Peki, Şimdi Ne Olacak?
Peki, Şimdi Ne Olacak?
Seksen küsür gündür “her şey güzel olacak” inancıyla ülke ayaktaydı.
İlk çocuğun doğumu hayli zor oldu. Anneler bilir ilk bebekte ne yaşayacağımızı başımıza ne geleceği bilemeyiz telaşlı ve heyecanlı oluruz.Amma bebiş kucağımıza verildiğin de bizden mutlusu yoktur.
İkinci bebekte daha rahatızdır. Önlemler alırız eksik gördüklerimiz şeyler için, daha telaşsız ama daha emin, bunun yanın da uykusuz gecelere, sinir sisteminin altüst oluşuna razı geliriz.
Neden mi? Eee ilk bebiş sağlıklı, sağlam ve çok güzel bir varlık,bunun hazzını yaşarız…
İstanbul seçimini de ben, ikinci defa doğum yapmış anneye benzetiyorum.
Halk ilkin de biraz tedirgin, ne yaşanacağını bilmeden ve artık güvenini kaybetmiş durumdaydı. İkinci seçim aslında muhalefet için, liderlerin güçlenmesi için hayırlı oldu…
Şimdi halk kimin nereye kadar ,ne yapabileceğini,halkın nasıl güçlü olduğunu mevzu vatan ise nasıl birlik beraberlik içine girildiğini gördü.Milletin kendine güveni geldi.Boşu boşuna “her şerde bir hayır vardır” denmemiş.
En önemlisi inandığına sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğunu ülke kaderini nasıl değiştirdiğini ve keserin sapının bir gün kendilerine nasıl dönebileceğini gördüler…
İktidar da beklemedikleri halk dirilişinin şaşkınlığından yanlış üstüne yanlış yaptı.
Aslında akrep gibi kendilerini yok etmeye başladılar ki bunu herkes bilir, kişinin düşmanı kendisidir. Kendine yaptığın kötülüğü hiç kimse sana yapamaz.”Allah şaşırttı” derler bu duruma…
Neyse çok da güzel oldu Meral Akşener tam liderlik vasfını sergiledi ki yazın bir yere geleceğin Başbakanı olacak bu ülkede. Ülkücüler neyin ne olduğunu fark etti,Turancılar,İslamcılar,Kürtler hepsi hepsi bir bütün olmanın gücünü gördüler, evet kardeşlerime tekrar tekrar ülkem adına teşekkür ederim.
Peki, şimdi ne olacak?
İşte asıl mücadele bundan sonra başlıyor.
İş çocuğu doğurmakla bitmiyor.Çocuğun doğum acısını bir süre sonra unutur çocuğu nasıl büyüteceğinizin peşine düşersiniz…
Adana da belediyelerin muhalefet partisine geçmesi kendini belli eder oldu.
Ben şehir merkezin de oturuyorum. Yuvam ile evim iki sokak, normal şartlar da değişimi pek hissetme olanağım yok ama akşam caddeyi bölen ortadaki (çiçekliler mi deniyor?) onlar gözüme çarptı otlar uzamış yirmi yıldır aynı muhitte oturuyorum hiç bu olmuyordu ve sivrisinekler…
Şu aralar azaldı, hiç mucuk ya da sivrisinek derdimiz olmadığı için ne evde ne yuva da tel yok.
Ve Karataş…..
Adana da deniz var deriz o yüzden, çünkü merkeze sadece yarım saat.Geçen yıllarda da CHP Belediyesine aitti oraları yine sinek vardı.Kim kimin alanıyla ilgilendiğini bilmem, aslında vatandaş olarak bilmek gerekiyor bu da benim cehaletim.
Şikayetlendiğimiz de Büyükşehir belediyesi ilgileniyor diyorlardı. Şimdi kim ne diyecek bilmiyorum ama sahil de saat sekizden sonra çok ciddi sivri sinek saldırısına uğruyorsunuz: Resmen hayvanlar sizi püskürtüyor şu yazıyı yazarken bile kaşınıp duruyorum.
Aaa unutuyordum. Burası bir yuva ve ben de küçük esnaf sayılırım. İş yeri faturası ödediğimiz için evlerden çok katı ödemeler yapıyoruz. Yaz ayı, gözümden kaçmış ki her yaz ara ara bunu yaşadım.Ama kimse suyumu kesmemişti.Fatura da kreş yazdığı için sağ olsun ASKİ yetkileri kapıyı çalar ödeme yapmamı bekler tutanağı düzenler giderlerdi.
Hiç biri babamın oğlu değil, çocukların var olduğunu bildikleri için bu esnekliği yaparlardı.İlk Belediye değişimin de , eğer görmeseydim pat su kesiliyordu.
Yeni ameliyattan çıkmışım ses hiç çıkmıyor ve suyum kesiliyor, "neden görmüyor musunuz? Ben buradayım ve faturada kreş yazıyor" dediğim de "kes talimatı var yapacak bir şeyimiz yok" cevabını alınca tek dediğim "siz gidenlerden de Allah'sızmışsınız "oldu.Çünkü beni takip edenler bilir ASKİ ile hep sorunlar yaşamışımdır zemin katta oturmanın ve yöneticisiz bir apartmanını yaşayacağı sorunların hepsini yaşadım çok şükür.
Ben tepki verince gelen yetkili vicdana geldi ve bunun üzerine faturayı ödememi bekledi….
Daha bitmedi başıma gelenler, hay Allah'ım!
Yine kanalizasyonumuz tıkandı ki kaldırımda ana logar. Aradım tam beş gün sonra geldiler, neyse ki yaz ayı apartman da insan az yoksa pokumuzla oynayacaktık.Burası yuva olduğu için daha önce gelinen ilk yer burası olurdu.
Şimdi sıcağı sıcağına yaşadığım hadise Belediyenin ilaçlama yetkililerini gördüm rica ettim sonuçta zemindeyiz börtümüz böceğimiz bitmiyor.Yetkili "çocuklar var" dedi. Ben, onları içeri alırım yeter ki ilaçlayın dediğim de önce "peki" dedi sonra iki püskürttüğü ilaçla "tamam çocuklar zehirlenir bu sorumluluğu almıyorum " dedi ve yarım bıraktı. Ben ne dersem diyeyim ikna olmadı..Abi ,bu işi çocukları benden daha iyi biliyor ben de salağım ya…Emanetleri zehirleme peşindeyim aynısını da onlara dedim, anlayacağınız her zaman yaptıkları işi bu sefer yapmayıp sinirlerimi zıplattılar.
Peki, ben neden her bir şeyin vergisini ödemeye çalışıyorum belediyeye ki bu yıl her mahalleye kreş politikaları sayesin de onu da yapamadım.24 yıldır verdiğim vergilere de saymadı gıcıklar haa haa kendime güler oldum.
Ve yine de! Bütün bunları bile bile hepimiz oylarımızı olması gerektiği gibi kullandık. Aslında halk olarak sürekli sızlanan muhalif partilere fırsat verdik. Hadi madem sağ hep iktidardı şimdi sol kendini ispatlasın dedik…
Biz sabırlı ,vefalı bir toplumuz on yedi yıl bu duygularla ülke bütünlüğü adına hataları görsek de iktidara verdik oylarımızı (ben hiç vermedim oyumu bu arada).
Unutmayın iktidarın gelişi de bir tepki oyuydu onlar bu fırsatı çok da güzel değerlendirdiler.Ama gücün sarhoşluğuna yenik düştüler.
Evet, CHP verilen bu fırsatı çok iyi değerlendirmek zorunda.Bilirsiniz başarı fırsatları değerlendirmekle ortaya çıkar.
İmamoğlu’nu bir eğitim bilimcisi ve kişisel gelişimci olarak birkaç defa televizyon da seyrettim.Kendi düşüncesine aykırı insanlarla konuşması,beden dili hepsi hatalıydı…
Uzlaşma dilin de kişiyi küçümseyecek beden teması diye bir dil yokken kimsenin sırtını pış pışlayamazsınız….Bu insan kim olursa olsun.
Çünkü sen yönetimi isteyen lidersin ve karşındaki seçen halk. Çelik gibi sinirlere sahip olmak zorundasın yoksa iktidarın hatalarını boy boy yapar sana verilen fırsatı başlamadan bitirirsin.
Ve nacizne bir vatandaş olarak şunu da yazmadan geçemeyeceğim.
Lütfen! Özellikle partililer kimseyi ikna etmeye, dönüştürmeye ve düşüncelerini çürütmeye kalkmayın. İktidar şu zamana kadar hoşgörü sergilediği için hala iktidarda ,bakmayın şimdi olanlara Allah şaşırttı. Elbette inandıklarınızı destekleyeceksiniz ancak yermeden, üzmeden.kınamadan söylemle değil göstererek, yaşatarak,yaşayarak yapacaksınız.
Aaa bu arada Adana ‘da da durum pek farklı değil mesela artık sayın Zeydan Karalara ulaşmak zorlaştı artık… Kraldan çok kralcıları atlatabilirseniz belki.
Soner Çetin’e de ulaşmak zordu eskiden, yani hatalardan ders almadığınız sürece çarkın için de yok olur gidersiniz…
Kim ne derse desin Türkiye ve hatta dünya sağ zihniyetin çok olduğu insan topluluğu O yüzen ılıman sağdan Meral Akşener gibi bir Lider çıkarsa, kimse gözünüzün yaşına bakmaz…
Önümüz de beş yıl var ya hep kral olacaksınız ya da kralın kaybetmesini hüzünlü bir şekilde izleyeceksiniz.
Biliyorum bu yazdıklarıma bazılarınız kızıyor , hatta bazılarınız “sen ne anlarsın” diyor.
Evet ben hiç bir şey anlamam ama ben vatandaşım ve eğer verdiğim oy yerine ulaşmamış sadece adres değişimine uğramışsa hakkımı her yerde savunurum.O Solcuyum sağcıyım diyen menfaat peşinde koşan ablalardan ağabeylerden hiç olmadım.Benim tek derdim memleketim ve çocuklarımın yarınları .
Belediye de parti gönüllüsüyüm diyerek işe yerleşenler,sadece bir yere sığar mıyım acaba diye yalaklara yalakalık yapanlar düşünsün….
Parti isimlerinin benim ülkeme, şehrime bir hayrı yoksa ha A partisi ha B partisi hiç işim olmaz.
Kim Atatürk ‘ün Cumhuriyeti, kim Türk vatandaşının huzuru için çalışıyorsa ben ve bizim gibiler onların yanındadır.
Çok şükür ki gebe kalmayan, el etek öpmeyen hala vatansever, şehir sevdalısı bir kitle hala var.
Bundan sonra işimiz daha zor, gerçi iktidar her zorbalığın, her korkunun, her baskının onlara oy kaybı olacağını artık öğrenmiş olmalı…
Haydi!!
Gazamız mübarek ola..Ağalar!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl ve beden sağlığınız korumaya çalışın!
Seksen küsür gündür “her şey güzel olacak” inancıyla ülke ayaktaydı.
İlk çocuğun doğumu hayli zor oldu. Anneler bilir ilk bebekte ne yaşayacağımızı başımıza ne geleceği bilemeyiz telaşlı ve heyecanlı oluruz.Amma bebiş kucağımıza verildiğin de bizden mutlusu yoktur.
İkinci bebekte daha rahatızdır. Önlemler alırız eksik gördüklerimiz şeyler için, daha telaşsız ama daha emin, bunun yanın da uykusuz gecelere, sinir sisteminin altüst oluşuna razı geliriz.
Neden mi? Eee ilk bebiş sağlıklı, sağlam ve çok güzel bir varlık,bunun hazzını yaşarız…
İstanbul seçimini de ben, ikinci defa doğum yapmış anneye benzetiyorum.
Halk ilkin de biraz tedirgin, ne yaşanacağını bilmeden ve artık güvenini kaybetmiş durumdaydı. İkinci seçim aslında muhalefet için, liderlerin güçlenmesi için hayırlı oldu…
Şimdi halk kimin nereye kadar ,ne yapabileceğini,halkın nasıl güçlü olduğunu mevzu vatan ise nasıl birlik beraberlik içine girildiğini gördü.Milletin kendine güveni geldi.Boşu boşuna “her şerde bir hayır vardır” denmemiş.
En önemlisi inandığına sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğunu ülke kaderini nasıl değiştirdiğini ve keserin sapının bir gün kendilerine nasıl dönebileceğini gördüler…
İktidar da beklemedikleri halk dirilişinin şaşkınlığından yanlış üstüne yanlış yaptı.
Aslında akrep gibi kendilerini yok etmeye başladılar ki bunu herkes bilir, kişinin düşmanı kendisidir. Kendine yaptığın kötülüğü hiç kimse sana yapamaz.”Allah şaşırttı” derler bu duruma…
Neyse çok da güzel oldu Meral Akşener tam liderlik vasfını sergiledi ki yazın bir yere geleceğin Başbakanı olacak bu ülkede. Ülkücüler neyin ne olduğunu fark etti,Turancılar,İslamcılar,Kürtler hepsi hepsi bir bütün olmanın gücünü gördüler, evet kardeşlerime tekrar tekrar ülkem adına teşekkür ederim.
Peki, şimdi ne olacak?
İşte asıl mücadele bundan sonra başlıyor.
İş çocuğu doğurmakla bitmiyor.Çocuğun doğum acısını bir süre sonra unutur çocuğu nasıl büyüteceğinizin peşine düşersiniz…
Adana da belediyelerin muhalefet partisine geçmesi kendini belli eder oldu.
Ben şehir merkezin de oturuyorum. Yuvam ile evim iki sokak, normal şartlar da değişimi pek hissetme olanağım yok ama akşam caddeyi bölen ortadaki (çiçekliler mi deniyor?) onlar gözüme çarptı otlar uzamış yirmi yıldır aynı muhitte oturuyorum hiç bu olmuyordu ve sivrisinekler…
Şu aralar azaldı, hiç mucuk ya da sivrisinek derdimiz olmadığı için ne evde ne yuva da tel yok.
Ve Karataş…..
Adana da deniz var deriz o yüzden, çünkü merkeze sadece yarım saat.Geçen yıllarda da CHP Belediyesine aitti oraları yine sinek vardı.Kim kimin alanıyla ilgilendiğini bilmem, aslında vatandaş olarak bilmek gerekiyor bu da benim cehaletim.
Şikayetlendiğimiz de Büyükşehir belediyesi ilgileniyor diyorlardı. Şimdi kim ne diyecek bilmiyorum ama sahil de saat sekizden sonra çok ciddi sivri sinek saldırısına uğruyorsunuz: Resmen hayvanlar sizi püskürtüyor şu yazıyı yazarken bile kaşınıp duruyorum.
Aaa unutuyordum. Burası bir yuva ve ben de küçük esnaf sayılırım. İş yeri faturası ödediğimiz için evlerden çok katı ödemeler yapıyoruz. Yaz ayı, gözümden kaçmış ki her yaz ara ara bunu yaşadım.Ama kimse suyumu kesmemişti.Fatura da kreş yazdığı için sağ olsun ASKİ yetkileri kapıyı çalar ödeme yapmamı bekler tutanağı düzenler giderlerdi.
Hiç biri babamın oğlu değil, çocukların var olduğunu bildikleri için bu esnekliği yaparlardı.İlk Belediye değişimin de , eğer görmeseydim pat su kesiliyordu.
Yeni ameliyattan çıkmışım ses hiç çıkmıyor ve suyum kesiliyor, "neden görmüyor musunuz? Ben buradayım ve faturada kreş yazıyor" dediğim de "kes talimatı var yapacak bir şeyimiz yok" cevabını alınca tek dediğim "siz gidenlerden de Allah'sızmışsınız "oldu.Çünkü beni takip edenler bilir ASKİ ile hep sorunlar yaşamışımdır zemin katta oturmanın ve yöneticisiz bir apartmanını yaşayacağı sorunların hepsini yaşadım çok şükür.
Ben tepki verince gelen yetkili vicdana geldi ve bunun üzerine faturayı ödememi bekledi….
Daha bitmedi başıma gelenler, hay Allah'ım!
Yine kanalizasyonumuz tıkandı ki kaldırımda ana logar. Aradım tam beş gün sonra geldiler, neyse ki yaz ayı apartman da insan az yoksa pokumuzla oynayacaktık.Burası yuva olduğu için daha önce gelinen ilk yer burası olurdu.
Şimdi sıcağı sıcağına yaşadığım hadise Belediyenin ilaçlama yetkililerini gördüm rica ettim sonuçta zemindeyiz börtümüz böceğimiz bitmiyor.Yetkili "çocuklar var" dedi. Ben, onları içeri alırım yeter ki ilaçlayın dediğim de önce "peki" dedi sonra iki püskürttüğü ilaçla "tamam çocuklar zehirlenir bu sorumluluğu almıyorum " dedi ve yarım bıraktı. Ben ne dersem diyeyim ikna olmadı..Abi ,bu işi çocukları benden daha iyi biliyor ben de salağım ya…Emanetleri zehirleme peşindeyim aynısını da onlara dedim, anlayacağınız her zaman yaptıkları işi bu sefer yapmayıp sinirlerimi zıplattılar.
Peki, ben neden her bir şeyin vergisini ödemeye çalışıyorum belediyeye ki bu yıl her mahalleye kreş politikaları sayesin de onu da yapamadım.24 yıldır verdiğim vergilere de saymadı gıcıklar haa haa kendime güler oldum.
Ve yine de! Bütün bunları bile bile hepimiz oylarımızı olması gerektiği gibi kullandık. Aslında halk olarak sürekli sızlanan muhalif partilere fırsat verdik. Hadi madem sağ hep iktidardı şimdi sol kendini ispatlasın dedik…
Biz sabırlı ,vefalı bir toplumuz on yedi yıl bu duygularla ülke bütünlüğü adına hataları görsek de iktidara verdik oylarımızı (ben hiç vermedim oyumu bu arada).
Unutmayın iktidarın gelişi de bir tepki oyuydu onlar bu fırsatı çok da güzel değerlendirdiler.Ama gücün sarhoşluğuna yenik düştüler.
Evet, CHP verilen bu fırsatı çok iyi değerlendirmek zorunda.Bilirsiniz başarı fırsatları değerlendirmekle ortaya çıkar.
İmamoğlu’nu bir eğitim bilimcisi ve kişisel gelişimci olarak birkaç defa televizyon da seyrettim.Kendi düşüncesine aykırı insanlarla konuşması,beden dili hepsi hatalıydı…
Uzlaşma dilin de kişiyi küçümseyecek beden teması diye bir dil yokken kimsenin sırtını pış pışlayamazsınız….Bu insan kim olursa olsun.
Çünkü sen yönetimi isteyen lidersin ve karşındaki seçen halk. Çelik gibi sinirlere sahip olmak zorundasın yoksa iktidarın hatalarını boy boy yapar sana verilen fırsatı başlamadan bitirirsin.
Ve nacizne bir vatandaş olarak şunu da yazmadan geçemeyeceğim.
Lütfen! Özellikle partililer kimseyi ikna etmeye, dönüştürmeye ve düşüncelerini çürütmeye kalkmayın. İktidar şu zamana kadar hoşgörü sergilediği için hala iktidarda ,bakmayın şimdi olanlara Allah şaşırttı. Elbette inandıklarınızı destekleyeceksiniz ancak yermeden, üzmeden.kınamadan söylemle değil göstererek, yaşatarak,yaşayarak yapacaksınız.
Aaa bu arada Adana ‘da da durum pek farklı değil mesela artık sayın Zeydan Karalara ulaşmak zorlaştı artık… Kraldan çok kralcıları atlatabilirseniz belki.
Soner Çetin’e de ulaşmak zordu eskiden, yani hatalardan ders almadığınız sürece çarkın için de yok olur gidersiniz…
Kim ne derse desin Türkiye ve hatta dünya sağ zihniyetin çok olduğu insan topluluğu O yüzen ılıman sağdan Meral Akşener gibi bir Lider çıkarsa, kimse gözünüzün yaşına bakmaz…
Önümüz de beş yıl var ya hep kral olacaksınız ya da kralın kaybetmesini hüzünlü bir şekilde izleyeceksiniz.
Biliyorum bu yazdıklarıma bazılarınız kızıyor , hatta bazılarınız “sen ne anlarsın” diyor.
Evet ben hiç bir şey anlamam ama ben vatandaşım ve eğer verdiğim oy yerine ulaşmamış sadece adres değişimine uğramışsa hakkımı her yerde savunurum.O Solcuyum sağcıyım diyen menfaat peşinde koşan ablalardan ağabeylerden hiç olmadım.Benim tek derdim memleketim ve çocuklarımın yarınları .
Belediye de parti gönüllüsüyüm diyerek işe yerleşenler,sadece bir yere sığar mıyım acaba diye yalaklara yalakalık yapanlar düşünsün….
Parti isimlerinin benim ülkeme, şehrime bir hayrı yoksa ha A partisi ha B partisi hiç işim olmaz.
Kim Atatürk ‘ün Cumhuriyeti, kim Türk vatandaşının huzuru için çalışıyorsa ben ve bizim gibiler onların yanındadır.
Çok şükür ki gebe kalmayan, el etek öpmeyen hala vatansever, şehir sevdalısı bir kitle hala var.
Bundan sonra işimiz daha zor, gerçi iktidar her zorbalığın, her korkunun, her baskının onlara oy kaybı olacağını artık öğrenmiş olmalı…
Haydi!!
Gazamız mübarek ola..Ağalar!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl ve beden sağlığınız korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder