YAŞAMI BECEREBİLMEK…
YAŞAMI BECEREBİLMEK…
Geçen gün bir şiir yazdım, öylesine kendi kendime arada karalarım… Şiirim şöyleydi;
HEY! YAŞAM
Şitt şitt sana derim
Kulağını tıkasan da
Gözlerini sımsıkı kapasan
Dilin lal olsa da
Duy sesimi sana derim…
Bir gün bu çığlıklar susacak bilirim…
Şitt şitt! sana derim
Şitt şitt! sana derim
Gözümü kaşımı yarsan da
Sana inat hep kalksam da
Beni duvarlara çarpsan da
Duy sesimi sana derim…
Bir gün bu çığlıklar susacak bilirim…
Hey! Yaşam…
Hey! Yaşam…
Sana inat…
Seni yaşamayı beceririm…
8.7.2017
Ve… Bize bu duyguları yaşatan nedir diye düşündüm.
Biliyorum ki, hepimiz kalem tutabilir bir şeyler karalayabiliriz.
Peki, kaçımız hayatı yaşamayı gerçekten becerebiliyoruz?
Şimdi ağzınızın içini doldura doldura HAYIIIR dediğinizi duyar gibiyim…
Peki neden?
Buna da elbette ki sorumluluklar ve parasızlık diyeceksiniz…
Benim gibi, onun gibi acaba gerçekten bu mudur?
İmkânsızlıklar…
Aslında hepsi doğru, ancak yanlış olan bizlere daha bebeyken bu mesuliyeti ailelerimizin bir türlü verememeleri. Çünkü onlar bizlerin yerine hep karar veren, yaşamdaki var oluşumuzu şekillendiren otoriteler ve biz bu otoriteleri hiçbir zaman geçemedik.
Çocuğa yaşamı, yaşamayı becermeyi öğretemezseniz, sonuç belli, işte mutsuzluk, eşte mutsuzluk, kendi benliğin de mutsuzluk ve yaşamı becerememek…
Bu iş nasıl oluyor demeyin, etrafınıza baktığınız da durmadan sil baştan hayatı yaşayanları görürsünüz her seferinde tepe noktadan pat diye dibe iner…
Maddi başarı sağlamışsa bu sefer duygusal hayatında dikiş tutturamaz…
Evliyse ev halkıyla birlikte kendini yetersiz gördüğü için mutsuzluğu yaşar…
Bekâr ise hep korku endişe içinde özgürlüğümü mü kısıtlar, sonra değişir mi gibi düşüncelerle duygusal bağlanmayı reddeder çünkü kendince kendini böyle korur…
Her şey yolundaysa, o kadar istemediği sorumluluk alır ki, iç dünyası perişandır, çünkü aslında aklına gelince şehir, iş, meslek değiştirmektir istediği.
Yapamaz…
Ya da yapmaz…
Hayatı becerememekten korkar…
Evet, hayatı becermek hiç kolay değildir… Ama imkânsız da değildir…
Bir arkadaşım der ki, ‘‘gelecek için plan yapmam ve kimseye onu sevdiğimi söylemem, kimsenin sorumluluğunu almam ve kimse benim sorumluluğumu almasın… Ben özgürüm, özgürlüğümü kısıtlatmam…’’
Bir arkadaşım da karşı cinsin hep sıkıntı yarattığını ve ‘‘ben böyle mutluyum der’’, derken gözlerindeki umutsuzluğu görebilirsiniz…
Bütün bu yaşanan gel-gitli duyguların tek nedeni geçmiş yaşamdır.
Defalarca iflas edersin neden?
Yaşadığın ortamdan hep mutsuzsundur neden?
Habire mutsuzluğunu parasızlığa bağlarsın neden?
Mutsuz olabilme ihtimaline karşı mutluluğu teğet geçersin neden?
Dünyaya sadece bir kez geleceğini fark etmezsin neden?
Mutlaka bu sorularıma cevaplarınız vardır ancak reel olan şudur, bize kendi hayatımızı şekillendirebilecek zemin vermeyen ebeveynlerimiz doğal olarak kriz yönetimini de öğretmemiş ve yaşamı becerememekle kalmayıp başarısızlığın dibine vurmuşuzdur…
Elbette ki, geçmişi geri getiremeyiz ancak düzeltebilir varoluşumuzu, hayattan ne istediğimizi sorgulayabilir en asgaride mutlu olmayı, yaşamı yaşamayı becerebiliriz…
Yeter ki, hayattan korkmayın…
Sevginizi söylemekten korkmayın.
Kaçak güreştiğiniz sürece hep galip gelen yaşam olacaktır…
Tekrar iflas etmemek için etrafınızı dinlemeyi ve yaşamın sessizliğini duymayı bilmeniz gerek.
Yaşadığınız hayattan mutsuzsanız, mutluluğunuz için yürekli olup peşinden koşmanız gerek.
Parasızlık bahanesi size engelse, paranın aslında araç olduğunu fark etmeniz gerek.
Mutlaka kısa planlar yapmak zorundasınız, insan evladının doğası gereği güven ister, iki adımın nereye gittiğini görmek ister…
Haaaa… Planınız olur olmaz…
Bu da yazı tura gibidir…
Yaaa kazanırsam!
Biliyor musunuz? Şu fani dünyayı mutlu yaşamak ve hayatı becermenin tek anahtarı SEVGİ…
Eğer güçlü, güvenli bir insan yanınızdaysa aşamayacağınız, mutlu olamayacağınız hiçbir şey yoktur…
Ölümden öte yol yoktur…
O yola giderken de ben ne yaşadım ya da bu hayatta varoluşumun nedeni nedir? Demek gerekir ki, yaşamı becerebilelim…
Her şeye rağmen hayat güzel ve mutlu yaşamaya değer…
Her zaman olduğu gibi şimdilik hoşça kalın, sağlıklı kalmaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder