Kundakçı Kuşlar….
Kundakçı Kuşlar….
Her zaman savunduğum gibi teknolojiyi doğru kullandığınız da normal
şartlar da ulaşamayacağınız çok fazla bilgi önünüze gelebiliyor.
Yine sanal da kim ne yapmış? Ne olmuş? diye gezinirken “Bu Kuşlar
Ormanları Bilerek Yakıyorlar!” başlıklı bir araştırma yazısı gözüme ilişti.
Tam da Avustralya’nın yangın felaketini yaşadığı, iklimlerin şaşkına döndüğü,yazın-kışın-baharın
birbirine girdiği dönem de ki kaynağı WHOIS olan popsci.com.tr de 5 yıl önce
paylaşılmış bir araştırma yazısı bunu sizlerle paylaşmak istedim.
Araştırma yazısı şöyle başlıyor “Bu kuşlar ormanları bilerek yakıyorlar! Avustralya’daki
doğal yaşam çıldırmış. Avustralya’da hava şu an oldukça sıcak.Sıcaklık
rekorlarını yakıp kül eden şiddetli bir sıcaklık dalgası, kontrol edilemeyen ve
yıkıcı yangınlar çıkarabilir. Bir de bu yetmezmiş gibi yetkililer, antik bir
soydan gelen uçan kundakçılar ile uğraşmak zorundalar. Bunlara küçük ejderha
bile denebilir.
Avustralya yerlilerinin geleneksel ekoloji bilgisinin de dahil edildiği
yeni bir çalışmada, sözde ‘yırtıcı ateş şahinleri’ olarak adlandırılan bu
kuşların pek bilinmeyen bir davranışı anlatılıyor. Bu kuşlar, yanan çubukları
pençeleriyle ve gagalarıyla kullanarak yangınları kasıtlı olarak yayıyorlar.
Bu uçan kundakçılar, bilinen en az üç türe yayılmışlar; bu türler Kara
Çaylak (Milvus migrans), Islıkçı Çaylak (Haliastur sphenurus) ve
Kahverengi Doğan (Falco berigora). Fakat bunların baş belası
davranışları, yerli halkın elindeki bilgilerde görülebilse de, başka yerlerde
durum böyle değil.
Uluslararası bilim insanlarından oluşan takım, tezlerinde şöyle
açıklıyor: “Kırsal alanlarda çıkan yangınlarla uğraşan yerli orman bekçileri ve
diğer insanlar, kontrollü yangınların yangın emniyet şeritlerinin dışına
sıçramasına sebep olan yırtıcı kuşların oluşturduğu tehlikeleri hesaba
katıyorlar. Ancak, kuşların yangınları yayması konusunda resmî olarak şüpheci
davranılması, peyzaj yönetimi ve yeniden yapılandırması bakımından etkili
şekilde planlama yapılmasını engelliyor.”
Kuş kundakçıların tabiata yangın bombaları bırakması şaşırtıcı ve hatta
şok edici görünebilir. Fakat araştırmacılar, bu yıkıcı olgunun aslında
binyıllardan beri görüldüğünü vurguluyorlar.
Penn State Üniversitesinden takım üyesi ve coğrafyacı Mark Bonta,National
Geographic dergisine şöyle söylüyor: “Yeni bir şey keşfetmiyoruz. Çalışma
yaptığımız verilerin çoğu, yerli halktan insanlarla ortak işbirliğine
dayanıyor… Onlar bu durumu muhtemelen 40.000 veya daha fazla yıl boyunca
biliyorlarmış.”
Takıma göre, yanan yangın cepheleri boyunca yüzlerce yırtıcı ateş şahini
toplanıyor, daha sonra faal yangınlara gidip, için için yanan dal parçaları
topluyorlar ve bunları bir kilometreye kadar uzakta bulunan, henüz yangın
görmemiş bölgelere taşıyorlar.Araştırmacılar şöyle yazıyorlar
“Avcı kuşlara atfedilen kasıt,
alevleri yanmamış yerlere yaymak (örneğin, bir derenin, yolun veya
itfaiyecilerin oluşturduğu yapay bir engelin uzak kısmına) ve bu sayede ateş
ile duman aracılığıyla avları saklandıkları yerden çıkarmak.”
Takım ile yapılan görüşmelerde belgelenen ve bazı araştırmacıların ilk
elden gözlemlediği bu davranış, avları bir alev duvarıyla yırtıcı kuşlara doğru
yönlendiriyor ve kuşlar, kaçan veya yanan kara hayvanlarıyla avlanıyorlar.
Çalışmaya ilham veren şey, yerli doktor ve eylemci Phillip Waipuldanya
Roberts’in 1964 tarihli özgeçmişinde geçen bir paragraftı.
Kendisi şöyle diyordu: “Bir şahinin, içten içe yanan bir dal parçasını
pençeleriyle yerden aldığını ve onu, bir mil ötede kuru otlardan oluşan bir
bölgeye bıraktığını görmüştüm.”
Elbette, her hukuk öğrencisinin bildiği üzere, suçlar sadece fiziksel
değil, zihinsel bir etmeni de gerektirir.
Bu durumda, kuşlar gerçekten ne yaptıklarını biliyorlar mı, yoksa (yanan)
çer çöpü yanlışlıkla mı kapıyorlar?
Araştırmacılar, birinci durumun geçerli olduğunu düşünüyorlar ve birden
çok görgü şahidi hesaba katıldığında, akıllara bu davranışın şans eseri
olmadığının geldiğini söylüyorlar.
Takım üyesi Avustralyalı etnobiyologçu ve kuşbilimci Bob Gosford, 2016
yılında The Washington Post gazetesine şöyle demiş: “Bu sebepsiz yapılan
bir şey değil. Bir amaç var. Şöyle diyorlar; “pekâlâ, burada birkaç yüz
taneyiz, hepimiz bir şey yiyebiliriz.”
Eğer hipotez doğruysa bu durum, doğada nihayet yıkıcı orman yangınlarını
yayabilen yeni bir güç bulunduğunu onayladığımız anlamına geliyor; üstelik
yerli insanlar bunu başından beri biliyorlarmış.
“Kuşlar yangınları baştan başlatmıyorlar. Ancak bu, onlar için en uygun
fırsat” diyor Bonta,The Washington Post gazetesine. “Ateşin sadece
insanlara özgü olduğu düşünülürdü.” Bulgular,Journal of Ethnobiology bülteninde
sunuldu.”
Evet, araştırma sonucu da yapılan gözlem ve yorumlar da bu şekilde paylaşılmış.
Eğer gerçekten böyle bir kuş türü varsa ki var olduğu aslın da bir
şekilde ispatlanmış.Kuşlar bilinçli bir davranış göstermiyordur ki bütün
hayvanlar dürtüleriyle hareket ederler.Doğa da beslenecek yeterli besin
bulamayan ve yaşamak için yemek zorunda olan her canlı gibi kendi yasasını
kendi bulmuş.Avını ortaya çıkarabilmek için onları yaşadıkları alanın dışına
çıkarmak…
Bütün bu ekolojik dengeyi bozan bizler değil miyiz?
Yanlış kentleşme, doğa da yaşamak zorunda olan canlıların yaşam alanları
yok etmenin sonucu, her canlı gibi onlar da yaşayabilmek için kendi çarelerini
kendileri bulmuş…
O yüzden bir fare, karınca ya da bilumum böcek,sürüngen gördüğünüz de
çığlık atıp öldürmek yerine ona yol verin gitsin.
Çünkü,asıl o alan da yaşayan ev sahipleri onlar, biz evlerini başlarına
yıkıp,kendi dünyamızı kurmaya çalışan bencil,kötü kalpli insancıklarız….
İnsandan başka hiçbir canlı, tehlike görmediği ya da aç kalmadığı sürece canlıya zarar vermez.
Bakalım önümüzde ki günler de, doğanın bize isyanından ne örnekler
yaşayacağız?
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşçakalın, akıl ve beden sağlığınızı
korumaya çalışın!
👍👍👍👌
YanıtlaSil🙏
SilKuş deyip geçmemek lazım. Akıllı hayvanlar vesselam! 😊
YanıtlaSil😊
YanıtlaSil