadece düzenli bir iş istiyorum, ancak icara dosyaları yüzünden, işe alacaklarda işe almıyor ben ne yapayım hayat kadınımı mı olmam gerekiyor, yaşamak için “ serzenişi zaten beni bitirmişti. Anlayacağınız çaresizliğin dibi bu ise, tamda bu durum yaşanıyor ve ben geçici çözümler dışında hiç bir şey yapamıyorum.
Vaka2-Dün dersteydim bir kız çocuğu gelmiş, öğretmenler CV sini almışlar. CV elle yazılmış ve buruşturulmuş. Neden böyle olduğunu sorduğumda, CV nin öyle verildiğini söylediler. Bakın kırıştırılmış değil ya da çantada buruşmamış belli, bu çocuk ne yaşadı ki nasıl bir çaresizlikle iş arıyor ki öfke ya da umutsuzlukla, o CV yi eliyle buruşturup sonra kendince düzeltip atmaktan vazgeçip bize vermiş.
Vaka3- Fransızca öğretmenimiz, oğlumun da arkadaşı, öğrenciyken başladı bize, okulu dereceyle bitirdi, yüksek lisans yaptı ve ayrıca akşamları barmenlik yapıyor. Her yere başvurdu, devler, özel hiç fark etmeksizin, çünkü aldığı notlar hep yüksek mülakatlar duvar gibi önüne geldi, hala ona iş arıyoruz…
Biliyorum ki, sizler bundan daha fazlasını yaşamışsınızdır.
Son söz: Sayın yetkililer sizlerin taht kavgası, çıkar çatışması, ne zaman son bulacak? Hani “gençler iş beğenmiyor” diyorsunuz ya... O beğenmedikleri işi, ne var onlara da gösterseniz de beğenmeseler.
Devletin sosyal yardımlaşma kurumları kimlere yardım ediyor? Bilelim ki ne yapmamız gerektiğini öğrenelim?
Ayrıca biri yardım istediğin de ya da işe girmek istediğinde, illa ki partili mi olmak zorunda? Ne zaman gerçekten vatandaş için çalışan bir sistemimiz olacak?
Ve… En önemlisi birbirinizle restleşirken arada kalan bizleri, ne zaman görmeyi düşünüyorsunuz?
Ayrıca neden siyaseti bu kadar kirlettiniz? Beyin göçünün, yoksulluğun, çaresizliğin hiç farkında değil misiniz?
Artık o koltuklardan inip halkın sesini ne zaman duyacaksınız?
Gerçekten çok yoruldum, gerçekten çaresizliğin darboğazında kıvranır oldum…
Umut mu? Galiba başka bahara kaldı…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Seray LEVENT
ÖZGECAN ÇOCUK YUVASI ve KULÜBÜ
1505647430754_IMG_1894.JPG
0322.4582496-4583053
http://www.ozgecancocuk.com
http://www.facebook.com/ozgecancocuk
Yorumlar
Yorum Gönder