YAŞANMIŞLIKLARI TRANSFER EDEBİLMEK…

                                               YAŞANMIŞLIKLARI TRANSFER EDEBİLMEK…

Şimdi bu nedir ki? Hayırdır neyi nereye transfer ediyoruz demeyin…
Birde bizıt var buda ne ki..!
Benim eğitim merağımı bilen oğlum taa Adıyamanlardan “Anne kişisel gelişim eğitim tanıtımı varmış gider misin?” dedi. Gitmem mi?
Çünkü her yeni insan, yeni bilgi ve unutulanı hatırlatmak için önemlidir her ne kadar kişisel gelişim ve eğitim danışmanı olsam da öğrenim bitmez…
Neyse gittim çok hoş bir sunum yapıldı…
Transfer denildi…
Bizıt denildi…
Terimler hep değişir, süslenir ve eğitim bir sektördür ama temel bilim değişmez ve özellikle sosyal, eğitim ve   psikoloji bilimi deneme ve yanılmalarla kanıtlandığı için temel de ana kaynak değişmese de soyut kavramlar olduğu için yöntemler değişir hepsi bu….
Tabi ben bunları yazarken bu işe tam 25 yılını vermiş çok fazla eğitimlere girmiş bir birey olarak yazabiliyorum. İhtiyaç duyduğunuzu anladığınız an mutlaka kişisel gelişim eğitimlerine gidin hayata bakışınız çok farklı olacaktır…
Lakin eğer aldığınız eğitimleri sizden sonra ki neslinize ve kendinize uygulayamıyorsanız pek işe yaramaz sadece yeni dostluklar edinmiş olursunuz…
Bu yazıyı kaleme almamım en önemli nedeni de bu (gerçi kalem kalmadı klavye demek gerek)
Şimdi yaşamın transferi ne demektir kısaca izah etmeye çalışacağım,
Genelde aileler ve bir türlü başarı sağlayamadığını düşünen bireyler hep “ elimizden geleni yapıyoruz, niçin istediğim gibi çocuğum yetişmedi ya da elimden geleni yapıyorum ama bir türlü işlerim düzelmiyor ya da sürekli dibe batıyorum” diye hayıflanırlar…
İşte burada geçmiş yaşam transferi dediğimiz olay ortaya çıkar. Bir bireyin sosyal, ticari kısacası hayat Başarsızlığı geçmiş deneyimleri dikkate almaması ya da ailenin “ ah keşke olsa “ dediği başarıyı çocuğuna aktaramamasından meydana gelir…
Hani sürekli deriz ya… Çocuğunuzun kitap okumasını sağlamak istiyorsanız önce siz yapacaksınız? Ya da işin de ailesin de akademik başarısın da kısacası yaşamında disiplinli ve başarılı olmasını istiyorsanız siz önce böyle bir yaşamı tercih edeceksiniz…
Ben şu öyküyü çok severim;
Anne sürekli çocuğuna, falancanın oğlu şu notu almış, fişmancanın kızı okul birincisi olmuş elde ne evlatlar var! Deyip dururmuş.
Çocuk bir susmuş iki susmuş sonunda; Anne, falanca arkadaşımın annesi Nobel tıp ödülü almış, fişmanca arkadaşımın annesi bilimsel deneyi sonucu ödül almış görüyor musun? Elde ne analar var demiş….
Yani yaşanmışlığı transfer etmek öyle bir kursla ya da belirli yaşa geldikten sonra alınarak olmaz.
Bu örneğim evlilik, iş yaşamın her bölümünde geçerli olan bir kavramdır bunun adını nasıl değiştirirseniz değiştirin ama geçmiş yaşamı takip etmek ders çıkarmak ve gelecek nesillerinize aktarmak için önce sizlerin uygulaması gerekir ki, başarı sağlansın…
Bakın siyasete neden? Bu kadar berbat ve hiçbir genç siyasete girmiyor ve sıcak bakmıyor hiçbir partide ikici adam yok
Çünkü bizler ya da benden önceki nesil 12 Eylül gibi bir kavramla tanıştık acılar çekildi… Sonuçta ne dedik aman evladım uzak dur bunu söylemekle birlikte evimizin içinde mevzu konuşulmadı bile yani politik düşüncemizi neslimize transfer etmedik.
Peki, siyasi liderler kendilerinden sonra gelecek kişiye neden bu transferi yapmadı?
Yani anlayacağınız yaşamı transfer edebilme becerisini kazanamadığımızda bir Ülkeni, yönetimi bile zarar görebiliyor ki, bırakın bireyin zarar görmesini…
Yazılarımda genel de hep kendi hayatımdan örnekler vermeye çalışırım nedeni de varsayımlar kişiye pek bir şey kazandırmaz diye düşündüğüm içindir. Solcu komünistim, halkçıyım diyerek hayatında hiç aç kalmamış ya da okuduğu okulda iki gün harçlığı geç gelince aç kaldığını idea eden ya da ailesinin gücüyle bir yere gelip ben kendi çabamla buradayım diyenlere benzetirim bu işleri… Kısacası okuyup da “hadi o aradan!” demeyin diye hep kendi yaşanmışlıklarımdan örnek vermeye çalışırım.
Bizim aile en az bir fakülte bitiren ve benim dışımda hepsinin yabancı dili olan bir aile ben de gavurluğumdan sınıf geçecek kadar öğrendim….Kısacası bizde fakülteyi bitirmek çok doğal….
Küçük oğlum İzmir Ege Üniversitesi İktisat İngilizce bölümünü kazanmıştı. Tabi çocuk haliyle etrafında ki arkadaşlarından gördüğü için “ya..anne ben fakülte kazandım ama kimse harçlık verip sevinç gösterisi yapmadılar aferin dediler geçtiler” diyerek hayıflanmıştı.
Çünkü arkadaşlarının sülalesi bile onları yemeğe götürmüş özel ilgilenmişti. Oğluma sadece şunu sordum; “ Arkadaşlarında kaç kişi fakülte okumuş, anne ya da babası hangi eğitimleri almış?” çocuğum bir süre düşündü ve “ yok, galiba anne” dedi ve ne demek istediğimi anladı.
En çok sorulan soru şudur bana; “Hocam senin iki oğlunda çevreye, toplum hareketlerine, gönüllü kuruluşlara katılmaya yeni bir şeyler öğrenmeye hevesliler biz neden yapamıyoruz?”
Bakın burada da geçmiş yaşam transferi devreye giriyor çünkü annelerini hep bir gönüllü kuruluş için koştururken ya da ders çalışırken gören çocuk bunun da doğal yaşamın içinde olduğunu algılıyor…
Önce sizler yaşamınızı olması gerektiği gibi düzenleyeceksiniz ki, geleceğiniz olan çocuklarınız bunu devam ettirsin…
Peki, Bizıta gelelim buda evrende var olan zıtlık kavramıdır bunu da hepiniz biliyorsunuz aslında, hiç bir şey tesadüf değildir ve zıt kutuplar birbirini çeker ve geçmiş yaşam bu olguyu etkiler…
Buda uzun bir konudur kısa özetlemek gerekirse;
Kişisel gelişim eğitimleri alın ve eğitimden hiç kaçınmayın ancak bütün öğrendiklerinizi kendi yaşantınıza aktaramıyorsanız kısır döngüye girer hep hayıflanırsınız önce değişimi kendinizde yapmak zorundasınız. Nasıl yaşamayı siz seçeceksiniz ve aslında farkında olmadan mutlu olmadığımız yaşamı bile bizler seçiyoruz. Bunu lütfen unutmayın!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, lütfen özellikle akıl sağlığınızı korumaya gayret edin!
Bugünkü İnsani Davranış; ”Yaşam denen döngüde nasıl yaşayacağınızı siz belirlersiniz, yapmak istediklerinizi düşünmeyip yapmak sizin tasarrufunuzda, o yüzden eyleme geçmenin geç kalmışlığı olmaz yeter ki, kendinize inanın!”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Küpe Takarlar?

Bekâret Kemeri

İyi ve Kötünün Felsefesi Nedir?