ÇOCUKKEN TACİZE UĞRAMAYANLAR PARMAK KALDIRSIN…!
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ÇOCUKKEN TACİZE UĞRAMAYANLAR PARMAK KALDIRSIN…!
Niye başlığı görünce şöyle bir düşünüp hadi ya! dediniz…
Tacize uğramayan çocuk var mı ki?
Bu illaki tecavüzle sonuçlanmaz öyle değil mi?
Ben iyi hatırlıyorum otobüsle okula giderken hafta da bir gün, en az bir kere amcanın biri arkam da olurdu. O zaman fortçuluk denirdi şimdiki adı nedir bilmiyorum? Ben şanslı olanlardandım çünkü ağabeyimle okula gittiğim için bunu fark ettiğim de ağabeyim olayı önlerdi.
Sonra okul yılların da yeni yetişirken çok arkadaşımın öğretmenlerle gönül ilişkisi yaşadığını bilirim…
Taciz mi?
Taciz her dönem de yaşanan acı ve insanlık dışı bir olgu yani bu yüzyıla ait değil sadece artık insanlar susmayı seçmiyor ve medya, teknolojik gelişmişlik çabuk duymamıza neden olduğu için sanki çoğalmış algısı doğuyor…
İlk cinsel deneyimini köyler de gençler neyle yaşadı?
Peki, mahalle aralarında yine tüyü yeni bitmiş gençler kimlerle tecrübe kazandı?
Anlayacağınız zamanın da izlediğimiz Türk filmleri aslında toplumumuzun iğrenç yüzüydü….
Doğu da yaşanmış ve hala yaşanan toplum normlarına uydurulan ve hatta kanunla onaylanan resmi tecavüzlere ne diyoruz?
Sürekli bir birlerine tecavüz etmeye hazır halde olan bir kitleyi şimdi oluşturmadık. Hatırlarsınız bir ara adamın biri bidona ,geçenler de sakalından utanmayan bir adam köpeciğe, geçmiş aylarda 9 aylık bebeciğe ve en son 3 yaşında ana kuzusuna yapılanlar ve bunun dışında ‘‘boş ver zaten o yolun yolcusuydu ‘’ denilerek tecavüzü tacizi ört pas edilenler hep vardı….
Öncelikle taciz ve tecavüze yeltenen insancıkların normal ruh halinde olduğuna inanmıyorum. Çünkü bu sağlıklı bir insan davranışı asla olamaz.Elbette ki yapılanı da hoş görmek asla doğru değil ancak bu insanların önce tedavi edilmesi gerekir gibi geliyor bana….
İdam denilip duruluyor…
Bu da doğru değil idam en kolay yol oh! Belki eceliyle sürünerek ölecek bir sapığı hop…diye öldürmek ona verilecek en güzel ödül!
Ne mi yapmamız gerek?
Bu tür insancıkları pat diye öldürmeyeceksin. Önce hadım edeceksin sadece malum yerini çiş yapmak için kullansın, sonra el ve ayak parmaklarını hatta dilini keseceksin ki başka yollarla sapıklığa devam etmesin ve en son hamle, kadınlık hormon ilacı vereceksin ki zamanın da yaptığını ona yapsınlar….
Birden kendimi çok cani hissettim ama inanın bu ceza idamdan daha geçerlidir bence…
Benim işim danışmanlık bunu artık biliyorsunuz sizinle birkaç gerçek hayatları paylaşmak istiyorum.
Neden mi?
Evlat yetiştirirken önce yanınıza berinize bakmanız gerektiğini ve size asıl zarar verecek insanların en yakınınızdakilerin olduğunu bilmeniz için…
Bir danışanım vardı, şimdi kocaman evli barklı bir genç kadın.
Biliyor musunuz? İlk tacizi dayısı tarafından yaşamıştı.
Nasıl olduğunu sorduğumda ‘’çok küçüktüm neler olduğunun farkında değildim ve canım yanana kadar farkında olmadım’’ demişti. Sonuçta annesinin kardeşiydi, o yüzden dayısının onu taciz ettiğini hiç fark etmemiş. Dayının yaşı 15-16, daha kendi 3-4 yaşlarındaymış minicik bir bebiş nasıl anlar ki tacize uğradığını?
Dayısı şeker verip ‘‘aramız da sır’’ diyerek danışanımın orasını burasını ellermiş dayı zaman içinde daha da ileri giderek danışanıma penisini elletmeye başlamış ve ‘‘bu aramızda dayılar yiğenlerine kötülük yapmaz’’ diyerek normalleştirmiş olayı.
Danışanım detayları hatırlamıyor ve ne kadar bu durum devam etti bilmiyor. Ama olay dayının cinsel birleşmeyi yapmaya çalışması ve danışanımın ilk denemede canının yanmasıyla ortaya çıkıyor.
Dayı emeline ulaşamıyor danışanım canının yanmasından dolayı o çocuk aklıyla bir şeylerin ters gittiğini bunun sevgi olmadığını hissedip annesine anlatıyor. Anne haliyle panik ne yapacağını bilmiyor ama danışanımın teyzesiyle annesinin şu sorusunu hiç unutmamış ‘‘peki fındığın kanadı mı?’’ o da ‘’hayır’’ deyince teyze ve anne rahat bir nefes alıyor.
Danışanımın yıllar sonra gelip bunu benimle paylaşmasının en büyük nedeni suçluluk duygusu, neden kendini suçlu görüyorsun dediğim de ’’ben bunlara nasıl müsaade ettim, neden’’ diye kendine öfkeliydi….
Onun hiçbir suçu olmadığını kocaman insanların bile zaman zaman böyle bir olayda çaresiz kaldığını anlatmıştım. Seanslarla bu sıkıntıyı bitirmiştik.
Aslında yazmaya kalksam, bugünkü köşem yetmez…
Ağabeyi tarafından tacize uğrayan, babası tarafından tacize uğrayan, kaynı tarafından tacize uğrayan vakalarla o kadar karşılaştım ki bütün bu hikayeler gerçek…
Bizim kurumlar Aile Sosyal ve Politikalar bünyesin de barınan çocuklara da hizmet vermek zorunda. Zamanın da yine bir öğrencim geldi.
Çocuk konuşma, algılama problemi yaşıyor ve bunla birlikte sosyal uyumsuzluğu da var. Bize çok detay anlatmaz görevli çocukları getirir götürürler. Çocukta davranış problemi artık beni de aşınca aile geçmişini öğrenmek istedim. Görevliler ince detayları anlatmazlar çünkü çocuğa farklı davranışlar sergilenebilir diye ama benim uzmanlığım olduğu için olayı öğrenebilmiştim…
Hep taciz olaylarına tecavüze dönüşmeden ya da medya da gördüklerime tanık olmuştum. İnsan gerçekle yüzleşince çok daha etkileniyor. Çocuğun anne ve babası kardeşmiş yani ağabey kız kardeşine tecavüz ediyor. Aile ört pas ediyor ve hayat böyle devam ederken çocuğa bakamadıkları için yurda veriyorlar. Korkunç bir durum
Acı ama gerçek….
Şimdi dayı tacizine uğrayan danışanıma ne olduğunu merak ediyorsunuzdur?
Mesleğin de başarılı erkek çocuğu annesi, kendini yenilemiş geliştirmiş. Yıllarca annesinin kabullenemediği bir durumdan dolayı dayısıyla akraba ilişkisini sürdürmüş. Anne de dayı da teyze de ve kendi de sanki böyle bir olay hiç yaşanmamış gibi davranmış takii, danışanım büyüyüp aslında var olan gerçeği unutamadığını fark edene kadar…
Dayısıyla yıllardır hiçbir şekilde görüşmüyormuş artık. ’’Eskiden kendime de dayıma da çok öfkeliydim ama artık değil ona acıyorum…kendime de artık kızmıyorum çünkü, daha bebeciktim beni koruyamayanlara da kızmıyorum onlar benim ailem olmayı hak etmemişler demek ki’’ onda kalan şu anda tek hasar kız çocuklarına aşırı korumacı olması ve ‘‘kızım olsaydı galiba zavallıya nefes aldırmazdım Allah’ta biliyor’’ diyerek olayı tiye alabilmesi.
ASPB gelen çocuğa mı ne oldu?
Onunla da çok uğraştım ancak hiçbir zaman normalleşemedi ve İlk okula başlamak için bizden ayrıldı. Genlerden dolayı biliyorum ki, ileri de bağımlı sapkın topluma zararlı bir genç olarak hayatın içine dahil olacak….
Hayat ve insanlar çok acımasız, çocuklarımızı erkek ya da kız korumalıyız ancak onları bir cam kavanozda büyütemeyiz.
O yüzden çocuklarımıza mutlaka kötü dokunuşu iyi dokunuşu öğretmeliyiz.
Akraba diyerek özellikle ergen yaşlar da çocukları birbirine emanet etmemeliyiz.
Çocuklarımızı ne kadar tanırsanız tanıyın hiçbir şekilde yatılı olarak kimseye bırakmayın.
Çığlık atmanın, en ufak olayı anneye anlatmanın normal olduğunu öğretin,
Çocuklarımıza sevgilim, aşkım gibi özel sevgi sözcükleri söylemeyin,
İzin almadan bedenlerine dokunmayın.
Mutlaka çocuklarınızın bir yaşına gelmeden odasını ayırın.
Emzirme, alt bağlama dönemlerini uzatmayın,
Tuvalette başlarında durmayın kapıyı aralayarak dışarıda bekleyin,
Ulu orta yerlerde altını açmayın,
Çıplak evin içinde dolaşmasına izin vermeyin özel bölgelerini saklaması gerektiğini gösterin,
2 yaşından sonra babaya tuvalet temizliği ya da banyosunu yaptırmayın çok elzemse kız çocuğunu özellikle iç çamaşırıyla banyo yaptırın.
Ve ayrıca çocuklarımızı dudaktan öpmeyi, popolarını, memelerini sıkarak sevmeyi bırakmalıyız.
Çocuklarınıza bu davranışların sevgi davranışı olduğunu algılatırsınız ve çocuk sevildiğini sanarak olayı normal karşılar. Davranışları normalleştirmeyin.
Şunu lütfen aklınızdan hiç çıkarmayın, size zarar verecek insanlar hep yakınınızdakilerdir çünkü onlar en rahat size yaklaşan insanlardır.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl sağlığınızı korumaya çalışın!
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder