ALAYINA İSYAN!

                                                                    ALAYINA İSYAN!

Aslında bugün yazmasam iyiydi, lakin alışkanlık Perşembe ya….
Hep sizlerle hayatın güzelliğini yaşamının değerini ve asla pes etmemeniz gerektiğini anlatıyorum. Galiba bugün ben “pes” diyorum.
Artık yalan insanlar, yalan hayatlar, haksızlıklar, sevgisizlikler, çıkar ilişkiler canımı hepten yakmaya başladı. Demek ki, bende normal insanmışım ki,
Alayına İsyan! Diyorum.
Niye demeyeyim ki,
Ülkemin anasını ağlatan muhalefet olmasını beceremeyen siyasetçiler bir tarafta, üzerine bizim zamanımız da Deniz Gezmiş parkası denirdi o parkeyi giyip saçını at kuyruğu yapan saçını boyamayı makyajı bile ideolojik bulmayan ayağına da botunu giyen ablalar bir tarafta Ülkücüyüm diyerek mafyacılık yapıp elinde tespihle gezen artık avratlarını utanmasalar kara çarşafa büründüren milliyetçiyim diyen milliyetsizler.
Para uğruna karısını kocasını boşayanlar, onun bunun karısıyla kocasıyla fingirdeyen her tarafı ayrı oynayan onursuzlar. Evdeki tavuğunu kulakça için kullanıp kümesteki diğer tavuklara dadanan horozlar…..
Verdiğin kıymeti, değeri, sevgiyi hazmedemeyip kendini fasulye gibi nimetten sanan ablalar ağabeyler….
Açlıktan ve soğuktan donan bebeler evsiz insanlar varken bir gecede milyonlar harcayan dürzüler…
İyi niyetini, hoş görünü enayilik sanan sünepeler…
Almaktan doymayan ama vermeye gelince günahını bile esirgeyen adı arkadaş, ahbap olanlar…
“Ben eğitime önem veriyorum çocuğum benim için çok önemli” diyerek evde çocuğuna insan gibi davranmayan, eğitimi de gösterişli bir mekân ve yalakalığa bağlayan ebeveynler…
Ben nasıl Alayına İsyan! Demem….
Hepimizin etrafında böyle insanlar yok mu? Peki, onlara şunu soralım mı?
Ey yoldaş… Ey ülkücü kardeş, vatanın için halkın için konuşmaktan, poponu sağlama almaktan başka ne yaptın bu hayatta?
İdealin uğruna kaç nesil yetiştirdin, kaç kişiyi aydınlattın, kaç kişiyi sınıf ayrımı yapmadan kucakladın….
Bu işler barış işaretiyle, kurt işaretiyle olmuyor be…! Arkadaş, zaten olsaydı Ülkem bu hale gelmez , çakalların oyuncağı olmazdı….
Eğer, Vatanperver, Atatürk İlkelerini benimsemekse çaban, Vatan millet refahıysa derdin…
Bu iş sembollerle onu bunu eleştirmekle olmaz başkaldırış, direniş bu değildir…
Varsa değiştirmek istediğin bir düzen önce kitleyi yönlendirebileceğin konumda olacaksın ,İçeri girip çıkmakla, kılık kıyafetle de başkaldırış olmaz….
Sahip çıkacaksınız genç nesillere öğreteceksiniz, eğiteceksiniz, yaşatacaksınız insan olmanın insanca yaşamın ne olduğunu.
Sonra dövünmeyeceksiniz başımıza gelenlere sizlere soruyorum. Hangi Cumhuriyetçiyim Atatürkçüyüm, Milliyetçiyim diyen gurup elin de kapı kapı Türk bayrağı ve nutuk dağıttı günlerce, yıllarca, aylarca bu uğurda çalıştı. Hangisi öğrenciler ortada kalınca yardım elini uzattı onları okuttu, barındırdı.
Adana ‘da ki Cumhuriyet evlerini bilir misiniz? Sanmam bilende çok azdır işte onlar Cumhuriyetin çocuklarına kol kanat geriyor ama maalesef sanki ayıpmış gibi hiç kimse bilmiyor….
Neden?
Zamanında kapı kapı gezenler utanmadı neden bizler utanırız bilmem ki,
Eğer çarpık düzene dur diyeceksek önce bizim ideolojimizle yaşamımız bir olmalı ki, son moda arabaya binip, marka giyip halkçılık yapıp kendimizi güldürmeyelim….
Azılı Ülkücü olup memleketi ilk biz satıp terk etmeyelim…..
Bir gece de harcadığımız milyonların vicdanını on kuruş sadaka isteyene vererek gidermeyelim…
Tavuk, horoz peşinde koşarken sizce sağlama aldığınız horozları ve tavukları çiftlikte cirit attırmayalım…
“Dışı pek şıkmış, çocuğuma da hep akıllı diyorlar, yabancı mey şeyli eğitimi de var” diyerek sonra kapı kapı psikolog gezip ileri de kırk öğretmene özel ders verdirmeyelim…
Memleketimi mi? Beğenmiyorsunuz! O zaman siz değişin, ama hep vırvır ederek değil, ben birey olarak kime elimi uzattım diyerek,
Ülke yönetimini mi beğenmiyorsunuz? Boş boş konuşarak sağ,sol kol kaldırıp kalem tutan, insan seven parmakları sembol yapmadan genç dimağları eğitin karşılık beklemeden….
Yalnızım, tek başınayım diye dövünüp terk edilme korkusu yaşmayın, sevin! İnsanı insan olduğu için eşiniz, sırdaşınız, yol arkadaşınız olduğu için sevin… Utanmayın!
İyi bir şeyler başaranları kıskanmayın, taktir edin örnek alın. Alın ki iyilikler çoğalsın….
Bırakın artık kendinize acımayı, bırakın artık kötü olmak için çalışmayı, bırakın artık yoksul solcudur, zengin sağcıdır zihniyetini…
Bilirsiniz Deniz Gezmiş öğretmen ana-babanın çocuğuydu peki, Mustafa Pehlivanoğlu’nu bilir misiniz? O da İlk idam edilen Ülkücü , babası kamuda çalışan bir memurdu. Hepsinin tuzu kuruydu… İdealleri ne olursa olsun, cebim dolar mı?diye düşünmeden can verdiler hem idealleri uğruna hem vatanları uğruna….
Yani anlayacağınız şimdiki gibi kimsenin kıçı başka başı başka oynamıyordu…
Bilmem anlata bildim mi?
Bugün Alayına İsyan! Diyorum…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, sağlıklı kalmaya çalışın!
Bugünkü İnsan Davranış; Yaşama nasıl bakarsanız bakın, hangi düşüncede olursanız olun…Ancak inandıklarınızı yaşamaz ve peşinden koşmazsanız sadece hikayesinizdir hepsi bu!

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?