NEDEN “SARI BASIN KARTI”?… BELEDİYELERE ÇAĞRI…
NEDEN “SARI BASIN KARTI”?… BELEDİYELERE ÇAĞRI…
Bu soruyu bilmeyenler merak ederken önce neden böyle bir konuyu yazma ihtiyacı duydum oradan başlamak istiyorum…
Adana’mız gerçekten son zamanlarda kültürel açıdan çok güzel işler yapmaya başladı. Bazen hangi belediyenin etkinliğine gideceğimizi şaşırır olduk. Belediyeler ki, özellikle Seyhan ve Çukurova neredeyse birbiriyle yarışıyorlar. Elbette ki, bu tatlı rekabet bizlerin işine geliyor.
Ah! birde festival dedikleri etkinliklerde birlik olsalar ve bütün Türkiye’ye adımızı duyursalar gerçekten büyük il olduğumuzu bize ve Türkiye’ye hissettirip, artık taşralı sınıfından çıkarsalar olmaz mı?
İşte, o zaman bence belediyeler gerçekten kültürel aktiviteleri, festivalleri doğru kullanmış olur. Aslolan ilimizin reklamı ve çağdaş olma yolunda ilerlediğimizi göstermek değil mi?
Evet, bu hafta sonu yine her iki belediyede çok güzel paneller oldu, yazarlar, sanatçılar geldi. Ben tercihimi sevgili ağabeyim Veteriner Karikatürist İ. Serdar Sayar’ın Çukurova Karikatür Festivalinde görev almasından dolayı Karikatür Sergisinde yaptım. Festivalin ikinci günüydü. Küçük karikatüristlerle ustaların buluşmasıydı. Ukranya’dan, Almanya’dan, İtalya’dan, İran’dan ve Ülkemizden ödüllü kendini ispatlamış usta karikatüristler misafirimiz olmuşlardı. Yani anlayacağınız büyük ve Uluslararası bir organizasyon olmuştu… Herkesin eline yüreğine sağlık buraya kadar her şey güzel ah! Bir de organizasyon iyi olup da, kerhi belada kalmasaydık iyiydi.
Tamam, acele etmeyin sarı karta geleceğim ama aklımda ki deli soruları bir sorayım belki Belediye başkanları ya da danışmanlar okur da halkın sesi diyerek azıcık kulak verirler…
1-Adana ilimizde çok güzel festivaller ve kültürel etkinlikler gerçekleşiyor lakin öyle bir izlenim var ki aman! Olsun da nasıl olursa olsun! Organizasyonlarda sanki halk değil de üst yöneticiler ve onların misafirleri önemseniyor
2-Madem Ulusal ya da Uluslararası Festival yapmaya çalışıyoruz, neden bütün bu güzellikleri sadece İlçe bazında duyuyoruz?
3-Bu önemli görülen ve şehrimizin prestiji olan etkinlikler de neden belediyeler ortak çalışmıyor?
4-Yarışmalar olduğunda neden daha çok kolejler ya da belirli okullar ya da kitleler seçiliyor? Körler sağırlar birbirini mi ağırlıyor?
5-Bu kafama çok takılıyor. Resitallere ya da balolara hangi kriterle konuk olarak çağrılıyorlar ve bu konuklar ülkem ya da şehrim için hangi topluma yön vermiştir ki, sadece belirli insanlar buralara davet ediliyor?
Bence bırakın gerçekten bu güzellikler halkın olsun! Halkınmış gibi yapılmaktan vazgeçilsin… Her şeyi mış gibi yapmaktan bu hale gelmedik mi?
Her ne kadar eleştirel yaklaşsam da duruma, hiç yoktan iyidir daha iyisini yapan çıksın er meydanına diyerek, gün boyunca beklediğim en güzel sahne…
Sunay Akın’ın gösterisin de bilmediğim bir bilgiyi kendi ağzıyla sizinle paylaşmak istiyorum.
Neden Basın Kartlarının Rengi Sarı?
Sunay Akın anlatıyor… “ Yıl 1889, Paris Evrensel Sergisi yapılıyor. Eyfel Kulesi de bu etkinlik için dikiliyor. Evrensel Sergiye Padişah 2. Abdülhamit protesto ederek katılmıyor. Çünkü serginin teması “Eşitlik, Kardeşlik, Özgürlük” olarak belirlenmiştir. 1789 Fransız İhtilal’inin 100. yılıdır. Ama bir Türk ressamı sergiye katılıyor. Yaptığı tablosunu da ilk kez orada sergiliyor: Kaplumbağa Terbiyecisi!
O ressam Osman Hamdi Bey’den başkası değildir.
Geliyoruz sarı basın kartına. Paris Sergisi’nde eserlerini sergileyen bir başka sanatçı ise Amerikalı çizer Richard F.Outcault’tur. Ülkesine döndüğünde New York’un varoşlarında yaşam maceraları buralarda geçen bir çizgi roman kahramanı yaratır.1994’de mavi zeminli olarak yayınlanan çizgi roman, bir yıl sonra Pulitzer’in sahibi olduğu The New Yort’un sarı renkli olarak basılmaya başlar. Adını da bu renkten alır;
-The Yellew Kid!
Dünyada sarı mürekkebin kullanıldığı ilk çizgi roman böylece ortaya çıkar. Yellow Kid, haksızlıklara karşıdır. Emeğin sömürülmesine, kadın haklarına, özgürlüğe dikkat çeken Yellew Kid çizgi romanı giderek bir simge haline gelir.
Bu yüzden bütün dünya da basın kartının rengi sarı olmuştur.
Ve bu da Sunay Akın’dan öğrendiğim bir bilgi, Yellow Kid (Sarı çocuk ) akımının Türk temsilcisi de Keloğlanmış…. Doğru ya… Keleoğlan’ı hep ezmeye çalışan kahramanlar varken o doğruluk, dürüstlük ve saflığın kazandığını bize anlatmadı mı?
Sevgili Belediyeler son bir şey daha eklemek istiyorum. Bu etkinlikler çok emek ister ve halka duyurmak çok önemlidir yapılanın değer kazanması açısından. Ben belediye üst görevlisi değilim ancak bu aktiviteleri üniversitelere duyurmuş ve o günler de ücretsiz otobüs seferleri yapmış olsanız inanın körler sağırlar birbirini ağırlamaz çünkü bu aktivitelere katılan kitle yine sizlerin çalışanı ve çevresi.
Bilmem bu halktan birinin yazdıklarını dikkate alır mısınız?
Her zaman olduğu gibi hoşça kalın, sağlıklı kalmaya çalışın!
Bugünkü İnsani Davranış,“ Ne yaparsanız yapın, yapacağınızın en iyisini yapmazsanız mış gibi yaşamaya devam edersiniz” o yüzden etrafınızda ki seslere kulak ve değer verin.
Yorumlar
Yorum Gönder