HADİ BAKALIM SEN Mİ İNATSIN BEN Mİ?..

HADİ BAKALIM SEN Mİ İNATSIN BEN Mİ?..

Sigmund Freud , psikanaliz kurucusu olan Avusturyalı nörolog tarafından ortaya atılan ve hala geçerliliğini koruyarak diğer psikanalizcilere de ilham veren çocuk gelişimin de 5 dönem Psikoseksül Gelişim Evresi Vardır.
Bunlar;
  • Oral Dönem (Doğumdan sonraki 1 veya 1.5 yıl)
  • Anal Dönem (1 ile 1.5 yaş arasından 3 veya 3.5 yaşına kadar)
  • Fallik Dönem (3 ile 3.5 yaş arasından 6 yaşına kadar)
  • Latens Dönem (6 – 12 yaş arası)
  • Genital Dönem (12 – 20 yaş arası)
Eğitimci-danışman ve kurum sorumlusu olarak şu aralar yaşadığım en büyük şikâyet 1-4 yaş arasında ki, çatışmalar olduğu için sizlere Anal Dönem hakkında bilgi vermek istiyorum.
Anal Dönem 1 yaşında başlar 4 yaşının sonuna kadar devam eden bir dönemdir. Elbette ki, bireysel farklılıklar burada da geçerlidir. Bazı çocuklar daha kısa zaman da ve sakin atlatırken dönemi, bazı çocuklarda süre sıkıntılı ve uzun olabilir. Bu dönem sabrınızın en zorlandığı dönemdir o yüzden “ Allah kocaman bir yürek ve sabır versin” derim ebeveynlere. Bu dönemin bir tehlikesi de eğer çocuğunuzun eğitimin de tutarsız davranışlar sergilerseniz hayatınız boyunca ” ben nerede hata yaptım” deme riskiniz çok fazladır.
Ben bilim insanı değilim, ancak bunca yıllık meslek hayatım da ve kendi çocuklarımda gözlediğim;
Bir çocuğun, eğer Anal Dönemi sıkıntılı geçiyorsa, inanın ergenlikte de şiddeti çoğalarak aynı tepkileri görebiliyorsunuz. Bu yüzden bu döneme ben küçük ergenlik diyorum ve öğrencilerimin nasıl bir ergenlik geçireceğini bilerek aileleri şimdiden uyarmaya başlıyorum.
Peki, bu dönemin derdi ne? Şimdi bunu görelim;
Anal dönemde bebeğiniz dışkısını tutmayı öğrenir. Oral dönemde almayı öğrenen ve ağzıyla tanıdığı nesneleri öğrenirken sizin “hayır” dediklerinize itaat eden bebeğinizin genelde kaka eğitimi ile tetiklenen dönemdir. O güne kadar alacağı şeylere karar veren ebeveynler şimdi karşısına dikilip kendisinden kakasını istemeye başlar ki bu çocuğunuz için kaka olgusunun değerli olduğunu hissettirir çünkü sizin isteyip de alamadığınız kaka ona en tatlı olgulardan birisini fark ettirir.
Hâkimiyet!
Bu hâkimiyet olgusunu kırmanız çocuktan çocuğa kolay veya zor olabilir. Ebeveyn olmanın kesin bir şablonu yoktur ama şu bir gerçektir. Aşırılıklar her zaman ileride çocuğunuzun bir problemini tetikleyecektir. Çok baskı ve denetleme çocuğunuzun bu dönemde takılı kalmasına, verme olgusunu zorluk olarak gördüğünden cimrilik, aşırı mükemmeliyetçilik, tatmin olmama, cinsel hayatında bozukluklar, aşırı titiz bir kişi olmasına neden olabilir, obsesif kompülsif terimini acı bir şekilde öğrenmenizi sağlayabilir.
Çocuğunuzun bir birey olduğunu ilk hissettiği bu dönemde doğru yaklaşım çocuğunuzun kendine güvenen bir birey olmasını sağlayacaktır. Sizin de anne ve baba olarak en önemli ve yegâne göreviniz kendi ayakları üzerinde durabilen bir birey yetiştirmektir.
Şimdi, “ iyi güzel de biz ne yapacağız bu durum da!” dediğinizi duyar gibiyim…
Öncelikle çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun onun bir birey olduğunu sizden ayrı bir varlık olduğunu sakın unutmayın. Nasıl ki, karşınızdaki bir yetişkin sizin hoş gördüğünüz davranışları sürekli yaparsa çocuklar da bu davranışları sergiler
Bir anne, 
Yemeğe gelmesi için çocuğunu çağırıyor ve çocuk  oynadığı oyunu bırakmıyorsa, o andan başlayarak ne yaptığına büyük özen göstermelidir. Birçok kez çağırmak zorunda kalıyorsa, sesi yükselene ve kızana dek ona aldırmasını  öğretmiş olduğu unutmamalıdır.
Çocuk,
Annesi sesini yükseltene ve kızana dek bir 10 dakika daha kazanarak oynamayı sürdürebileceğini öğrenmiş olur…
Yani, siz çocuğa bu davranışın normal olduğunu öğretmiş olursunuz. Eğer çocuk annesi yemeğe çağırdığında, yemeğe gitmediğin de aç kalacağını kavrarsa, oyunu bırakıp yemek yemesi gerektiğini öğrenecektir. O yüzden kararlı olmak zorundasınız.
1-  Onun çocuk olduğunu ve bu durumun geçici olduğunu unutmayın.
2 –  Kararlı olduğunuzu hissettirin, dengeli davranın, özellikle anne ve baba olarak paralel yaklaştığınızı gösterin.
3-  Körükleyecek davranışları önceden sezmeye ve önlem almaya çalışın.
İnatlaşarak huysuzluk yaptığında ilgi göstermeyin, sakinleştiğinde ilgi gösterin.
4 –  “Hayır” kelimesini kullanmamaya çalışarak, beklentinizi anlatın (“hayır, çiçekleri kopartma” yerine “çiçekleri koruyacağını biliyorum, aferin” gibi). Ayrıca yapamayacağınız hiç bir şeye “Evet” ya da “Hayır” demeyin. Önce “Hayır”la başlayan davranışları “Evet”e dönüştürdüğünüz sürece bütün kozlar çocuğunuz elin de olur.
5 –  Kendini sözel olarak ifade etmesi için destekleyin, siz de model olun. Amacınızın kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu kanıtlamak olmadığını hissettirin.
6 –  Kalabalık bir yerde tutturma, inat ve huysuzluk olduğunda, herkesin size baktığını düşünerek geri adım atmayın, olduğunuz ortamdan uzaklaşın (“sakinleşene kadar arabada bekleyeceğiz” gibi).
7 –  Dikkatini başka bir noktaya çekmeye çalışın. Bu durum pazarlık yapmak olarak anlaşılmamalı.
8 –  Kendi yapmak istediği işlerde destekleyin (giyinmek, yemek…)
9 –  Aynı takımda olduğunuzu hissettirin, rakip değil.
10 –  Çocuğunuza seçenekler sunun, böylece onu bağımsız bir birey olarak tanıdığınızı, onun kararlarına saygı duyduğunuzu düşünecektir.
Hadi bakalım sen mi İnatsın ben mi? Sakın bu mücadeleye girmeyin kaybedersiniz…
Bütün bu evrelerin geçici olduğunu ve sabırlı, karalı olmanız gerektiğini asla unutmayın…
Bugünkü yazım biraz uzun sürdü farkındayım ancak ailelerin en çok zorlandığı evreden bahsedince konu uzadı.
Sizlere geçmişte benim yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum ki, çocuklarım büyürken benzerlerini çok kez yaşadım.
Yaz ayların da haliyle çalışınca, annem arada çocukları yazlığa götürürdü. Annem de benim gibi kuralları olan bir insandır. Günde bir dondurma hakları olurdu çocuklarımın. Hafta sonu haliyle bende giderdim yanlarına.
Çocuk kısmı şansını son damlasına kadar zorlar, tabi ki annelerini gören çocuklarım “anne dondurma alabilir miyiz?” dediklerin de ilk sorduğum “anneanneniz dondurma aldı mı bugün” “evet “ dediklerin de “o vakit hakkınız bitmiş dedim” ve ben sohbete başladım.
Çocuk bu dururum mu? Tam beş kez gelmişler ve tam ben beş kez nedenini sakin sakin anlatarak onları yollamışım. Niçin mışlı yazdığıma gelince yanımda kızkardeşim hayret için de beni takip etmiş ve “abla sen de ne yürek var onlar istedi sen hayır dedin ve anlattın sonun da pes ettiler ama sen etmedin”
Çocuk yetiştirmek hem çok kolaydır hem de zordur.Sabır ve hoşgörü….
Eğer,
Kuralların sürekliliğini sağlayamadığınızı düşünüyorsanız,
Kuralları koyarken kendinizi suçlu hissederek geri adım attığınızın farkındaysanız,
Eşinizle tutarsız ve farklı yaklaşımları benimsediyseniz,
Öfke krizleri kendine zarar verecek duruma geldiyse,
Ebeveynlik felsefenizi yeniden gözden geçirerek, bir uzmandan yardım almakta fayda olacaktır.
Çocukların gelişiminde çok doğal olan inatlaşmanın, anne-baba olarak çocuğunuzla aranızda bir iletişimsizliğin başlangıcı olmasına izin vermeyin..

Bugünkü İnsani Davranış; “Eğer sizden bağımsız bireyler yetiştirmek istiyorsanız onlara sınırları belirli olan özgür yaşam alanı yaratmak zorundasınız”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?