Darbe Böyle Olur, Buyurun Savaşa Hoşgeldiniz!
Darbe
Böyle Olur, Buyurun Savaşa Hoşgeldiniz!
Bugün günlerden 11 Nisan 2020 ve sabahın 7’si
üstelik bizim gibi yoğun iş hayatı olan insanların en keyif aldığı günlerden,
hafta sonu tatili, tabi o günler de eğitim… Toplantı… Gibi, gibi işleriniz
yoksa.
Elbette, sayın korona memleketimize uğramadan önceydi
bunlar. Ancak beni uyku tutmadı. Eee yıllarca çalış çalış sonra da böyle
zorunlu tatile gir. Galiba bu sefer gerçek emeklilik yaşıyoruz hepimiz.
Biliyor musunuz? Maddi sıkıntı ve ölümler olmasaydı,
benim hiçbir şikâyetim yok aslında bu durumdan ve hatta çok da heyecanlıyım, bu
saatte kalkıp aklımdakiler gitmesin diye, bilgisayarın başına geçip sizlerle
heyecanımı paylaşmak istedim…
Keyfim yerin de oh be! Artık biz 70 kuşağı da eğer
virüsten kurtulur yaşarsak, torunlarımıza anlatacağımız tarihe damgasını vuran
anılarımıza, bir tanesini daha eklemiş oluyoruz…
80 darbesin de daha 9 yaşında saçı belekli, sümüklü
bir bebeydim. Solcu ağabeyler 12 Eylül ihtilalini anlatır sol elini gösterip
zafer işareti yapar başlarlar, ‘‘biz var ya…Vızır vızır kurşunlar arasın da
haklı mücadelemizi verdik’’ derler.
Sağcı ağabeyler, yine ‘‘ihtilal’’ der, kurt
işaretiyle ‘‘az mı kan döküldü’’diyerek, ağızlarını doldura doldura anlatırlar.
Darbeyi, sokağa çıkma yasağını, ne yalan söyleyeyim arada imrenirdim onlara.
Tarih kitapların da okuyup bilgi sahibi olduğum
olaylar. Haa bizim evde de o yıllar da bir hareket vardı, çünkü babam Aziz
Nesin kitapları okuyan, ağabeyim ise Adana Erkek Lisesi öğrencisiydi hal böyle
olunca bu mevzuların için de büyümüştüm, ancak daha çok küçük olduğum için
olaylara hâkim değildim.
Şunu iyi biliyorum, o yıllar da toplum çok sıkıntı
çekmişti ki genel olarak biz yaşlar siyasi kimliksiz büyütüldük, galiba aynı
acılar yaşanmasın diye. Bu nedenle bazen solcu oldum bazen sağcı. Hala neci
olduğumu ben bile bilmiyorum. Çokta umurum da değil.
Biz yaşların hayatta tek derdi, okuyup makam-mevki
sahibi olmaktı, genelimiz bu şekilde büyütüldük. ‘‘Etliye sütlüye karışma oku…’’
Hep imrenirdim, olur ya bir gün torun torba sahibi
olduğum da ağzımı oldura doldura toplumsal bir yaşanmışlığı keyifle anlatmayı…
Hayatımız hep PKK saldırılarıyla,depremlerle,tarikatlarla,gezi
olaylarıyla,habire aydınların içeri girmesiyle,maddi sıkıntıların yarattığı
toplumsal ya da bireysel çıldırmayla geçip durdu.Pehh şöyle okkalı bir
hikayemiz hiç olmayacak derkeeen….
15 Temmuz çıktı karşımıza, heyt be! Dedim. ‘‘ işte
bir anı’’ ama neredeee o da fos çıktı.Ara da masumların kaynadığı minnak bir
darbe girişimi…
Ya şimdi öyle mi? iki gün sürecek bir sokağa çıkma
yasağı… Toplumun değil, toplumların tarihine geçireceği bir hareket…
Korona darbesi!
Oh be! Artık,
ölmez şayet hala yaşayıp torunlarımı görme şansım olursa, ağzımı doldura doldura,
60 kuşağının yaptığı gibi, ‘‘biliyor musunuz? Bizim zamanımız da her gün bir
şehit veriyorduk, durmadan kadın, çocuk, hayvan demeden bütün canlılar ya
tecavüze uğruyordu ya da dövülüyordu, insanlar yokluktan intihar ediyor,iktidara
muhalif olduğun da içeri atılıyor, bir de sonradan çıkan hoca efendi yüzünden,
niye işten atıldığını anlamayan insanlar oluyordu ve bazıları neden hapiste
olduğunu dahi bilmiyorlardı,gençler yeşili koruyalım diye Gezi eylemi bile
yaptılar, sonuç değişmedi ancak onlar Gezi olaylarını tarihe geçirdiler,bir de
habire maden ocakları çöküp çöküp dururken,deprem de yanlış yapılanmayla
binlerce insan öldü,bunlar ne ki bir korona salgını başladı ki hiç sormayın,dünya
bu illetten kurtulabilmek için çok savaştı.Evlerimizden çıkamaz olduk biliyor musunuz
çocuklar, sokağa çıkma yasağı bile ilan edildi, ahh ahh ne günlerdi en yakınlarımızı
kaybettik,aklımızı yitirmemek için işi mizaha döktük,maddi-manevi bittik ama
olsun yine de koronaya yenilmedik.Aman ha… Etliye sütlüye karışıp sağlıkçı
olmayın ölenlerin çoğu onlardı.’’
İşte, eğer sağ salim çıkarsam bu nusubetten, torunlarıma uzata uzata
anlatacağım bir hikayem var artık…
Ahan da 60 kuşağı, siz siyasi yaşadığınız hikâyenizi
anlatırken bu kadar geniş kapsamlı ve evrensel anılar biriktirmiş miydiniz?
Biz de açlık var, yokluk var, terör var, afet var,
hapishaneler düşünce suçlusu dolu, işte bir de korona darbesini de gördük, daha
bize cücük diyebilecek misiniz?
Haydi, bakalım hodri meydan!
Amaaaa, helal
olsun bu virüse, kendimizi kaybedip dünyalıklarla uğraşan, haksızlıklara kafamızı
gömen, ölümüze-dirimize sahip çıkmayıp, insanlığımızı yitirip, bencilliğimizle
boğuşan bizlere okkalı dersimizi vermeye devam ediyor…
İnsanlığın durduramadığını o durdurdu ya daha ne
diyeyim…
Savaş mı? Alın size savaş şimdi gücünüz yetecek mi?
Bakalım…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve
beden sağlığınızı korumaya çalışın lütfen!
Yorumlar
Yorum Gönder