Başlık Bulamadım…


Başlık Bulamadım…

Eski den tanıdığım bir arkadaşım ‘‘yazıların okunmasın da başlık etkilidir’’ öğüdünden bu yana hep dikkat çekebilecek başlıklarla yazımı yazdım ancak kafam öyle karışık ve gündem öyle saçma ki  başlık bulamadım, bu seferlik böyle olsun olur mu?

Bugün ne yazacağımı kafam da bir türlü toparlamakta zorlandım. Nedeni başım dertten hiç kurtulmuyor. Galiba ben bahtsız bedevilikten zor kurtulacağım bir de yazarken kimseyi hedef almamaya çalışmak özgürce yazı yazamamak iğrenç bir durum.

Taki… Prof.Dr.Nurullah Genç’in bir video paylaşımına kadar.Yaşadığım psikolojik baskıyı yasa gereği izah edemiyorum ancak bunu da bir şekilde yazmam gerek, her ne kadar avukatım ‘‘Allah’ın doğrucu Davut’u, Robin Hood’u sen misin? Sana ne!’’ dese de.


Prof.Dr. Nurullah Genç: ‘‘Sultan yolun ortasına büyükçe bir taş koyar. Pencereden seyretmeye başlar. ‘‘Bakim insanlar ne yapacak’’ der.

Vezir gelir, taşı görür. Aklına taşı yoldan kaldırmanın sadaka olduğu gelmez bile, taşın etrafın da dolaşır der ki; Sultanımla konuşun, yolun ortasından taşı kaldırması için adam bulalım. Bir kadro ihdas (oluşturma) edelim.

Vezir gider, asker gelir.

Asker de taşın etrafın da dolaşır. Onun da aklına gelmez taşı kaldırmaz, o da der ki; ‘‘ vezir ile bir konuşayım, yolun ortasına taş bırakanlara hangi cezayı vereceğiz onu kararlaştıralım.

O da cezadan anlıyordu. Onun hüneri de bu…
Belin de kılıcı var. Çekti mi? tamam…

O gelir, bu gider…

En son menfaatperest gelir. Saray dalkavuğu,  Saray maskarası.

Bir yerde anlatıyorum, birisi dedi ki; ‘‘Saray da dalkavuğun ne işi var?’’
Eleştirecek ya…

Başka dalkavuk olmasın diye dedim.

Dedim ki; Padişahlar öyle akıllı adamlar ki, saray da dalkavuk tutarlar. Bir başkası dalkavukluk edince; Dur, o senin işin değil burada benim dalkavuğum var. Saray dalkavukluğunun kadrosu bundan vardır.

Çünkü; adam maskara işi o,maskaralık yapar, dalkavukluk yapar, hatta şiir yazanları da vardır.Saray şairi diye geçinirler. Oradan buradan alıntılarla şiir yazmaya çalışırlar.

O da gelir taşın etrafın da bir tur atar.

Böyledir biliyor musunuz?

Dalkavuklar, menfaatperestler ikiyüzlüler, sürekli sorunların etrafın da taklalar atarlar. Asla düzeltmezler. Düzelmesi için de hiç bir şey yapmazlar. O sorunları çoğaltanları da överler. Onlara da efendimiz gözüyle bakarlar.

Zaten o da oturup yolun ortasında ki taşa şiir yazar. ‘‘Sultanıma okuyayım’’ diyerek kalkıp gider.

En sonun da köylü vatandaşımız gelir. Öğrenmiş, yolun ortasındaki taşı kaldırmak sadakadır. Taşa bir tebessümle bakar sonra der ki;

‘‘Kaldırayım şunu ortadan kimsenin ayağına, hayvanına, arabasına takılmasın.’’ Eşya sepetini, küfeyi koyar kenara ‘‘Ya Allah Bismillah!’’Deyip, taşa sarılır sağa sola, sağa sola derken taşı kaldırır koyar kenara.

Sonra, bir bakar ki taşın altın da bir kese, keseyi açar, için de altın şaşırır, altınların üstün de bir not;

Sultan şöyle yazmıştır : ‘‘Bu kesedeki altınlar taşın altına elini sokmayı becerebilenler içindir’’

Taşın altına elini sokmazsa bir insan başarılı olamaz, mümkün değildir. Maalesef bu ülke taşlarla dolu, bir hayale gitmek için de başarılı olmak isteyen kişi çalışarak taşın altına eline sokacak, sokmazsa olmaz.’’      

Şimdi bu alıntıyı neden paylaştım. Evet, ben ‘‘Allah’ın doğrucu Davut’’ u değilim. Hata yaptıysam özür dilemeyi de bilirim, suç işlediysem de kanun karşısına çıkmaktan çekinmem ama kimse bana aba altından sopayı gösterip psikolojik baskı yapamaz hele hele hiçbir bağım olmadan kişisel telefonumu arayarak bunu yapamaz.

Kimseye de bu yapılmamalı zaten.

Önümüz de 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’mızla birlikte Atamızın doğum günü kutlamalarımız var. Lütfen hepimiz elimizi taşın altına sokarak o gün de koronayı sevindirmeyelim ve 23 Nisan Bayramı’mız gibi coşkumuzu evlerimiz de yaşayalım…

Maalesef Adana’da gördüğüm o ki kimse salgını önemsemiyor ve sokakta insanlar maskesiz,güvenli mesafeyi korumadığı gibi esnafın çoğunda da maskenin takılı olmadığını görmek beni hayli endişelendirdi.

Çünkü;  bu duyarsız insanlar yüzünden bizler evlerimize hapis olurken aşımızdan işimizden olduk….

Boş kahramanlık yapmayacağınızı umut ederek, şimdiden Atam’ın doğum gününü,19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı’mızı Kutlarım!

Her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!    
  


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…