Biz bir toplanıp gitsek mi?


Biz bir toplanıp gitsek mi?

Hava mis…

Gökyüzü başka bir mavi…

Sabahları bol oksijeni içime çekip… Her gün yaylada uyanıyormuşum hissiyle, sabaha günaydın diyorum,

Kuşların bu kadar net sesini duymamıştım hiç…

Doğruysa, ozon tabakasının en büyük deliği kapanmış,

Balıklar ve hatta yunuslar korkusuzca engin denizin maviliğin de dans eder olmuşlar,

Denilen o ki havadaki oksijen oranı çoğalıp, sular temizlenmeye başlamış,

Sokak hayvanları, karınları doyduktan sonra, efe efe meydanlarda gezeliyor,

Anlayacağınız biz tabiatı asıl sahiplerine vermiş durumdayız.

Bir taraftan da dağılmış olan aile anlayışı, tekrar toplaşmaya başladı. Analar babalar evladın, ailenin, atanın kıymetini tekrar hatırladılar…

Bu virüsle, çok fazla Latince kelimeler bile öğrendik, pandami,enfekte, vantilatör,entübe gibi, bir çok Latince terim. Zaten her şeyi yarım yarım bilip satmayı seven bir millet olunca, biz sağlıkçılara, böyle giderse akıl bile vermeye başlarız. Malum çocuğu olan çocuk gelişimci,dedikoduyu seven psikolog,eşin doktor-avukatsa en bilgin meslek mensubu oluveririz.  

Yaşlılarımızı korumaya çalışıyoruz, bebelerimiz ve diğer bütün canlılar bu virüsten pek etkilenmiyor.

20 yaş ile 64 yaş arası da  her zorluğa,geçim sıkıntısına rağmen ‘‘evde kal’’ çağrısına uymaya gayret ediyor…

Her gün demeç veren yöneticimiz de ‘‘her şey yolunda’’ diyor. Daha ne, belamımızı mı istiyoruz? Bir elimiz yağda bir elimiz balda, ne derdiniz var dışarı çıkıyorsunuz. Anlamadım ki, aç mısınız açık mısınız? Ne istediniz de vermediler!

Salgınla doğa, kendine gelmeye başladı. Hayvanlar, çocuklar mutlu ve sağlıklı. Parası olanlar da çalışmak zorunda olanlara ukala ukala veryansın etmeye devam ediyor. Zaten bizi yöneten kimlerden oy alacağını hesaplamış. ‘‘Ortada kalanın canı çıksın’’diyor.

Daha önce korona için ‘‘helal olsun herkese eşit davranıyor’’ diyordum. Yok, vazgeçtim, hiç de eşit davranmıyor. Tamam, doğa, çocuklar, hayvanlar çok önemli amenna, onlara torpil geçsin kabul, kabul de… 
Be! Kardeşim, burada da zengin fakir diye ayırmayaydı iyiydi…   

Aslın da biz bir toplanıp gitsek mi?

Nasıl olsa, her pisliği başımıza getirenler yine torpilli, bizi de insan yerine koyan yok. Tek umudumuz da çocuklarımız kaldı. Artık tabiat anayla, evlatlarımız gerekeni yaparlar…

Ne demişler ‘‘tarafız olanlar bir gün bertaraf olurmuş’’   

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

UYANIŞ...

Kayıp Nesil...