ÖĞRETEN OLMAK!

                                                         ÖĞRETEN OLMAK!

Zaman bende o kadar hızlı akıyor ki, ödeme günleri dışında tatilin geldiğini bile bazen son gün gelen ödev yığınlarından anlıyorum, hal böyle olunca öğretmenler gününü bile bugün ziyaretime gelen velilerimin özenli giyimlerinden “hayırdır kızlar” dediğim de öğrendim “abla Cuma günü öğretmenler günü öğretmenimiz çok yoğunmuş bugün kutlayacağız” demeseler inanın günden münden haberim yok….
Sahi ben öğretmenim değil mi?
Mevzu böyle olunca yazımı değiştirmek zorunda kaldım. Artık Pazartesi hazırdan yeriz…
Öğretmenler günü tarihçesinden falan bahsetmeyeceğim, çünkü genel olarak herkes biliyor ve büyük olasılıkla birileri köşesinde paylaşır.
Bugün bir eğitimci ve öğretmen olarak yazmak istiyorum.
Öğreten olmak!
Gerçekten eğer farkındaysanız mesleğinizi bilerek, isteyerek seçmişseniz inanın çok ciddi bir yük…
Çünkü siz, örneksiniz ve her adımınızı ona göre atmak zorundasınız en büyük kâbus ise kendi çocuklarınız. Allah göstermesin eğer onları iyi yetiştirmediyseniz vay halinize! Yediniz naneyi önce en yakınlarınız sizi kınamaya başlar ne fena değil mi? Çocuğunuzun bile hata yapma şansı yok…
Öğretmenlik eğer yaşamınız değilse gerçekten çok zordur. Önce insanı hatta canlıyı sevmeniz gerek bunu asla zorunluda yapamazsınız o sizin doğanızda olacaktır. Yoksa bir tarafa toslayı verirsiniz.
Ha… birde benim gibi meslekte çeyrek asrı devirmişseniz tavsiyem uzak durun… Bir lafı kırk kez tekrarlarız olayı inciğine anlatırız birde döner anlaşıldı mı? diye tekrar sorarız anlattıklarımızı, o yüzden bizle yaşam zordur. Elbette ki, yazdığım bütün bunlar gerçekten mesleğe gönül vermiş eğitimciler için geçerli…
Peki, Türkiye’de Öğretmen Ne Durumda?
Şimdi yazacaklarıma lütfen gerçek eğitimciler alınmasın sözüm onlara değil!
Türkiye’de öğretmen ne halde biliyor musunuz? Perişan, diplerde,saygınlığını çoktan yitirmiş durumda…
  • Eğer hiçbir yeri kazanamıyorsan bari öğretmen ol!
  • Özel kurs verirsem ne kadar kazanırım?
  • Acaba sınıfı falanca etüt merkezine götürürsem bana yüzde kaç verirler?
  • Ben bu aptal çocuklarla mı? Uğraşacağım
  • Varoşların arasına geldim bunlar ne anlar daha Türkçeyi konuşamıyorlar
  • Bu veli her gün bana hediyeler getiriyor hal böyle olunca öğrencim de özel benim için
  • Bu çocuğun ailesini zaten hiç sevmedim kendini de hiç sevmem zaten
  • Aile adam edememiş ben mi uğraşacağım?
  • Yine mi? Seminer var yahu! Ben çarşıya gidecektim
  • Maaş az maaş, son model araba ev almakta zorlanıyorum
  • Devlet öğretmeniyim ama çocuğum kolejde okusun ne var ki
  • Azizim müfredat durmadan değişiyor sistem bozuk oturmak bizim mi suçumuz
Ve….
Öğretmenler Günü gelir….
  • Acaba bana kim ne alacak çünkü değeri ona göre vereceğim. Öyle kuru kuru kutlamak ta neymiş….
Daha ben bunları çok sıralarım ama maalesef Türkiye’de öğretmenin durumu bu! İster kabul edin ister etmeyin.
O yüzdendir ki, öğretmen okulundan mezun eski öğretmenlerim burnumda tütüyor.
O öğrencisi için canını dişine takan, en zor maddi şartlarda ayakta durmaya çalışan, bura varoş ya da kırsal demeyen Güney’ini, Kuzey’ini, Doğu’sunu, Batı’sını Vatan toprağı bilen, elindeki son kuruşu kitaplar için harcayan ve hiçbir zaman maddi çıkar gözetmeyip sümüklü öğrencisinin bile burnunu silen, sınıf farkına göre öğrenci seçmeyen, öğretirken eğiten, bu mesleği damarlarına kadar hisseden, her öğrencisini evladı gören….
Canım öğretmenlerime selam olsun…!
Günümüz, gününüz kutlu olsun…!
Bugünkü İnsani Davranış; “Eğer toplumun değişmesini istiyorsak önce öğretenleri, eğitenleri, öğretmenimizi bilinçlendirmeli ve doğru seçmeliyiz.”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?