Homo Sapiensler Bir Karga Pisliği Kadar Olamadık!


Homo Sapiensler Bir Karga pisliği Kadar Olamadık!

Her yaz ayların da ne ilginçtir değil mi? Güzelim yeşil alanlar acıy cayır yanar. O yangın bir türlü de durdurulamaz.

Kaynaklara göre dokuz yılda 83 bin 557 futbol sahası büyüklüğün de yeşil alanlar yanmış belki de daha fazla…

Ben Adanalıyım artık sizler bunu biliyorsunuz ve bugün 4 Ağustos 2019 benim sıcaktan oturduğum yer de şıpı şıpır terlemem ‘‘gece yine esmiyor esmiyor’’ diyerek odaları gezmem nefes alır mıyım ki diyerek de balkona çıkmam gerek hani nerede?

Benim memleketim de olur olmaz zamanlar da sağnak yağmur yağmaya başladı. 

Benim bereketli ve deprem bölgesi olan memleketim de bir dikili ağaç görünce mutlu olmaya başladık…

Mis kokulu Adana’ m da Turunç, portakal, mandalina ağaçlarının kokusunu duyamaz olduk…

Tarlalarımız koca koca taş binalara mahkûm oldu…

Haa diyeceksiniz ki nüfus çoğaldı iyi de kardeşim nüfus çoğaldıysa bu binalar da oturması gereken insanlar nerede?

Yumuşacık verimli topraklarımın üzerine kocaman binaları oturtup ‘‘aman Tanrım! Deprem de neden bunca insan göçük altında kaldı’’  diye kimse dövünmesin…

Şimdi de ki daha önce de zaten devam eden katliam artık ayyuka çıktı ya da insanlar azıcık bilinçlendi, fark mı etmeye başladı? Bilemem…

Dağlarımıza göz diktiler! 

Yetmedi mi? mis gibi yeşil alanları işgal edip ırzlarına geçtiğiniz,

Kaz Dağı…

Yarın canım Toros Dağları….

O da yetmeyecek takiii nefes alamayacağımız zamana kadar…  

Bırakın Türkiye’yi Dünyanın ekolojik düzenini bozduk, Homo Sapiens bunu nasıl fark edemiyorsunuz yaşayacağımız dünyayı bizim elimizden beş kuruşluk rant uğruna koparıp söküyorsunuz kalbimizi yerinden çıkardığınız zaman alın o paralarınızı münasip bir yerler de harcayın ne diyeyim, bir KARGA Pisliği kadar olamadık! 

Lütfen yazının gerisini dikkatli okuyun…

“Köy yerinde ikindi vakti.
Çıt yok.
Herkes susmuş, sessizlik konuşuyor.
Zaman durdu sanki.
Birden bir damlama sesi.
"Şıp...Şıp!."
Alt  mahalledeki çeşmenin musluğu bu.
Tamir edilmeli.
O arada yan arsaya bir karga kondu. 
Tedirgin ama ürkek değil.
"Gakk!"
Biraz etrafı kolaçan etti.
Sağa sola baktı, yere pisledi.
Sonra kanatlandı, gitti.

Gece bir domuz girdi o arsaya.
Karganın pislediği yeri eşeledi.
Domuz eşeledikçe toprağın üstündekiler alta indi.
Aylar sonra bir fidan bitti orada.
Karganın  pislediği yerde.
Yavaş yavaş büyüdü.


Dal oldu, yaprak oldu.
Ve bir ağaç oldu..
İncir ağacı.

Önce karıncalar sardı ağacı.
Sonra sinekler, sonra börtü böcekler.
En son da kuşlar.
Böcekler ağacın filizlerini, meyvelerini yedi, kuşlar böcekleri.
Alakargalar da incirleri.
Hayvanlar âlemi o ağacın çevresinde bir dünya kurmuşlardı kendilerine.
Karganın pisliğiyle  harcı karılan, domuzun eşelemesiyle temeli atılan bir dünya.
O yan arsada yaşam böyle süre giderken, bir insan çıktı ortaya.
Arsayı satın almış.
Önce duvarlarla çevirdi dört tarafını. 
Üstünü tel örgülerle sardı.
Böylece domuzlar gelmez oldu.

Sonra börtü böcekten şikayet etti.
Etrafı zehire boğdu.
Karıncalar, sinekler, böcekler bir bir öldü.
Ardından onları yiyen kuşlar.
Sadece bir ağaç kaldı ayakta.
Hayvan  mezarlığında bir incir ağacı.
Tek başına.
En son onu da kesti adam.
Oradaki hayatı bitirdi.
Bir çuval inciri bok etti!

İnsan denilen yaşam türünün bilimsel adı, Homo Sapiens.
"Düşündüğünün  üstüne düşünebilen insan" demek.”Alıntı

O zaman düşünelim.
Herkes kendisine sorsun.

Çevreye, doğaya bir karga boku kadar katkım var mı?



Evet, hangimizin çevreye, doğaya bir karga boku kadar katkımız var?

Doğayı yok ediyoruz….

Bizzat , isteyerek, bilerek!

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın ,akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın! 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

UYANIŞ...

Kayıp Nesil...