Gerçekten Kalbini Söküp Verebilir misin?
Gerçekten Kalbini Söküp Verebilir misin?
Sevmek bir canlıya
dokunmak mıdır?
Yoksa onu ruhunla
bedeninle hissetmek midir?
Sevmek deyince hemen
karşı cins gelmesin aklınıza sevmek… Aşk… Aslın da içi dopdolu ve bütün, kâinatta
ki canlıları ya da ilahi güçleri kapsamak olmalıdır.
İşte o vakit
gerçekten insan olduğunuzu duygularınızın olduğunu ve yaratılanı yaradan için
sevdiğinizi fark edersiniz.
İşte o vakit ne kin
ne nefret ne de ucuz hesaplar yanınıza yörenize uğramaz.
Her canlıyı hisseder varoluşunu
anlamaya çalışırsınız.
Köpeğin sizi sırmasıyla
hayvanlardan korkmaz ya da uzaklaşmaz neden bunu yaptığını düşünür ve
yorumlarsınız.
İnsanın sizi sevmeme
ya da aldatma nedenini bulmaya çalışır yapılanı ya da yaptığınızı düzeltmeye
gayret edersiniz….
3.13.99 rakamlarını
sever rakamlara anlam yüklemezsiniz çünkü bizim yüklediğimiz olumsuz batıl
inançların özünde yine sevgisizlik ve inançsızlık yatar…
Gönül sevgisi böyle
bir duygudur. Menfaatsiz, çıkarsız ve beklentisiz…
En önemlisi önce
kendinizi sonra olumsuzlukları affetmeyi becerirsiniz. Ruhunuzu kirletmelerine
izin vermemeyi öğrenirsiniz.
Bayramlar da sadece
görev için değil gerçekten gönül sevdası için ziyaretler yapmak, bir çocuğun
başını okşayıp onu gülen gözlerle sevmek yahut bir köpeçiği mahzun mazlum görüp
o an olan ihtiyacını karşılamak…
Hiç sümüklü bir
çocuğu öptünüz mü? Ya da kirden rengi kaybolmuş sokak hayvanını ya da yolda
gördüğünüz kurumak üzere olan bir bitkiye elinizdeki su şişesiyle su verdiniz
mi?
Gönül sevgisi işte
böyle bir şey,
Sabahattin Ali,
Değirmen kitabın da bakın sevgiyi nasıl anlatmış ‘‘Sen aşkın ne olduğunu bilir
misin adaşım, sen hiç sevdin mi?
Çook desene! Sevgilin
güzel miydi bari? Belki de seni seviyordu.Ve onu herhalde çok kucakladın.Geceleri
buluşur ve öperdin değil mi?Bir kadını öpmek hoş şeydir,hele adam genç olursa…….’’
‘‘Peki, ama bu sevmek midir be adaşım, bir
kadını öpmek, onu istemek sevmek midir?’’
Sabahattin Ali bir paragrafında
da şöyle yazmış ‘‘……öyle kalbimi verdimle olmaz sevda,sen göğüs kafesini yırtıp
kalbini çıkarıp sevdiğinin avucuna verdin mi? Kalbini….’’
Ne güzel ve içten
anlatımlar. Yazar öyle havadan sevilmenin olmadığını ve hangi sevgi olursa
olsun aslında emeğin, yüreğin olması gerektiğini kitapların da anlatmış.
Sevilen aslında beden,
ruha dokunmadığınız sürece bu sevgi değil, şehvet, arzu, ego ve hatta vicdanını
aldatma olur.
Gönül gözüyle
bakamayıp sadece bedensel ihtiyaçlar ya da ego tatminiyse derdiniz. Siz aslında
kendinizi bile sevmemiş İlker dürtülerinizle yaşadığınızı sanmışsınızdır.
Peki, bizler bu
muyuz? Değerleri, duyguları, vicdanı,
sevgiyi kısacası insani bütün duyguları bir kenara atmış ölü ruhlar mıyız?
Öyle olmayalım olur
mu? Diğer canlılardan bir farkımız olsun… İnsan olduğumuzu hiç unutmayalım ki
bizim hatalarımızı evlatlarımız çekmesin.
Bakın Rahmetli anneannemle yaşadığım bir anımı yazmak istiyorum
sevginin, dokunmanın,
hissetmenin adına,
Anneanneme kuruyan
çiçekleri canlanması için götürürdük. İnsanlarla pek anlaşamasa da
çiçeklerle çok iyi anlaşırdı. Ne yapar eder bu çiçekleri taptaze capcanlı hale
getirirdi.
Tek yaptığı neydi bilir misiniz? İlgi!!!
Sadece ilgi...
Önem vermek...
İlgilenmek...
Ve bütün bunları sözle, bedenle ifade etmek ölmüş ruhu bile nasıl da canlandırır değil mi?
Elbette bu asla zorla olmaz...
Denedim anneannem gibi denedim...
Ama hiç bir çiçeği onun gibi capcanlı yapamadım...
Neden mi? Çünkü onun kadar sevemedim!
Siz de sever, ilgilenir, önem verir gibi yapmayın...
Sonuçta sadece bir kaç gün ömür uzatırsınız hepsi bu...
O yüzden mış gibi yerine bırakın ölsün gitsin!
Ya da bırakın onu önemseyen öldürmeyen ruhlara süzülsün.. Süzülsün ki tekrar tekrar canlansın iyiliğin hoşgörünün gerçek sevdanın varlığına inandırsın bizi.
O yüzden sevmek için dokunmak, hissetmek ve gerçekten gönül
gözüyle yaratıcının yarattıklarına bakıp onları incitmemek gerektiğini bilmek
gerek.
Sevdiklerinize lütfen dokunun, sarılın ve onları hissedin.
İşte en güzel fırsat Bayram! Değerlendirin bu bayramı doya doya
dokunun, hissedin sevginizi de sevildiğinizi de ruhunuzla yaşayın yaşatın.
Ama lütfen…
Lütfen! Mış gibi davranıp sırf ilkel duygularınız
uğruna kanatmayın, yaralamayın gerçekten sevginin, iyiliğin masumiyetine inanan
ruhlara
Dokunmak istediğiniz bedense, biliyorsunuz ki bunu
profesyonel olarak yapan insanlar var.
Dokunmayın temiz sevgi dolu ruhlara!
Ruhunuzla bedeninizle hissedebileceğiniz bir bayram
geçirmeniz dileği ile…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden
sağlığınızı koruyun!
Teşekkür ederim Seray hanım sevgi bundan daha güzel anlatılmazdı
YanıtlaSilben teşekkür ederim 😊 iyi bayramlar🙏😘
Sil