HEY SEN ÖLDÜN FARKINDA MISIN?

HEY SEN ÖLDÜN FARKINDA MISIN?

Güzel keyifli bir hafta sonu geçirdim. İlk kez yeni arkadaşlıklar edinmenin keyfini yaşadım. Osmani’ye Zorkun yaylası bizim Çamlıyayla (Namrun) dan sonra ilk gezdiğim yayla o yüzden değişik de geldi.
Dağların için de kayaları delerek gecekondu tarzında yapılan evler….
Dar ve dik yollar….
Elini atmaktan çekinen bir belediye….
Ancak muhteşem bir manzara dağdan şehrin ışıklarını, İskenderun körfezini minicik kalmış gemileri görebilirsiniz. Her gün sabah ve öğle sonrası basan sis ve yağan çiğ….
Ve insanlar mutlu, komşuluklar bizim eskiden yaşadığımız komşuluklar tadında. Yaylacılar bilir her yaz bebekliğinizin, çocukluğunuzun, beraber geçtiği komşularınızla sanki hiç ayrılmamış gibi diğer yazdan kaldığı yerden devam edersiniz ahbaplığa. İşte bu gelenek devam ediyor.
Bol bol fotoğraf çektim, misafirliğe gittiğim arkadaşlarımın çocuklarıyla eğlendim. Sıkma bile sıktım.
Ve komşu çocukları…
Öğretmen olan iki kardeş onlarla sohbet etmek, Aziz Nesin’i aratmayacak hikayelerini dinlemek gerçekten bu gençleri görünce bir kez daha geleceğimizin o kadar karanlık olmayacağını düşündüm. Oğlum yaşındaki Sefa Din Kültür ve Ahlak öğretmenliğini bitirmiş sınava hazırlanıyor. İlkokul öğretmeni ağabeyi kendini sürekli geliştirmeye çalışıyor. Bu çocuklar olduğu sürece geleceğimizin bundan fazla kararacağını düşünmüyorum.
Ve misafir gittiğim arkadaşımın anacığı babacığı Yörük olmamdan mı bilemedim ama sanki anne-babamın yanındaymış gibi hissettim. İki emekli aydın, kendileri yaşlı ancak yürekleri hala capcanlı gencecik iki insan. Biliyor musunuz? İmrendim… Bende böyle yanımda yarenimle yaşlanır mıyım acaba? İkisine de Allah uzun ömürler versin.
Zorkun Yaylası’nı görüp gezmenizi isterim gerçekten farklı ve gezilip fotoğraflanacak çok yeri var. Komşu çocuklarından Fatih ailenin haşarı çocuğu ‘‘Abla teleferik yapacaklardı,dağ oteli yapacaklardı geldiler baktılar ama hala ses yok’’ diyerek sitemini belirtti.
Evet, özellikle kışın rahatlıkla kayak merkezi olabilecek ya da yamaç paraşütü sporu yapılacak yerleri var buralarının. Bilmem belediye el atar mı? Turistlik alan olabilmesi için çabalar mı?
Elimizdeki doğal güzellikleri yok saymak artık bizlerin görevi oldu… Bu güzelliği yok saymayın bence.
Ve eğlenceli bir hafta sonu geçirdikten sonra çalan telefonun ucundaki ağlayan bir ses ‘‘biliyor musun İpek öldü!’’ Nasıl diyemeden sadece Cuma günü şakalaştım diyebildim. Daha 38 yaşında naif, kibar kendi halinde bir insan… Sessiz kaldığı hayatın için de sessizce kalp krizi geçirerek ölmüştü…
Hayat bir garip demekten başka elimizden ne gelir ki,
Sorun dediğimiz çözebileceğimiz konuları bile arapsaçına dönüştüren bizler değil miyiz?
Mutsuzluk, fakirlik, yokluk edebiyatını zevkle yapan, hayatı mümkün olduğunca yaşanmaz hale getiren yine bizler değil miyiz?
Ben Zorkun Yaylasının muhteşem renklerini hayranlıkla izler ve fotoğraflarken diğer taraftan hep sıkıntıları dağ gibi içine atan gencecik, tertemiz bir beden elimizden kayıp gidiyor….
Arkasında uğruna ölüp gittiği sorunları bırakarak….
Ve birileri ona ‘‘hey sen öldün farkında mısın?’’ diyor.Bize de zamanı geldiğin de dedikleri gibi….
O yüzden tek dileğim sorunlarınızın çözümü olsun ya da olmasın ama içinize dert etmeyin konuşun , ‘‘ölüm yok ya ucunda’’ deyin varsın kapınıza icra gelsin varsın sevdiğiniz sizi terk etsin… İnanın hepsi gelir geçer…
Zorkun Yaylasından başladığım yazım genç bir bedenin bu masmavi, yemyeşil yaylanın güzelliğine karışıp gitmesiyle son buldu…
Kim bilir belki de bu güzel yürekli insanın asıl özgürlüğü şimdi başlamıştır….
Ruhu huzur bulsun!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, beden ve akıl sağlığınızı korumaya çalışın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?