BEKLEMEK! SAHİ SİZ NEYİ BEKLİYORSUNUZ?

BEKLEMEK! SAHİ SİZ NEYİ BEKLİYORSUNUZ?

Hayatımız hep beklemek değil mi?
Kahkaha atan bir bebeğin gülüşü gibi samimiyet beklemek,
Hazal da düşen kızıla çalmış yaprakların düşüşünü beklerken geçen ömrümüzün gidişini beklemek,
Dünyadan kopup gidenlerimizi hala sevdayı bekler gibi beklemek
Ya da olmayacak sevdayı hasretle beklemek…
Bir lokma ekmek için, bir sıcak dostluk için bir ağlayacak omuz için, neyi paylaşamadığımız dünyanın özgürlüğünü, huzurunu, insanca yaşamların gelmesini beklemek…
Hep bekliyoruz…
Bazen neyi neden beklediğimizi bilmeden ve sonunda ölümü bekliyoruz doğduğumuz günü bekleyenler gibi sabırla sükûnetle belki de bazılarımız için mutlulukla…
Beklemek…
Hani geniş bir yolda yürürken yol yavaş yavaş daralır ya… Merak edersiniz nereye gidiyor bu yolun sonu diye. Azar azar hiç fark etmeden siz, bazen o yol daralır daralır ve çıkmaz bir yola çıkı verirsiniz. Beklemeyi bazen böyle düşünürüm. Sizi kandıran geniş bir yol…
Beklerken neleri kaçırırız oysaki nice sonra fark ederiz, aslında beklediğimizin gelmeyeceğini ya da neyi istediğimizi bilmediğimizi kıymet vermemiz gerekenleri de teyit geçeriz bir daha gelmeyecek hayatımız gibi…
Hiç beklemeden bir arkadaşınızı aradınız mı? Sadece sesini duymak için…
Ne bileyim bir ağız dolusu ‘‘seni seviyorum’’ dediniz mi? onun demesini beklemeden ya da evladınız, ananız-babanıza, kardeşinize sıkı sıkı sarılıp  ‘‘iyi ki varsın’’ dediniz mi? içinizden geldiği için…
Mesela bir kadın olarak çok yapmak isterdim karşımdakine ‘‘benim yolum, yoldaşım olur musun?’’ demeyi, onun demesini beklemeden.
Geçenler de bir film izledim galiba adı Hayat Güzel’di ya da öyle bir şey adama bir yıllık ömür biçti doktor. O da eksik olan, yapamadığı her şeyi yapmaya çalıştı filmin tamamını izlemedim yüreğim kaldırmadı kedinin ölmesiyle ben de yarım bıraktım kapattım televizyonu…
Evet, aslında ne çok şeyleri beklediğimiz için yapmıyoruz bir düşünsenize…
Ve beklerken geçip giden hayatımız da hiçbir şeyi tamamlamadan da göçüp gidiyoruz.
Haklısınız şartlar, maddi-manevi sıkıntılar bütün bunlar bizleri engelliyor ancak bakın bir yıl ömrü olduğunu duyan adam nasıl da yapamadıklarını hızlıca yapmaya başladı. Demek ki aslında istersek olacak, en azından bir insanı sevdiğinizi söylemek, sarılmak, gülmek, hal hatır sormak, dostluk yarenlik yapmak…
Bütün bunlar bütün bunlar beleşe… Yani insani duygularınızı yaşamak için bizden kimse para pul istemiyor.
Aslında bizler hayata korkağız…
Yoksa beklediğimiz bir şey yok, çarkın içine girmişiz ve o çarktan sıyrılma yüreğini taşımıyoruz olayın hepsi bu!
En azından sevgimizde pinti olmayalım, insani duygularımızı yaşamak için birilerini beklemeyelim olmaz mı?
Bu arada sahi size de kısa bir ömür biçilseydi ne yapmak isterdiniz?
İçimizdeki sevginiz hiç bitmesin ve hala beklemeye boyun eğiyorsak en azından bunu dağıtmakta bonkör olalım… Sevgiyle kalın!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?