ERGENLİKTE KALMIŞ KOCA BEDENLER

                                            ERGENLİKTE KALMIŞ KOCA BEDENLER

Şimdi bu nereden çıktı demeyin…
Bir yerden çıkmadı zaten hepimizin içinde yaşayıp duruyor.
Ergenlikten çıkamamış orada takılı kalan ne çok insan var etrafımızda hiç fark ediyor musunuz?
Eskiden buluğ çağı dediğimiz, şimdi adına ergenlik denilen çocukluktan gençliğe geçiş dönemi. Bunu hepimiz az çok biliyoruzdur ki, hepimiz yaşadık.
Kimi bireysel farklılıklardan dolayı daha yoğun kimi de daha sakin geçirmiştir bu dönemi…
Ergenlikte neler yaşar birey; Bedenini tanımaya başlar,cinselliği anlamaya ve zihnin de bir yerlere koymaya başlar,mantık değil duygular hakimdir,duygusal gelgitleri çok yaşar, öfkesini kontrol edemez, küser, çabuk parlar, bağırır-çağırır, ses ayarını yapamaz, her şeyi o biliyordur, herkes ona düşmandır, kendi fikrinin aksi fikirleri kabul etmekte zorlanır,bedensel gelişimi de hızlı olduğu için sağa sola çarparak yürür, bol bol etrafındaki eşyaları farkına varmadan kırar, hep ilgi ister, çabuk bağlanır ve sonucunu düşünmeden devam eder…
Anlayacağınız buluğ çağı en sıkıntılı dönemdir.
Sonuçta, öyle böyle 20’li yaşlara kadar sürer ve geçer gider….
Peki, bir türlü geçip gitmeyen bu dönemi ne yapacağız?
Birey 25 olur, 30 olur, 50 olur, 60 olur….ve hala ergenlikten bir türlü çıkamaz…
Bir düşünün çevreniz de aslında ne çok ergenlik dönemine sıkışmış koca bedenler var!
Hele bu bedenler bir de ülke yönetiyor, sizin üstünüzse vay ki,vaylar olsun halimize!
Bu insanları, arayıp sormazsanız, başında bir iş mi?
Var diye düşünmez ilk tepkileri şimdiki tabirle tiripleri ,”Sen arama… Arama… Bir daha bende telefona bakmayacağım” gibi sözlerdir.
Ona, buna aklınıza gelmeyecek hiç önemsemediğiniz ya da fark etmediğiniz davranışınıza hemen küserler. Aslında küstüğünü de siz bilmezsiniz, ta ki tesadüf fark edene kadar.
Sanal alem de, sosyal gruplarda bir bakarsınız birleri birilerine serzenişte bulunur. Direk kişiye değil ortaya yazılır bu sözler ya da şimdiler de moda oldu galiba, araba sürerken paylaşılan videolar da görüsünüz bu yetişkin ergenleri…
Bu insanlarda ki ruh hali şudur; Eğer, yanılıp yıkılıp bir başarılarına ya da yeni bir eşya aldıklarını unutup beğeninizi ifade etmeme gafletine girmişseniz. Vay halinize… Baş düşman ilan edilirsiniz.
Sürekli sizin hayatınızı eleştirirler ama siz bunu asla yapamazsınız.
Bir fikir çatışmasında asla sakin konuşamazlar ve üste çıkabilmek için ses tonlarını mutlaka yükseltirler.
Kendilerince yaşadıkları başarısızlığa tahammül edemez, mutlaka birilerini suçlar ve buna da inanarak yaşarlar.
“Aslında ben çok iyi yerlerde okurdum ama destek veren olmadı”, ”Sınıfta çok başarılı olurdum şu hoca bana takmasaydı”, ”Üvey babam tecavüz edince ben bu yola düştüm” gibi sözlerle mutlaka yaşadıkları sıkıntıyı birilerine yüklerler…
Ergenlik dönemine sıkışmış siyasetçi ne yapar?
”Sen kim oluyorsun la başlar…” çirkinleşir ve üslubunu bozarak hakaret varan, sesini iki kat gürleştirerek konuşmasını bitirir.
Çünkü, onlar büyümüş bedende ruhsal gelişimini tamamlayamamış ergenlerdir.
Nasıl ki, ergen iç ve dış kontrolünü daha sağlayamaz…İşte onlarda aynı durumdadır.
Peki, bu insanlarla nasıl başa çıkmak gerekir?
Eğer yetiştirdiğiniz bir çocuğunuz varsa çok kolay!
Buluğ çağında olduğunu fark ettiğiniz an itibarıyla en uzak yere kaçacaksınız… Şaka, elbette böyle bir şey yapmayacağız… Sadece onlara ergenlik döneminde bir birey olarak davranmamız yeterli olacaktır.
Arkadaşınız, ahbabınız ,ailenizden bir fert, bu dönemdeyse arada görüştüğünüz  için işiniz daha kolay ancak  eşiniz, çocuğunuz, çalışma arkadaşınız, sürekli iş yaptığınız yönetici ya da ülke yönetimin de söz sahibi siyasetçiye denk geldiyseniz… İşte o zaman Allah büyük sabırlar versin demekten başka seçeneğimiz kalmıyor…
Şuan da hepimizin ihtiyacı olduğu sabır gibi…
Şimdilik hoşça kalın,sağlıklı kalmaya çalışın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?