BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM!
BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM!
Evet, bugün benim doğum günüm tam 47 yıl…
Dile kolay 564 ay 2.256 hafta 67.680 gün, ne çok rakamlar var değil mi ? 47 yıl “bize ne senin doğum gününden” demeyin. Hepimiz yaş alıyoruz bakın yaşlanıyoruz demiyorum, biliyorsunuz yaşlanmak farklı yaş almak farklı kavramlardır.
İnsan ömrünün koşullar sağlandığında süresi belli yani ortalama belki en iyi şartlarda 20 bilemedim 30 yıl daha yaşarım hepsi bu! Kaç bahar görürüm kaç mevsim görürüm onu hiç hesaplamadım. Yaşam döngüsü garip bir olgu aslında kişi 30 yaşından sonra yaşamı ve hedeflerini fark ediyor yani ben daha 17 yıldır “hayırdır ne oluyor, ben kimim ve nerdeyim” demeye başlamışım demek ki,
47 yıllık yaşamım da şöyle bir düşündüm…
Evlilik, çocuk, iş, ev, öğrenim ve eğitim süreci…
Peki, kendim için ne yaptım, hadi size de sorayım kendiniz için ne yaptınız?
En hoşlandığınız hobinize zaman ayırabildiniz mi?
Görmek istediğiniz yerlerin hiç olmazsa bir kısmını gördünüz mü?
Hiç Ülke dışına çıktınız mı?
Her şeyi bırakın, bir hafta sonu yakın il gezisi yaptınız mı?
Mesela çıplak ayakla caddede dolaştınız mı?
Ne bileyim eşinize sevdiceğinize ağız dolusu ayıp olur mu? El ne der demeden, ”Seni Seviyorum!” dediniz mi?
Ya da çılgınlık gibi düşünülen bir davranışı hayata geçirdiniz mi?
Ben bunların hiç birini yapamadım ya da bana hiç biri yapılmadı. Eğer bu sıraladıklarım da yaptıklarınız varsa siz gerçekten hayatı yaşayan şanslı insanlardansınız kıymet bilin….
Bu hafta sonu kız kardeşimin İzmir de düğünü vardı. Haliyle aile toplaştık. İstanbul da yaşayan teyzekızımın ve gizli kaydını aldığı oldukça komik diyalogun geliştiği bir soru o an beni güldürse de aslında oturup düşünmeme neden oldu.
Soru şuydu; “Abla senin dışında bütün aile saraydan çıkmış gibi konuşuyor, sen tek Adana şivesiyle konuşuyorsun”
Evet, kuzenim haklıydı ailede şiveli konuşan sadece ben varım, ben hiç Adana dışında yaşamamıştım ki, şivem farklı olsun.
Ne acı! 47 yıllık ömrümde aynı şehirde okumak, evlenmek, iş güç sahibi olmak ve farklı hayatlara yaşamlara tanık olamamak….
Sonra da insanın aklına tek soru geliyor, ”ben kendim için ne yaptım” karşılığı sadece kocaman bir hiç!
Şimdi belki garip geldi yazdığım, imkansızlıklardan dolayı mecbur olduğumuz için aynı şehirde okumak zorunda kalmadık mı? evlenme çağına geldiğimiz de ki bizim zamanımızda öyleydi evlenmedik mi? çocuk dünyaya getirmemiz gerektiği için çocuk yapmadık mı? çalışmak zorunda olduğumuz için çalışmadık mı?
Sorarım size bütün bunları kendimiz için mi yoksa mecbur olduğumuz için mi? yaptık….
Ömür hızla tükeniyor ya da şuanda 47 yaşın getirdiği duygularla böyle düşünüyorum.
Ama şunu çok iyi biliyorum ki, hep başkalarını memnun etmek için yaşadık.
Ben yaptım siz yapmayın gençler….
Hayatı zorlayın, istediğiniz için yaşayın ve mücadele edin,
Her ne kadar Adana dışında bir hayatım olmadıysa da Şükür ki sevdiğim mesleği, sevdiğim hobiyi yapma şansını söke söke aldım, sevdim sevildim hatta âşık bile oldum bunları aslında yaşamadan dünyaya gözlerini yuman o kadar çok insan var ki, ben çok şanslıyım…
Yaşlanmak istemiyorsanız lütfen hedefleriniz olsu, ben 50 yaşına geldiğim de artık kendim için yaşayacağım. Eee… 50 sene başkaları için yaşarken kalan 20-30 yılımı da kendim için yaşamak artık hedeflerimin içinde olsun.
Evet, bugün benim doğum günüm 47 yıllık hayatıma o kadar çok yaşamlar sığdırdım ki, hangi ara bu kadar yaş aldım bilemedim.
Hayat size yazılan güne kadar devam eder. Plan yapmak her ne kadar saçma olsa da yaşamın bir tarafına sarılmak için bize güç veren motivasyondur.
Belki şu anda köklü bir değişim yapmayacaksınız ancak yol arkadaşınıza, yoldaşınıza kıymet verdiğinizi gösterebilirsiniz, yapabileceğiniz hobileri ufaktan hayata geçirebilirsiniz, mutsuz olduğunuz olaylardan ilişkilerden uzaklaşa bilirsiniz, insanlara iyi davranıp pozitif enerjinizi herkese dağıtabilirsiniz ya da bütün olumsuzluklara rağmen sizden daha az şanslı insanları görüp mutlu olabilirsiniz. Bakın bunlar parayla satın alınacak şeyler değil…
Bütün yazdıklarımı ben yapıyor muyum? Evet, yapıyorum koşulları zorlayarak da olsa yapıyorum. Sadece lütfen, yaşamdan ve yaşamaktan korkmayın.
Aslında yaşam o kadar hızlı akıyor ki, ne şuan da, ne yarın, ne olacağını bilmezken belki bu yazıyı okuduğunuz sıra da ben olmayacağım, kim bilebilir ki!
Keşkelerle bir ömür yerine iyi ki, yapmışım demek kadar keyifli ne olabilir.
Evet, tam 47 yaşında yaş almış ama hala umutla yaşamın içinde var olmaya çalışan ben, yaptığım hataları ve yapacağım hataları bilerek yaşamaya devam edeceğim…
İyi ki, doğmuşum ben!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl sağlığınızı korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder