Evrensel Olmak…


Evrensel Olmak…

Uzun zamandır yazı yazmıyorum ve gelen mesajlardan anlıyorum ki beni takip eden ve gerçekten merak eden çok fazla arkadaşım varmış. Artık ‘‘okuyucum’’ demiyorum, çünkü takip edenlerim okuyuculuktan çıkmış hepsi birer arkadaşım olmuş durumda. Merak edilmek, önemsenmek çok hoş bir duyguymuş. O yüzden bu duyguyu yaşatan herkese çok teşekkür ederim.

Yazamayışımın nedenine gelince; biraz sağlık sorunu, biraz iş sıkıntısı ki çok şükür hepsini yavaş yavaş atlatıyorum.

Her zaman vurgulamaya çalışırım.Ne yaşarsak yaşayalım her şey biz insanlar içindir.O yüzden lütfen kelime daracığınızdan  ‘‘asla,imkansız,olamaz gibi…’’ kesin kelimeleri  bir tarafa atın. 

İnsanın nefes aldığı sürece bu kati (kesin,net,katı) kelimeleri kullanması bence lüks…
.
‘‘Olmaz’’ dediğinizi yapar , ‘‘imkansız’’ dediğinizi bir bakarsınız olduru vermişsiniz ve bir olay yaşarsınız hayatınızı alt üst ederken yanlış üstüne yanlış yaparken, bir bakmışsınız  gözünüzün önündeki görmediğiniz sizin hayatınızı düzene sokmak, yaşam enerjinizi geri vermek için karşınıza çıkmış.

O yüzden günahlarıyla sevaplarıyla bu yaşam bizim ve imkansız diye bir kelime olmamalı.

Siz, yaşadıklarınızı bir deneyim olarak cebinize koymayı başarabiliyorsanız, tecrübe hazneniz de zenginleşmiş olur.

Gelelim evrensel olmaya…

Evet, bu hafta sonu bağlı olduğum  Bakanlığın  kişisel gelişim eğitimine gitmek zorun da kaldım.

Konu  ‘’Öfke ve stres  yönetimiydi''  
Şimdi ,‘‘bu eğitimi siz veriyorsunuz zaten’’ dediğinizi duyar gibiyim.Evet, ben de veriyorum ancak her farklı sunum benim için önemlidir. Belki bilmediğim ya da atladığım bir konu vardır ya da kendi sunumlarımı zenginleştirecek bir söz...

Anlayacağınız, öğrenim hiç bitmez ve hiçbirimiz en iyisi değilizdir

Ancak uzun zamandır hiç bu kadar kızmamış, hiç bu kadar bulunduğum ortamı terk edip, sunumu yapan eğitmene ‘‘hey! Sen ne yapıyorsun?’’ diye çıkışmak istememiştim.

Evet,C.Dr unvanlı şirketlere seminer veren, eğitim sunumları yapan, eğitimci bir bayın sunumun da aklım da kalanlar ;
‘‘Allah'ın izniyle,hakkınızı helal edin, eski evlerde balkona konan sarı saksı çiçeğinin ya da kırmızı çiçeklerin anlamı,yeşil biberin öfke yönetimine faydası,annenin küçük yaşta vefatı,ilkokul öğretmenin annesiz olduğunu bilmeden kapsız müzik defterini fırlatması,Orhan Kemal’in gerçek adı,çocuklarının adının nereden geldiği ve isim konurken ailelerin dikkat etmesi gibi…gibi….''

Anlayacağınız öfke ve stres kontrolüne gelemeden şova dönüşen bir sunum…

C.Dr  unvanlı eğitimcimiz ayrıca kadın eli sıkmayan, bunun dinen haram olduğunu ifade eden ve ayrıca sitesine girdiğiniz de bismillahirrahmanrahim yazısıyla karşılaşacağınız aydın gelecek….

Kimsenin dini, inancı, mezhebi,ırkı ,siyasi ve hayat görüşü kimseyi ilgilendirmez ancak siz bir gruba ki bunlar genç öğretmen kesimiyse bir de okul öncesi gibi kırılgan bir gruba hitap eden bir zümreye eğitim semineri  veriyorsanız öncelikle evrensel olmak zorundasınız

Bunun için diksiyonunuz düzgün olmalı ve kendi inançlarınızı bir tarafa atmalı, bilimin ışığın da sunum yapmalısınız.      

Siz ,din adamı değilsiniz ya da siyasetçi ya da toplum bilimci ya da sosyolog. Siz, sadece eğitimcisiniz ve vermeniz gereken eğitim bilimidir ya da kişisel gelişimciyseniz bu konuda tarafsız sunum yapmak zorundasınız.

İnsanlara,  ‘‘inançlı olun, Allah’a inanın,hayat acımazsız strese girecek bir şey yok ölüm var bu dünya da çok öfkelenirseniz yanınız da taze yeşil biber taşıyın’’ diyemezsiniz.
Bu şekil de aldığınız Dr unvanının hiçbir anlamı yokken, yanlış bilgilerle doldurduğunuz daha cahil bir kitle oluşturursunuz ki bir gün bu kitle ilk sizi yerle yeksan eden grup olur.

Aaa unutmadan eğitim uzmanımızın sesi çok güzel, iyi de şiir okuyor ve farkına varmadan bozuk diksiyonu olsa da diyaframını iyi kullanıyor. Bir de önerdiği filmler güzel, yani anlayacağınız hep de kötü tarafları görmedim.
Hıım... Bir de oldukça modern görüntülü.Ah! keşke,  görüşleri modern bilimin ışığın da olsaydı tadına doyamazdık.

Bence her kim olursa olsun insanlar gerçekten kendi mesleğini yapmalı ya da hayat görüşlerine göre meslek seçmeli ama bu asla bilimsel çalışmalar olmamalı bilim insanı evrenseldir.

Evrensel olamamış hiçbir düşünce kalıcı olamaz ve süreklilik gösteremez. Eğer zamanın adamı olursanız rüzgâr tersinden esmeye başladığı gün savrulur gidersiniz.

Lütfen! 

Artık bu durumlara bireysel olarak tepki verelim. Böyle yoz düşüncelere pirim verdiğimiz sürece, ilimden bilimden uzaklaşmaya devam ederiz.Bizim gelecek nesillere bunu yapmaya hakkımız yok ve evlatlarımız bunun hesabını bize bir şekilde soracaktır.

Ayrıca bu olay benim artık bu işi profesyonel olarak yapmam gerektirdiğini bana gösterdi. Evet en kısa zaman da danışmalık ve eğitim kurumu iznini alıp sertifika vererek bu işi yapmaya karar verdim.

Her şer de bir hayır varmış dedikleri bu olsa gerek…

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve ruh sağlığınızı korumaya çalışın!

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…