‘‘Eskici mi? Lazım’’ Dediniz….
‘‘Eskici
mi? Lazım’’ Dediniz….
Hala bayram devam ediyor ve hala benim blogum
facebook ve instegram da engelli ama olsun…
Kalan sağlar bizimdir diyerek ben yazmaya devam
edeceğim. Yapacak bir şey yok!
Evet, siz hiç eskici oldunuz mu? Ya da benim gibi
eskici misiniz?
Sizi bilmem ama ben seviyorum eskileri, geçmişime şahit
olan bütün canlı cansız varlıkları,galiba yenilerden bir hayır görmeyince
eskiye daha bağlı oluyor insan…
Mesela,48 yaşındayım doğdum doğalı aynı muhitte
oturuyorum,20 yıldır aynı ev de,26 yıldır aynı mesleği yapıyorum….
Hala ilkokul, ortaokul,lise arkadaşlıklarım devam
eder,hala büyüttüğüm bebelerin aileleriyle ve öğrencilerimle görüşmeye devam
ederim.
Annem ‘‘Çıfıt çarşısı’’ dese de hala yoğurt
kabı,kavanoz saklar ve hala 1991yılında
evlenirken yapılan bütün çeyizlerimi kullanırım.Bir mobilyalarımın hepsi olmasa
da bazılarını o da 2007 de değiştirdim ve hala küçük oğlumun yani 1998 de
annemin doğum hediyesi olan bulaşık makinesini kullanırım…
Ammannın şimdi yazınca, sanki her bir yanım naftalin
kokuyormuş gibi geldi…
Şaka bir yana ben eskiyi, eski gelenek görenekleri,dostlukları,adabı
seviyorum çünkü hepsi sizin geçmişinizden bir parçayı sizle beraber yaşıyor.
Şimdi eskiler nereden geldi aklına diyeceksiniz?
Aslında evde kös kös ortalar da gezerken ''annemi çok özledim,oğlumu
çok özledim,uzakta olan kalbim de yer etmiş sevdiklerimi,erkenden beni bırakıp
gidenleri çok özledim'', diye bunalım
bunalım gezelerken….
Facebook da Konsey Başkanım Sedat Toktürk’ün eski
bayram gelenekleri ile ilgili bir paylaşımı gözüme çarptı…
Ve onu okurken evet ya! Ben eskiyi çok özledim dedim
bir kez daha…
Annemin bayramlar da misafirlere tatlı yapmasını, kahveyi
likörle ikram etmesini,mendil ya da çorap için de hazırlanan bayram
harçlıklarını,aile ziyaretlerini,toplanan harçlıklarla evdekileri,topladığımız şekerleri bitirip, bayılana kadar çikolata,şeker alıp
yemeyi,kimin harçlığı daha çok kavgası etmeyi…
Bütün bunların hepsini… Hepsini çok özledim…
En keyiflisi de sabahın köründe kurban peşine düşüp
kahvaltıyı kurban etiyle yapmayı özledim…
Gerçi hep içim acırdı o yüzden hiç kurban kesilirken
görmedim…
Şimdi düşünüyorum da aslında kurban bahane aile
birleşiyor, uzaklar yakınlaşıyor ve ihtiyacı olan insanlara biraz da olsa
destek olunuyor…
Rızkını, lokmanı paylaşabilmek kadar ruhunuzu ne
temizleyebilir ki,
Peki, şimdi kim elimizi tutuyor?
Neden bu gelenekleri artık yapmıyoruz?
Medeniyet denilen canavara yenik mi, düştük? Ki ben çok iyi hatırlıyorum aslın da biz daha
medeni toplumduk…
Çağdaş, evrensel düşünce acaba bizi geçmişimizden, anılarımızdan,birlik beraberliğimizden
mi? uzaklaştırdı…
Bunun yüzyılla, çağdaşlıkla, evrensel düşünceyle ne
ilgisi var bilemedi ama…
Sorun biziz başka sebepler değil,
Bayramlar ne zaman tatil modundan çıkar ve anılara, geçmişimize
sahip çıkmaya başlarsak, işte o zaman ‘‘nerede o eski bayramlar’’ demekten
vazgeçeceğiz sanki…
Ben umutluyum, ailem genişlediği zaman ata olarak
bunları yapmaya devam edeceğim ki siz de bunu yaparsanız eski, önünüze capcanlı
yepyeni tekrar gelir…
Bayramlar ailenle, sevdiklerinle bayram olur…
Yine tiril tiril giyinip dost ziyaretleri yapmak, oturacak
yer bulamadığımız masalar,gözünüzün içine bakan çocukları sevindirmek,birilerini
mutlu etmek…
Tek başına çekirdek ailenizle malak gibi güneş de uzanıp
poflamaktan çok daha mı? Keyifsiz sizce?
Ben hayal ederken bile mutlu oldum. Gelin artık hep
birlikte geçmişimize sıkı sıkı sahip çıkalım olmaz mı?
Bir gün sevdiklerimizi sadece mezarlıklar da ziyaret
edeceğimizi lütfen hiç unutmayın!
Musmutlu, sağlıklı, huzurlu bir bayram geçirmeniz
dileği ile…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve
beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Eskinin tadini simdi ki hicbirsey vermiyor malesef😔😔
YanıtlaSilöyle 😊
Sil👏👏👏
YanıtlaSil🙏
Sil