Hiç Bir şey Bilmemenin Huzuru…

Hiç Bir şey Bilmemenin Huzuru…

Evet, bazen   hiç bir şey bilmemek gerekiyor, çok bilgi, çok yaşanmışlık  bazı insanlara yüktür ve dönem dönem o yükü taşımak ağır gelir…

Herkesin her şeyi bildiği bir toplumun için de yaşamak    hiç bir şey bilmemenin huzurunu getirir.

Neden mi böyle yazıyorum?

Genel de bunu büyük ağabeyim bana der; ‘‘ yahu bir şeyi de bilme!’’

Aslında çok da haklı,  bilip de ne oluyor ki boşa hamallık…

Hoş, hamallar bunun karşılığı bir ücret alırken benim  ya da bizim gibiler ağız boşluğuna bildiklerini aktarmaya çalışıyorlar.

Peki, kime neye faydamız oluyor? Eskiden olur mu, acaba? Derken, zaman için de çok bilginin anlamsızlığını, değersizliğini anlayabiliyorsunuz.

Bu memlekette, Sağlıkçı eşi dostu olan tıbbiyeli olmuyor mu?

Daha kendi hayatını düzene sokamadan siyasetçi olup, içki  masaların da ya da kahve köşelerin de bilmiş bilmiş memleket kurtarmıyor mu?

Elindeki bebeyi zor zekat büyütmeye çalışıp internetten yalan yanlış bilgilerle karşınıza geçip 40 çocuk büyütmüş   ve yıllarca okumak için dirsek çürütmüş gibi, çocuk gelişimi ve hatta psikolojisini bilir bilmez size anlatmıyor mu?

Ya en son trend (akım) bir gün ya da iki gün eğitim alan insanların;  kişisel gelişimci, öğrenci koçu, evlilik danışmanı, aile koçu ya da danışmanı, çocuk gelişimci ve hatta psikolog, sosyolog oluverip boy boy reklamlarla bir de seminerler vermiyorlar mı?

Vay benim emekçilerime vay ki vay!

Biz garibanlar yıllarca dirsek çürütüp ömrümüzün yarısından fazlasını insan gelişimi ve eğitimine adamışken ki boş verin biz eğitimci uzmanları , ya o gariban psikologlar,sosyologlar,toplum bilimcileri ya onlar…

Okumayın kardeşim!

Bilmeyin hiç bir şey!

Bizlere artık hacet (ihtiyaç) kalmadı…

Meydan iki kıytırık katılım belgesiyle kendine unvan veren, en acısı da bunu yapmalarına izin veren çok bilen simsarlara kaldı…

Yazık ki! Çok Yazık…

Ben artık hiç bir şey bilmemenin huzurunu yaşamak istiyorum, tabi vicdanım elverdiğince.    

Size tavsiye mi?

Lütfen özellikle çocuklarınızla ilgili bir eğitim almak ya da danışmanlık hizmetinden faydalanmak istiyorsanız bunu yapan kişilerin öz geçmişlerini bilip buna göre karar verin olur mu?

Nasıl ki ehil olmayan ellerin açtığı eğitim kurumları çoğaldıysa, danışmalık merkezleri de bir o kadar çoğaldı. Bu toplumun hızla dibe vurdurulmasının başka bir şeklidir.

Hala okuma yazma bilen her sicili temiz T.C vatandaşı eğitim kurumu açabiliyorsa ve bunu önleyecek bir yasa getirilmediyse, bari vatandaş olarak bu danışmanlık merkezlerine itibar etmeyin ki kimseye zarar gelmeden bu ticarethaneler de kendiliğinden silinip gitsin. En azından eğitim kurumları için hiç bir şey yapamıyorsak da sağduyulu vatandaşlar olarak bunu yapabiliriz. 

Unutmayın ‘‘Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder’’

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve ruh sağlığınızı korumaya çalışın!

   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…