‘SEN YETER Kİ GEÇİM EHLİ OL!’
‘SEN YETER Kİ GEÇİM EHLİ OL!’
Bugün iki yıl önce yazdığım bir yazıyı tekrar paylaşacağım.
Neden mi? yok yok konu bulamadım değil… Sanal sohbet siteleri olduğu sürece konu bulmak pek zor olmuyor.
Ancak bu hafta sonu müdürü arkadaşım olan bir özel huzur evinde personele etkili iletişim sunumu vermem istendi. Orada şunu bir kez daha gördüm. Yetişkinlerin kalıplarını esnetmek ve istemedikleri sürece bilgi aktarımı yapmak çok zor.
Eskiler etkili iletişimi aslında tek kelimeyle açıklamışlar ‘‘Sen yeter ki geçim ehli ol!’’ derler. Yani niyetin iyi geçinmek olsun, herkesle geçim yaparsın…
Etkili iletişime geçme gönlünüz yoksa ne olursa olsun karşınızdakiyle olumlu iletişime giremezsiniz.
Her zaman dediğim tek şey önce siz mutlu olmayı seçeceksiniz ve en etkili iletişim gülümsemeyle başlar ayrıca önyargı bu iletişimi olumsuzlaştıran en önemli faktördür.
Etkili ve olumlu iletişimde öğrenilebilen bir kavramdır. Yetişkin bir insanın etkili iletişim kurabilmesi için bu eğitimi yine çocuk yaşlarda almalıdır.Bu yüzden daha önce yazdığım ‘‘Çocuğunuzla doğru iletişim kurmanın yolları’’ başlıklı yazımı tekrar paylaşmak istiyorum.
Neden mi?
Yetişkin oldukların da mutsuz,sevimsiz,hayat başarısızlığı yaşayan bireyler olarak ortalarda dolaşmasınlar diye….
En çok yaşadığım olaylar anne-babanın çocuklarını şikâyet etmeleri. Bazen acaba ‘‘evlere de servis yapsam mı? ’’diye düşünmediğim olmuyor değil.
Eğer bir çocuk okulda, evde ya da dışarıda farklı davranış sergiliyorsa eğitim davranışa dönüşmemiştir.
Peki, bunun nedeni nedir? Öncelikle ailenin kural koymaması, çocuğa koyduğu kuralların süreklilik içermemesi, sevgiyi ya az vermesi ya da abartması, çocuğunu gerçekten fark etmemesi, birey olduğunu fark etmemesi, aşırı koruyucu olması, görgü ve saygıyı öğretmek için rol model olamaması ve bedel ödetmemesi gibi nedenlerdir.
Eğer bir çocuk ‘‘bu okulda yapılmaz ama burası ev’’ diyerek ortalığı anlamsız bir şekilde dağıtıyorsa, yediği yemeği ‘‘evde yemek zorunda değilim’’ diyerek ret ediyorsa, evin içinde çığlık atıp ‘‘evde yapabilirim’’ diyorsa, anne-babasına tükürüp tekme atıyor ama okulda bunun tam tersi davranış gösteriyorsa ya da rahatlıkla içtiği ilacı evde içmemek için direniyorsa anne- baba olarak bir şapkamızı önünüze çıkarıp biz nerede hata yapıyoruz diye düşünmemiz gerekir.
Düşünmüyor ve sadece başkalarını sorumlu tutuyorsak da o vakit yapacak hiç bir şey yok…
Kendi yansımamızla kavga etmeye devam ederiz!
• Anne- babaya, baba- anneye saygı göstermiyorsa çocuktan saygı beklemeyin,
• Ev de sevgi ve mutluluk yoksa çocuktan sevgi ve huzur beklemeyin,
• Yemek seçip sofrada sürekli şikâyet ediyorsanız, çocuktan mızmız olmamasını beklemeyin.
• Argo ve küfürlü konuşuyorsanız, çocuğunuz küfür ettiğinde suçlu aramayın.
• Evdeyken ‘‘evde olmadığınızı’’, telefonda görüşmek istemediğiniz için ‘‘hastayım, duymadım’’ bahanelerini çocuğun yanında yaparsanız onun yalan söylemesine şaşırmayın.
• Ev de sürekli sert tartışmalar yaşarken, çocuğunuzun aksi ve edepsiz saygısız oluşuna hayıflanmayın.
• Anne- babaya, baba- anneye saygı göstermiyorsa çocuktan saygı beklemeyin,
• Ev de sevgi ve mutluluk yoksa çocuktan sevgi ve huzur beklemeyin,
• Yemek seçip sofrada sürekli şikâyet ediyorsanız, çocuktan mızmız olmamasını beklemeyin.
• Argo ve küfürlü konuşuyorsanız, çocuğunuz küfür ettiğinde suçlu aramayın.
• Evdeyken ‘‘evde olmadığınızı’’, telefonda görüşmek istemediğiniz için ‘‘hastayım, duymadım’’ bahanelerini çocuğun yanında yaparsanız onun yalan söylemesine şaşırmayın.
• Ev de sürekli sert tartışmalar yaşarken, çocuğunuzun aksi ve edepsiz saygısız oluşuna hayıflanmayın.
Kısacası siz doğru insan olun merak etmeyin çocuğunuzda aynı olur. Evlatlarımız bizlerin aynasıdır. Aksimizi görmek bizi telaşlandırıyorsa önce nasıl iletişim kurmamız gerek bunu öğrenelim. ‘‘Bizim izlerimizi tek takip edecek olan evlatlarımızdır’’
Pek, nasıl doğru iletişim kurarız?
Çocuğunuza onu sevdiğinizi söyleyin. Çocuğunuza gün içerisinde ufak tefek de olsa sorumluluklar verin.
Çocuğunuza onu sevdiğinizi söyleyin. Çocuğunuza gün içerisinde ufak tefek de olsa sorumluluklar verin.
Çocuğunuz yanlış bir davranış sergilediğinde çocuğunuzu azarlamayın. O durum içerisindeki önce olumlu davranışlarını söyleyin. Daha sonra olumsuz davranışlarını nedenleriyle birlikte anlatın, açıklayın, azarlamayın.
Çocuk için annenin yeri ayrıdır, babanın yeri ayrıdır. Bu nedenle birbirinizin rollerini çalmayın, ben daha fazla vakit geçirim demeyin.
Çocuklar sadece annesini ya da babasını değil ikisini birden yanında ister. Rutin aktiviteler yapın.
Bir şeyi yapsın diye geçici kurallar koymayın. Bir kural koyuyorsanız onu sürekli uygulayın. Sizi sağladığınız tutarlılık sayesinde çocuğunuzda doğru davranış yerleşecektir, oturacaktır. Koyduğunuz kuralları uygulayın.
Çocuğunuzla konuşurken göz teması kurun. Böylece kendisini önemli hisseder. Konuşma sırasında çocuğunuza sarılarak, kucağınıza alarak sizinle konuşurken daha rahat olmasını sağlayabilirsiniz. Kesinlikle çocuğunuza yukarıdan konuşmayın. Bu durum sizin onun üzerinde bir güç olduğunuzu düşündürebilir ve çocuğunuz söyleyeceği şeylerde çekinir.
Çocuğunuzu çok iyi dinleyin. Söylediği her bir kelimeye önem verin. Dinliyormuş gibi yapmaktan kaçının. Eğer ki işiniz varsa, yorgunsanız çocuğunuza bunu anlatın.
Her gelişimde aşamasında olduğu gibi iletişim becersi kazanmakta çocukluktan gelen bir davranış biçimidir.
En önemlisi çocuğunuza mutlu olmayı, insani değerleri ve gülümsemenin güzelliğini öğretin!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder