BEN ASLA KISKANMAM… HADİ ORADAN!
BEN ASLA KISKANMAM… HADİ ORADAN!
Kıskançlık, bazen hayatımızı zorlaştıran öngörülerimizi körerten bir duygu,
Kıskançlık duygusu insan evladının genlerinden gelen bir duygudur. Az ya da çok bütün insanlar da kıskançlık duygusu vardır. Kimi su yüzüne çıkarır, kimi için de yaşar bu duyguyu.
Kardeşimizi kıskanırız,
İş arkadaşımızı kıskanırız,
Arkadaşımızı kıskanırız,
Güzel kadını, yakışıklı adamı kıskanırız,
Başarıyı kıskanırız,
Evladımızı, anamızı-babamızı kıskanırız,
Sevdiğimizi kıskanırız,
Kıskançlığın altında yatan çok neden vardır ancak klişeleşmiş kendine güvensizlik nedeni değildir. Bir olay yaşandığında il tepki “kendine güvenmiyor “ olur.
Hayır, mevzu kişinin kendine güvensizliğinden ziyade kaybetme, daha iyisini yapamama, daha fazla ilgi ve sevgi istemesidir.
Kıskanırız, çünkü başarıyı ilgiyi başkası elde edebiliyorsa biz neden yapamayız duygusuna kapılırız. Elbette oldukça bencil bir yaklaşım ancak ne kadar inkâr edersek edelim hepimizin aklının bir köşesin de sinsice zamanını bekleyen duydur.
Aslında olumlu olayları hırsa çevirmeden kıskanmak insanı başarıya götüren ya da silkinip kendisine gelmesini sağlayan bir motive şeklidir.
Ancak eşler de bu duruma çok dikkat etmek gerekir. Maalesef ikili ilişkiler de ki genel de erkeklerin yaptığı bir davranıştır. Kıskandırma davranışları göstermeleri ilişkiyi oldukça yıpratan bir tavırdır. Şunu unutmamak gerekir kadın ya da erkek kıskanması ya da kıskandırılmasında verdiği tepkinin tek sebebi karşıdaki insanı kaybetme endişesidir. Ancak çoğalan bu endişe neticesinde ilişkiniz de ciddi çatırdamalar başlar. Hiç bir insan sürekli gidecek mi? diye düşündüğü bir ilişkiyi sürekli sürdürmeye çalışmaz ve bir yerde ipler kopar. Hoş özen vermediğiniz ilişkiniz sizin içinde bir önem taşımıyorsa bence hiç uğraşıp zaman kaybetmeyin ve mertçe ilişkinizi sonlandırın en doğru ve sağlıklı davranış budur.
Ancak eşler arasın da kıskançlık duygusunu da dozunda kullandığınız da ilişkinizin taze kalmasını sağlayacağı için olumlu motivasyon haline de getirebilirsiniz elbette bunda da karşınızdaki kişinin sabrını zorlamadan ve hayatınızı kabusa çevirmeden yaptığınız taktirde olumlu hale dönüşür.
Şunu çok iyi biliyorum ki, eşinin hiç kıskanmamasından dolayı ayrılık yaşayan aileleri ,kardeşinin daha çok sevildiğini düşünen kardeş çatışmalarını, başkasının başarısını çok kıskanıp hatalar yapan insanlara, ilgi çekmek için birlikte olduğu insanı kıskandıran ya da aşırı kıskançlık gösteren eşlere şahit olmuşumdur.
Kıskandırma yerine karşınızdakine ilginizi, sevginizi göstermeniz emin olun kıskandırıp hayatınızı kabusa dönüştürmenizden güzel ya da başarılı bir insanı kıskanmak yerine neler yaptığını takip edip örnek almanız çok daha kolay ve basit…..
Anlayacağınız kıskanmak çok doğal bir davranıştır. Doğal olmayan bilerek isteyerek karşınızdaki kişinin canının yanacağını bile bile onu kıskandırmaya çalışmanız.
Şunu da unutmayın özellikle ikili ilişkilerde kişiler birbirini kıskanmalarının en büyük nedeni aşktır, sevgidir, dostluktur, kaybetmek istememektir…
Bizler hiç kıskanmayanlardan korkmamız gerek zaten olay bitmiş son bekleniyordur ve hayatta bazen sevgiyi sınayıp çok zorlamamak gerek……
Ben asla kıskanmam demeyin….Sadece her şeyi ayarın da yaşayın.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl sağlığınızı korumaya çalışın!
Bu arada 20 Mayıs bu yıl itibarıyla “Çocuk Gelişimciler Günü” olarak kutlanmaya başlanmış. Günümüz kutlu olsun!
Yorumlar
Yorum Gönder