İZİN VER! BAŞARMAK İSTİYORUM

                                           İZİN VER! BAŞARMAK İSTİYORUM

‘Başarıya giden yol’ … diye başlayan pek çok öğüt, yol gösterme, belki de öneri vardır.
Kimi öğütler ‘çok çalışmayı’ kimi yol göstermeler ‘hedefini doğru seçmeyi’ önerir.
Bütün bunlar kendi başına doğrulardır ama gene de ortalıkta çok sayıda başarısız insanın neden bulunduğunu açıklamaz.
Bu konudaki yaygın kanı ‘herkesin başarılı olamayacağı’ ya da başarının kimileri için söz konusu olan bir talih’ olduğu yolundadır ve yanlıştır. Başarı hiç kimsenin tekelinde değildir. Herkes başarılı olabilir. Yineliyorum, herkes başarılı olabilir. Ama ‘başarılı olmanın kuralları’ vardır ve bunları dikkate alanlar başarılı olabilir.
İÇİMİZDEN GEÇEN YOLU GÖREBİLMEK…
Başarı konusunda insanların en büyük yanlışı, bu yolu kendi dışında aramaktır. ‘Başarı’ dendiği zaman insanlar hep kendi dışlarına bakarlar. Başka insanların ‘neyi başarı kabul ettiği ’ ya da ‘başarılı örneklerin kimler olduğu’, başarının sonuçlarının neyle ölçüldüğü gibi ölçütler çok önemli sayılır. Bu yanlışın temel nedeni, insanların böyle bakmaya, böyle görmeye, böyle kabul etmeye alıştırılmalarıdır.
Oysa, her insanın yapısı ayrıdır, beklentileri ayrıdır, kapasitesi ayrıdır, başarılı olacağı alanlar ayrıdır. Bu nedenlerle de karşılaştırmaya dayalı koşullanmalar yanlış sonuçlar doğurur.
Öncelikle bilmeliyiz ki ‘başarıya giden yol içimizden geçer’. Öyleyse önce ‘içimize bakalım ve kendimizi görmeye çalışalım’. Başarı için harekete geçireceğimiz en büyük araç kendimiz iz, bunu unutmayalım.
AİLE İÇİ İLETİŞİM…
Aile içi iletişim çok önemli olduğu halde yeterince üzerinde durulmayan bir konudur. Yaygın olarak görülen iletişim biçimi ‘gereksinme iletişimi’ diyebileceğimiz bir durumdur. Bu iletişim modelinde, iletişimi belirleyen etkenler’ günlük gereksinmelerdir’ iletişim kodları da buna uygun sözcük formatlarıdır. ‘Yemekte ne olduğu?’ ya da ‘telefon faturaları’, ‘çocukların okuldaki durumları’ ‘günlük olayların kısa notları’, ‘beklenmeyen olaylar’ kısa konuşmalarla aktarılırken birlikte olunan zamanın çoğunu TV izlemek, TV program yorumları, gündemdeki konuların kısa değerlendirmeleri, ev içi iletişimin mesajları almaktadır. Daha derinlerde yer alan beklenenler, düş kırıklıkları, geleceğe ilişkin duygular, insanlar arasındaki olumlu ya da olumsuz iletiler günlük iletişim içinde kendine yer bulmamakta, bu nedenle de ‘mesajlar örtülmekte’, ‘duygular sessizce geçiştirilmektedir’.
Aile içi iletişimin düşük yoğunluğu, sığlığı, azlığı giderek insan arası ilişkileri de zayıflatmaktadır. Aile içinde yabancılaşma görülmekte ‘etkin iletişim’ aile dışındaki gruplar arasına kaymaktadır. Baba işyerindeki arkadaş gruplarıyla, anne kadınlar arasındaki gruplarla, çocuklar da arkadaş gruplarıyla etkin iletişim kurmayı yeğlemekte, duygu ve düşüncelerin paylaşımı da ev dışına taşınmaktadır.
Ev içinde zayıflayan iletişim, buna karşın ev dışında canlanan ilişkiler insanlar arasındaki yabancılaşmayı arttırmakta, bu durum da değişen insan davranışlarını farketmeyi engellemektedir. Bu durumun yarattığı doyumsuzluk evdeki bütün bireylerin davranışına yansıyarak ev içi gruplaşmalarına yol açmaktadır. Anne oğul, baba kız ya da çocuklar arası koalisyonla anne babaya karşı cepheleşme eğilimleri ortaya çıkmaktadır. Bu durum, iletişimi büsbütün bozmakta, sosyal rolleri sertleştirmektedir.
Bütün bunların çözümü, ev içinde ‘eşitlikçi, sosyal rolleri arkadaşça yumuşatan, aile disiplinini kimseyi yaralamadan kurup yürüten, anlayışlı, şefkatli, ilkeli bir aile yapısını kurup sürdürebilmektedir. Eşler arasındaki anlayış ve davranış bütünlüğü, iletişimi güçlendirerek çocukların sosyal rollerini benimsemeye yol açar. Böylece aile içindeki iletişim de, aile dışındaki iletişim de doğru bir temele oturmuş olur.
Başarının tohumu aile içi eğitimde atılır. Sağlıklı bir gelecek için sağlıklı ailelere sahip olmalıyız.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın ve sağlıklı kalmaya çalışın!
Bugünkü İnsani davranış; ‘‘Eğer bir insanın nefretini kanmak istiyorsanız, onu sürekli eleştirin’’Bu nedenle eleştiride yapıcı olun ve yapıcı olun ki,bir insan kazanın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?