“Hangi Ara Biz Böyle İki Paralık Olduk!”
“Hangi Ara Biz Böyle İki Paralık Olduk!”
Bu akşam ne yazsam diye düşünürken, aslında yazacak o kadar çok konu var ki en önemli konu bizim kurumların yaşadığı haksız rekabet sorunu. O zaten büyük dert Hükumet kaş yapalım derken göz çıkardı şimdi de Belediyeler büyük bir hızla gözümüzü oymaya devam ediyor.
Biliyor musunuz?
Belediyeler, Çocuk Bakım evlerini yine kendi açıyor ve kendi denetliyor. Güler misin? Ağlar mısın? Anlayacağınız yine yanlış uygulama, yine haksız rekabet, yine ehil olmayan insanların eline düşen genç dimağlar ve sonuç yine yok olup gidecek bir nesil!
Hepimizin başı sağ olsun…
Neden mi? katı ve keskin yazıyorum. Yıllardır siyasetin eğitime karışmaması gerektiğini, eğitimin yansız olması gerektiğini ve hatta belediyelerin siyasi parti durumuna gelmemesi halka eşit şartlarda hizmet etmesi gerektiğini savunan biz değil miydik?
Peki, ne oldu şimdi? Hepimiz de çok iyi biliyoruz Belediye de çalışmak için sadece adamın olsun yeter.
Yazık bari eğitimi eşit şartlarda hakkaniyetle yapsaydınız da bizi hepten mundar etmeseydiniz.
‘‘Bunu niye yine yazdın bize ne?’’ diye düşünüyorsanız inanın yanılıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti’nin girdiği çıkmazların en önemli nedeninin yanlış ve yanlı temel eğitimden olduğunu çok iyi biliyoruz ve bizzat da eğitim yoluyla örgütlenenlerin neler yaptığını hep birlikte yaşadık.
Neyse ben ancak yazıp duruyorum yani havanda su dövmekten başka bir işe yaramıyorum çünkü kimsenin işine gelmediği için herkes üç maymunu hatta dördüncü maymun ‘‘hadi o aradan’’ı oynayıp durmaya devam ediyorlar.
Oh! Yine derdimi anlattım azıcık rahatladım. Şimdi asıl konumuza geçelim.
Evet, ne yazsam diye kıvranırken ki ne olur hoşgörün o kadar sorunla boğuşurken haftada iki gün yazı yazmak bazen beni de zorluyor ancak sosyal sohbet siteleri sağ olsun…
Öyle twittır da bakınırken bir hanımın paylaşımı dikkatimi çekti şöyle yazıyordu ‘‘Eskiden evli insanlara saygı vardı. Evlidir, başı bağlıdır, annedir, babadır, mutlu bir evliliği vardır. Diyerek kardeş bilirdi kişiler. Ahlak ne ara çöktü anlamadım. Evli de olsa fark etmez diyen kadın da gördüm, erkek de. Allah sonumuzu hayır getirsin’’ diyerek yazı bitmişti.
Gerçekten Ahlak denen bir kavram vardı ve bizler için çok değerliydi. Harbi, hangi ara böyle iki paralık olduk?
Bırakın evli barklıyı gönlünüz de bir varsa bile önce kendinize sonra karşınızdakine saygılı olur buna göre davranırdınız. Çünkü değer yargılarımız farklıydı ast olan belden aşağıya değil duygulara sahip çıkmaktı. Kendimize saygımız vardı. Bu saygı, ahlak anlayışı nasıl çöktü ve iki paralık oldu.
O yüzden ben hayat kadınlarına ve erkeklerine hep saygı duyarım çünkü işleri, geçim kaynakları ve kimseyi aldatmıyorlar.
Ya bu işi ahlaksızlık, heyecan, zevk için yapan erkek ya da kadınlar onlara siz saygı duyuyor musunuz? Beni sorarsanız asla!
Bir insan önce kendine ihanet etmeye başlarsa zaten kimsenin gözyaşına bakmaz sizi de satar memleketi de. Kendisine saygısı yoktur ki başkasına saygısı olsun.
Yeni çıkan bir moda ya da ben yeni tanıştım bilmiyorum, sanalda flörtleşmeler o aldatmaya girmezmiş. Öyle iş mi? olur. Zaten bir insanı kandırma eylemi düşünceyle başlar, bedensel kandırsan ne kandırmasan ne?
Her şeyden vazgeçtim, ne korkunç bir acizliktir ki hayatında birilerinin olduğunu bildiğiniz insanlarla birlikte olmaya çalışıyorsunuz? Hiç düşünülmüyor mu ki ya karşımdaki de bu şekilde beni kandırırsa. Lütfen buna onun tercihi demeyin böyle bir şeyi duyguları olan hiçbir canlı kabul edemez. ‘‘Aldatan her zaman aldanır’’ bu gerçek canlıların var oluşundan bu yana böyledir.
Öncelikle biz insanız!
İnsanlar dürtüleriyle yaşayamazlar. O vakit zaten çoktan insanlıktan çıkmış başka canlıya dönüşmüş olmaz mıyız?
Değerlerin, ahlakın çöktüğü ve belden aşağı için ya da kişisel çıkarlar için her şey mubahtır diyen bir toplum zaten çoktan çökmeye mahkumdur.
Allah'ın özen bezene yarattığı canlı olan insan evladı bu kadar aşağılık, hayvansı duygularla hayatını sürdürecek kadar değersiz olamaz ya da olmamalı.
Ben twitte ki paylaşıma şu yorumu yaptım. ‘‘Kadının en büyük düşmanı yine kadındır, böyle ahlaksızlıklar oluyorsa demek ki talep var ve karşı taraf teklif edebiliyor’’
Lütfen kendinizi bu kadar değersizleştirip iki paralık etmeyin kişi onuru, şerefi, haysiyeti için yaşar hiçbir duygu aşağılık olmanıza değmez. Sizler anasınız babasınız ve bir nesil yetiştirmeye çalışıyorsunuz. En azından bunu sorumluluğuyla bu işi para için, rızkı için yapan insanlardan onurlu olun ve insan gibi yaşamaya çalışın….
Ve son aldatan bir gün mutlaka aldatılır, can yakanın canı gün gelir kavrulur, şunu hiç unutmayın ne yaşatıyorsanız mutlaka yaşattığınızı yaşayacaksınız! Bu evrenin döngüsü ve intikamıdır.
Allah bir can vermiş ve bizi insan olarak yeryüzüne getirmişse bizlerin de tek yapacağı İnsan olabilmek hepsi bu!
Twittır paylaşımında yazıldığı gibi ‘‘Allah sonumuzu hayır getirsin!’’
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, beden ve ruh sağlığınızı korumaya çalışın!
Bu akşam ne yazsam diye düşünürken, aslında yazacak o kadar çok konu var ki en önemli konu bizim kurumların yaşadığı haksız rekabet sorunu. O zaten büyük dert Hükumet kaş yapalım derken göz çıkardı şimdi de Belediyeler büyük bir hızla gözümüzü oymaya devam ediyor.
Biliyor musunuz?
Belediyeler, Çocuk Bakım evlerini yine kendi açıyor ve kendi denetliyor. Güler misin? Ağlar mısın? Anlayacağınız yine yanlış uygulama, yine haksız rekabet, yine ehil olmayan insanların eline düşen genç dimağlar ve sonuç yine yok olup gidecek bir nesil!
Hepimizin başı sağ olsun…
Neden mi? katı ve keskin yazıyorum. Yıllardır siyasetin eğitime karışmaması gerektiğini, eğitimin yansız olması gerektiğini ve hatta belediyelerin siyasi parti durumuna gelmemesi halka eşit şartlarda hizmet etmesi gerektiğini savunan biz değil miydik?
Peki, ne oldu şimdi? Hepimiz de çok iyi biliyoruz Belediye de çalışmak için sadece adamın olsun yeter.
Yazık bari eğitimi eşit şartlarda hakkaniyetle yapsaydınız da bizi hepten mundar etmeseydiniz.
‘‘Bunu niye yine yazdın bize ne?’’ diye düşünüyorsanız inanın yanılıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti’nin girdiği çıkmazların en önemli nedeninin yanlış ve yanlı temel eğitimden olduğunu çok iyi biliyoruz ve bizzat da eğitim yoluyla örgütlenenlerin neler yaptığını hep birlikte yaşadık.
Neyse ben ancak yazıp duruyorum yani havanda su dövmekten başka bir işe yaramıyorum çünkü kimsenin işine gelmediği için herkes üç maymunu hatta dördüncü maymun ‘‘hadi o aradan’’ı oynayıp durmaya devam ediyorlar.
Oh! Yine derdimi anlattım azıcık rahatladım. Şimdi asıl konumuza geçelim.
Evet, ne yazsam diye kıvranırken ki ne olur hoşgörün o kadar sorunla boğuşurken haftada iki gün yazı yazmak bazen beni de zorluyor ancak sosyal sohbet siteleri sağ olsun…
Öyle twittır da bakınırken bir hanımın paylaşımı dikkatimi çekti şöyle yazıyordu ‘‘Eskiden evli insanlara saygı vardı. Evlidir, başı bağlıdır, annedir, babadır, mutlu bir evliliği vardır. Diyerek kardeş bilirdi kişiler. Ahlak ne ara çöktü anlamadım. Evli de olsa fark etmez diyen kadın da gördüm, erkek de. Allah sonumuzu hayır getirsin’’ diyerek yazı bitmişti.
Gerçekten Ahlak denen bir kavram vardı ve bizler için çok değerliydi. Harbi, hangi ara böyle iki paralık olduk?
Bırakın evli barklıyı gönlünüz de bir varsa bile önce kendinize sonra karşınızdakine saygılı olur buna göre davranırdınız. Çünkü değer yargılarımız farklıydı ast olan belden aşağıya değil duygulara sahip çıkmaktı. Kendimize saygımız vardı. Bu saygı, ahlak anlayışı nasıl çöktü ve iki paralık oldu.
O yüzden ben hayat kadınlarına ve erkeklerine hep saygı duyarım çünkü işleri, geçim kaynakları ve kimseyi aldatmıyorlar.
Ya bu işi ahlaksızlık, heyecan, zevk için yapan erkek ya da kadınlar onlara siz saygı duyuyor musunuz? Beni sorarsanız asla!
Bir insan önce kendine ihanet etmeye başlarsa zaten kimsenin gözyaşına bakmaz sizi de satar memleketi de. Kendisine saygısı yoktur ki başkasına saygısı olsun.
Yeni çıkan bir moda ya da ben yeni tanıştım bilmiyorum, sanalda flörtleşmeler o aldatmaya girmezmiş. Öyle iş mi? olur. Zaten bir insanı kandırma eylemi düşünceyle başlar, bedensel kandırsan ne kandırmasan ne?
Her şeyden vazgeçtim, ne korkunç bir acizliktir ki hayatında birilerinin olduğunu bildiğiniz insanlarla birlikte olmaya çalışıyorsunuz? Hiç düşünülmüyor mu ki ya karşımdaki de bu şekilde beni kandırırsa. Lütfen buna onun tercihi demeyin böyle bir şeyi duyguları olan hiçbir canlı kabul edemez. ‘‘Aldatan her zaman aldanır’’ bu gerçek canlıların var oluşundan bu yana böyledir.
Öncelikle biz insanız!
İnsanlar dürtüleriyle yaşayamazlar. O vakit zaten çoktan insanlıktan çıkmış başka canlıya dönüşmüş olmaz mıyız?
Değerlerin, ahlakın çöktüğü ve belden aşağı için ya da kişisel çıkarlar için her şey mubahtır diyen bir toplum zaten çoktan çökmeye mahkumdur.
Allah'ın özen bezene yarattığı canlı olan insan evladı bu kadar aşağılık, hayvansı duygularla hayatını sürdürecek kadar değersiz olamaz ya da olmamalı.
Ben twitte ki paylaşıma şu yorumu yaptım. ‘‘Kadının en büyük düşmanı yine kadındır, böyle ahlaksızlıklar oluyorsa demek ki talep var ve karşı taraf teklif edebiliyor’’
Lütfen kendinizi bu kadar değersizleştirip iki paralık etmeyin kişi onuru, şerefi, haysiyeti için yaşar hiçbir duygu aşağılık olmanıza değmez. Sizler anasınız babasınız ve bir nesil yetiştirmeye çalışıyorsunuz. En azından bunu sorumluluğuyla bu işi para için, rızkı için yapan insanlardan onurlu olun ve insan gibi yaşamaya çalışın….
Ve son aldatan bir gün mutlaka aldatılır, can yakanın canı gün gelir kavrulur, şunu hiç unutmayın ne yaşatıyorsanız mutlaka yaşattığınızı yaşayacaksınız! Bu evrenin döngüsü ve intikamıdır.
Allah bir can vermiş ve bizi insan olarak yeryüzüne getirmişse bizlerin de tek yapacağı İnsan olabilmek hepsi bu!
Twittır paylaşımında yazıldığı gibi ‘‘Allah sonumuzu hayır getirsin!’’
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, beden ve ruh sağlığınızı korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder